Başkalarını Memnun Etmeyi Bırakmanın 8 Yolu

Başkalarını memnun etme, sevilme ve kabul görme ihtiyaçlarının temelinde; insanların yaşamlarının birçok alanında, diğer insanlardan onay almaya yönelik istekleri yatmaktadır. Kişi kabul görmek, beğenilmek ve ilgi odağı olabilmek için her şeyi yapabilir. Öncelikle iyi niyetle başlayan kendinden ödün verme, karşısındakinin istek ve düşüncelerini ön sıraya koyma çabası sonrasında hastalıklı ve bağımlı bir hal alabilir. O andan itibaren, kim olduğunun önemi olmaksızın, kişi çevresindeki iş arkadaşı, patronu, arkadaşı, sevgilisi, eşi, ebeveyni vb. tarafından sevilmek, onaylanmak için her şeyi yapmaya hazırdır. Peki “people pleaser” olarak da sıklıkla karşımıza çıkan, başkalarını memnun etme odaklı olma durumu için neler yapabiliriz?

Yazı içeriği

Neden başkalarını memnun etmek isteriz?

Bu davranış aslında kişinin içinde yer alan boşluğu doldurma çabasına işaret eder. Çocukluğunda ebeveynleri tarafından ilgi görmeyen bireylerde daha sık gözlemlenmekle birlikte temelinde özgüven eksikliği olarak karşımıza çıkmaktadır.

Güven ve öz saygı eksikliği, kabul görme ihtiyacı, herkesi baştan çıkarma arzusu, imajını kabul ettirme ve değer görme ihtiyacı, psikolojik acı ve derin bir huzursuzluk hisleri de bizi başkalarını memnun etmeye yöneltir. Söz konusu başkalarını sürekli memnun etmek olduğunda, bu belirtilere dikkat etmekte fayda var:

Reddedememek, hayır diyememek.
Başkalarının ne düşündüğü konusunda takıntılı olmak.
Nefret edilmekten korkmak.

Başkalarını memnun etme odaklı olmayı bırakmak için ne yapmalıyız?

Başkalarını memnun etmek, toplumsal normlar ve kişisel ilişkilerde sıklıkla önemli bir rol oynar. Ancak, bazen bu durum kendi mutluluğumuzu ve iç huzurumuzu gölgeleyebilir. Sürekli olarak başkalarının beklentilerini karşılamaya çalışmak, kendi ihtiyaçlarımızı ihmal etmemize neden olabilir ve zamanla bizi yıpratabilir. Dolayısıyla, kendimizi gerçekten memnun etmek için başkalarının beklentilerine göre yaşamaktan çıkmalı ve içsel yönlendirmemizi ön plana çıkarmalıyız.

Kendinizi eleştirmeyi bırakın.

Kendinize mutlaka, “Kendimi nasıl görüyorum?”, “Kendime bakış açım neden olumsuz?” sorularını sorun ve önyargılı bakış açınızın farkına varın. Kendiniz ile ilgili olumsuz düşünceyi önlemek için öncelikle bu düşüncenizin gerçekten var olup olmadığının farkına varın. Düşüncelerinizi yorumladığınız gibi değil, üçüncü bir kişinin bakış açısından tarafsız olarak gözlemleyin.

Mükemmel olmadığınızı kabul edin.

Hepimiz farklı ailelerde, farklı hayatlarda ve farklı geçmişe sahip olarak gelişiyoruz ve dönüşüyoruz. Bu nedenle bazı insanlarla anlaşamamak ya da uyuşamamak çok normal. Bazı insanlar seni beğenmeyebilir, seni onaylamayabilir veya kabul etmeyebilir. Bununla birlikte, hatanın insanlar için olduğunu unutmayın. Hepimiz zaman zaman hatalar yapıyoruz. Mükemmeliyetçilik tuzağının farkında olun. Başarılarınıza ve sizi gerçekten seven insanlara odaklanın.

Hayır demeyi öğrenin.

Hayır demek, kişisel sınırlarımızı korumanın ve kendi ihtiyaçlarımızı önceliklendirmenin önemli bir yolu olarak karşımıza çıkar. Ancak, birçok insan için “hayır” demek zor veya rahatsızlık verici olabilir. Bu durumun temelinde, başkalarını memnun etme isteği ve reddedilme korkusu gibi faktörler yer alabilir.

Ancak hayır demeyi öğrenmek, sağlıklı ilişkiler kurmanın ve kendi mutluluğumuzu korumanın kilit bir unsuru haline gelir. Hayır diyebilmek kendi sınırlarımızı belirlemek ve kendi değerimizi tanımak için güçlü bir adımdır. Bu süreçte, kendimize güvenmeli, doğru zamanlama ve iletişim becerilerini geliştirmeli ve gerektiğinde hayır demenin kabul edilebilir bir şey olduğunu kabul etmeliyiz. Bu sayede, kendimizi başkalarının istekleri karşısında sürekli olarak zor durumda hissetmekten kurtuluruz ve daha sağlıklı ilişkiler kurabiliriz.

