İlişkiler hayatın temel bir parçasıdır, ancak bu her zaman sağlıklı yürüdüğü anlamına gelmez. Bu bağlar koptuğunda, acı verici özlem duyguları yaşayabiliriz. Çoğu insan sevdiği birini kaybettiğinde ya da yakın bir arkadaşından ayrıldığında bu duyguların normal olduğunu bilir. Ancak romantik ilişkimizi bitirdikten sonra kendimizi ona özlem duyarken bulduğumuzda, bu şekilde hissetmek çok daha kafa karıştırıcı olabilir. Peki artık hayatımızda olmasını istemediğimiz birini neden hala özleriz?
Neden hala onu özlüyorum?
Hayat, ilişkilerdeki değişiklikler de dahil olmak üzere değişikliklerle doludur. Artık hayatınızın bir parçası olmayan birini özlemeniz doğaldır. O kişi ve sahip olduğunuz ilişki, ne kadar süreliğine olursa olsun, hayatınızda bir amaca hizmet etmiştir. Bu nedenle işler değiştiğinde, o kişi hayatınızın bir parçasıyken sahip olduğunuz hayatı, başka bir deyişle rutininizi özlemeniz doğaldır. Artık hayatınızda istemediğiniz birini özlemek, insan psikolojisinin karmaşıklığından kaynaklanır. Peki neden özleriz sorusuna gelirsek; bu durumun birkaç önemli sebebi olabilir.
Alışkanlıklar ve Bağlanma
İnsanlar, bir ilişki içindeyken belirli alışkanlıklar ve rutinler geliştirirler. Bu alışkanlıklar, ilişki sona erdiğinde de devam edebilir. Beyin, tanıdık ve alıştığı durumları arar. Bu yüzden, eski alışkanlıkların ve anıların yokluğu, kişiyi özleme duygusuna sevk edebilir.
Pozitif Anıların Etkisi
İlişki sona erdiğinde, insanlar genellikle pozitif anıları daha çok hatırlama eğilimindedir. Bu, duygusal olarak zorlayıcı veya olumsuz anıları hafifletmek için bilinçaltının bir mekanizmasıdır. Bu yüzden, geçmişte yaşanan güzel anılar, kişiyi özleme duygusunu tetikleyebilir.
Kapanmamış Hesaplar
İlişki tam anlamıyla sonlandırılmamış veya bazı sorular cevaplanmamış olabilir. Bu durum, zihinsel olarak kişinin o ilişkiye takılı kalmasına ve özlem duymasına neden olabilir. Yarım kalmış meseleler, kişinin huzursuz hissetmesine ve eski ilişkisini düşünmesine yol açabilir. Bu yüzden, eski partnerinize ithafen bir veda mektubu/mesajı yazmak, ona göndermeseniz bile, ilişkiyi zihninizde sonlanmasına yardımcı olacaktır.
Bağımlılık ve Beyin Kimyası
Sevgi ve bağlanma, beyinde kimyasal tepkimeler oluşturur. Özellikle, dopamin ve oksitosin gibi kimyasallar, ilişki sırasında salgılanır ve kişide mutluluk hissi yaratır. İlişki sona erdiğinde, bu kimyasalların eksikliği, kişide bir tür yoksunluk sendromuna neden olabilir. Bu da özlem duygusunu tetikler.
Kendini Sorgulama ve Kişisel Gelişim
İlişki sonrası insanlar genellikle kendilerini sorgular ve neyin yanlış gittiğini anlamaya çalışır. Bu süreçte, eski partneri düşünmek ve onu özlemek, kişisel gelişim ve öğrenme sürecinin bir parçası olabilir. Bu, gelecekteki ilişkilerde daha iyi seçimler yapmak ve hatalardan ders almak için önemlidir.
Sosyal ve Kültürel Etkenler
Toplum ve kültür, insan ilişkileri ve duygusal bağlılıklar konusunda belirli normlar ve beklentiler oluşturur. Bu normlar, ayrılıktan sonra kişinin yalnız kalma korkusunu veya sosyal baskıları artırabilir. Bu durum da, kişinin eski partnerini özlemesine yol açabilir.
Neden birlikte olmadığımız veya istemediğimiz birini özleriz sorusunun cevabı oldukça komplike olabilir. Bu nedenler, bireyden bireye farklılık gösterebilir ve her ilişki kendine özgü dinamiklere sahiptir. Önemli olan, bu duyguların doğal olduğunu kabul etmek ve zamanla bu duygularla başa çıkmayı öğrenmektir.
Birini özlemenin doğanızın bir parçası olduğunu hatırlayın.
Bir ilişki sona erdikten sonra, her ne sebeple olursa olsun, hala onu özlüyorsanız, bu duyguların normal olduğunu kabul etmek çok önemlidir. Bu tür duygular karmaşık olsa da, ilişkinin ilk etapta neden yürümediğini hatırlamak, devam etmenin yollarını bulmanıza yardımcı olabilir. Artık hayatınızın bir parçası olmasını istemeseniz bile, değer verdiğiniz birini özlemenizde yanlış bir şey yoktur. Özlemenin acısı üzerinde durmak yerine, paylaştığınız olumlu deneyimler için minnettarlık duygusu hissetmeye odaklanmak faydalı olabilir.
Bir çalışmaya(1) göre, ayrılığın nedenlerini anlamak, daha iyi duygusal sonuçlar ve daha fazla ilişki yeterliliği ile ilişkilendirilmiştir. Bu tür bulgular, diğer kişiyi özleseniz bile, neden böyle hissettiğinizi ve ilişkinin neden bittiğini anlamanın çok önemli olduğunu gösterebilir.
Özellikle romantik ilişkilerde özlem, gelip geçici bir duygu olabilir ve zaman geçtikçe azalır. Diğer durumlarda ise bu duyguların bazıları depresyon belirtileri olabilir. Çok uzun süren üzüntü, umutsuzluk, ilgi kaybı ve zevk almama gibi duygular yaşıyorsanız, bir terapist veya ruh sağlığı uzmanıyla konuşmanız faydalı olacaktır.
Unutmayın, her duygu size ait ve sırf bu yüzden bile çok değerliler. Duygularınız için kendinizi suçlu hissetmeyin ve bastırmak yerine hislerinize şefkat gösterin.
