Her birimiz bu dünyaya deneyimlemeyi seçtiğimiz çeşitli konularla geliyoruz; ancak dünyaya geldiğimizde, bu seçimlerin kendimiz tarafından yapıldığını unutarak deneyime giriyoruz. Bu durum da deneyimlerimize kabul veremememize, kurban sendromu geliştirmemize ve Öz’ümüzden; yani hakikatten kopmamıza sebep oluyor.
Özümüzün üstünün kapandığı bu süreçte birçok kopya kimlik üretiyoruz.
“Ben sevilmeyi hak etmiyorum, değersizim, yetersizim, başarısızım, suçluyum, sağlıksızım, çirkinim…” gibi birçok inanç geliştiriyoruz. Bu inançlar sonucunda değersizlik, yetersizlik, başarısızlık, suçluluk gibi birçok kopya kimlik yaratıyor, bu kimlikleri hakikatimiz zannederek deneyimlemeye devam ediyoruz.
Her bireyin kendi hayat yolculuğu, bu yolculuğunun içinde kendi öğretileri var. Kimimiz daha yumuşak, kimimiz daha sert gibi görünen deneyimlerden geçmeyi seçiyoruz. Aldatılma, kayıp, cinsel istismar, hastalık gibi zor gözüken deneyimler de, öğretmeninden azar işitme, arkadaşınla tartışma gibi daha masum gözüken deneyimler de aynı değere sahiptir.
İlgini çekebilir: Zorlukların Üstesinden Gelmek İçin 4 Yol: Zümrüdü Anka Kuşu Efsanesi
Deneyimlere anlam ve tanımlar yükleyen zihnimizdir.
Oysa ki, deneyimlerimizdeki duyguların ve kopya kimliklerin kendimiz tarafından yaratılmış enerjiler olduğunu görmeye ve idrak etmeye başladığımızda, gözlemci olmaya başlarız. Deneyimlerimize anlam yüklemeden, zihne düşmeden, yalnızca deneyimlerimizdeki öğretileri görmeye niyet ettiğimizde deneyimlerimizin sorumluluğunu almaya, kendi seçimimiz olduğunu hatırlamaya başlarız. Biz deneyimimizin sorumluluğunu almayı seçtiğimiz anda, şifa da başlar. Çünkü, kaybettiğimiz ve başkalarına verdiğimiz gücü geri almaya, kendi gücümüze uyanmaya başlarız.
İlgini çekebilir: Gücünün Farkında Olmayan İnsanların 4 Alışkanlığı
Seçimlerimizi unutmamızın yegâne sebebi, elbette ki unuttuklarımızı yeniden hatırlamaktır. Unuttuklarımızı yeniden hatırlamak, kendimizi bilmeye başlamaktır. Kendimizi bilmek, dönüştürülecek enerjileri fark etmemizin, kopya kimliklerimizi özümüze yeniden katmanın hatırlatıcısıdır. Öğretilerimizi görmenin, zihnin illüzyonundan çıkıp kalbe girmenin en önemli adımıdır. Şifanın içimizde olduğunu, bu evrende her şeyin kendimizden kendimize olduğunu, Öz’ümüzün üstünü kapatan enerjileri teker teker kaldırarak Yuva’nın kendimizden başka bir yerde olmadığını idrak edebilmenin en kilit noktasıdır.
Deneyiminin içinde zorlandığında ve zihne düştüğünde gözlerini kapatıp burnundan derin birkaç nefes al. Bedenini ve zihnini rahatlat. Nefes, An’da gerçekleştiğinden, seni yeniden An’a getirecektir. Deneyiminin senin tarafından yaratıldığının bilincinde kalarak kendine sor:
- Benim bu deneyimdeki öğretim ne?
- Hangi enerji kendini gösteriyor?
- Neyi dönüştürmem gerekiyor?
- Öz’ümün üstünü kapatan hangi perdeyi aralamaya başlıyorum?
Bırak cevaplar senden sana aksın. Olması gerektiği zamanda, olması gerektiği şekilde senin hakikatinden senin bilincine gelsin.
Ve şimdi derin bir nefes alıp kendine sorar mısın?
Zihinde miyim yoksa deneyimde miyim?
İllüzyonda mıyım yoksa hakikatimde miyim?
Kendimde miyim?
…ve derin bir nefes.