Zamanınız önemlidir.

Zaman, en değerli kaynaklarımızdan biridir ve nasıl kullandığımız, yaşamımızın kalitesini belirleyebilir. Ancak, zaman yönetimi konusunda birçok insan zorluklar yaşar ve zamanlarını etkili bir şekilde kullanmakta güçlük çekerler. Zamanınıza değer vermeye başlayın. Kendinizi, başkalarına göre öncelik haline getirmeye başlayın. Bu beceriye sahip olmak, stresi azaltır, üretkenliği artırır ve daha dengeli bir yaşam tarzını destekler.

Onay beklemeyi bırakın.

Onay beklemek, birçok insanın kendilerini değerli hissetmek için başvurduğu bir davranıştır. Ancak bu beklenti sıklıkla hayal kırıklığına ve hatta öz saygı sorunlarına yol açabilir. Asıl odaklanmamız gerekenin kendi içimizdeki değeri tanımak olduğunu vurgulamak önemlidir.

Diğer insanların onayı elbette değerlidir. Ancak kendimizi sadece dışarıdan gelecek onaylara bağlı olarak değerlendirmek, sürekli bir tatminsizlik duygusuna yol açabilir. Birinden onay beklediğinizde ona hayatınızdaki değeri verme veya alma gücü veriyorsunuz. Bunun farkına varın. Gerçek mutluluğu ve tatmini bulmak için öncelikle kendi içsel değerimizi tanımak ve kabul etmek gereklidir. Bu, dışsal faktörlere bağımlı olmadan, kendi başarılarımızı ve yeteneklerimizi takdir edebilmemizi sağlar. Onay beklentisi yerine kendi doğrularımıza ve değerlerimize sadık kalarak, daha sağlam bir öz saygı ve iç huzura sahip olabiliriz.

Sizi tüketen insanları hayatınızdan cesurca çıkarın.

Sizi tüketen insanların farkına varın ve bu insanları yavaş yavaş hayatınızdan çıkarmaya karar verin. Bazen köprüleri yakmaktan başka seçenek yoktur. Daha iyi insanlarla olmayı hak ettiğinize inanın. Sürekli sizden faydalanmaya çalışan zehirli insanlar, sadece sizin bu duygunuzu besliyorlar. Kibarca onları hayatınızdan çıkarın.

Meditasyon yapın.

Düzenli olarak yapılan meditasyon zihninizin çalışma şeklini değiştirir. Nefesinize odaklanmak gibi basit uygulamalar öz farkındalığınızın gelişmesine yardımcı olduğundan, bu da davranış kalıplarınızın değişmesinde oldukça önem taşır.

Eleştirilmekten korkmayın.

Ne yaparsanız yapın, insanlar her zaman konuşacak bir şeyler bulurlar. Dolayısıyla korkmak bir çözüm değil. Eleştirileri özgürce dinleyin yararlı olanları kabul edin ve gerisini reddedin.

Kaynaklar

başkalarını memnun etmeye çalışmak, Başkalarını memnun etmeyi bırakmak, farkındalık, people pleaser

Gülnur Orhan

İş yaşamının insani yönünü irdeleyen çeyrek asırlık bir İK profesyoneli ve Akademisyen. Bireysel Gelişim, Farkındalık ve Kariyer Koçluğu çalışmaları halen devam etmektedir. Hayatta başımıza gelenlerin sonuçlarından çok, nedenleriyle ilgilenen bir Ayurveda takipçisi. Marmara Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi'nde lisans ve iki yüksek lisans derecesine sahip. Yeni İnsan Kaynakları Yönetimi Yaklaşımları, Farklılıkların Yönetimi, Çalışma Hayatında Zor İnsanlarla Başa Çıkma Yöntemleri, Kendini Gerçekleştirme, Etkili İş Görüşmesi Teknikleri konularında uzun yıllar çalışmış ve eğitimler vermiştir. Çeşitli kişisel gelişim eğitim ve atölyelerinde yer alarak insanın iç dünyasına yönelik çalışmalarını derinleştirmiştir. Zor İnsanlarla Etkili İletişim, Kişilik Tipleri, Kişilik Analiz Yöntemleri, Enneagram Kişilik Modelleri ve buna bağlı İletişim Biçimleri, Kariyer Koçluğu, Motivasyon, Tükenmişlik gibi, hayatın insanları sınadığı noktalarda, mücadele edebilmeyi konu eden çalışmalarda eğitim vermeye ve yazılar yayınlamaya devam etmektedir.