Ebeveynlerinizde sevmediğiniz, hatta en şikayetçi olduğunuz davranışları partnerinizde gözlemlediğiniz oldu mu hiç? Peki bu cümleler size bir yerden tanıdık geliyor mu: “Aynı babam gibisin! Annem gibi davranma!” Ebeveynlerimize benzer partnerler seçmek, bilinçli bir tercih mi yoksa sadece bir tesadüf mü? Psikologlar bu sorunun cevabının, bilinçaltımızda yatan derin motivasyonlara ve deneyimlere dayandığını öne sürüyor. Çocukluk yıllarında edindiğimiz duygusal kalıplar ve ebeveyn ilişkilerimiz, yetişkinlikteki partner seçimlerimizi nasıl etkiliyor? Aile dinamiklerinin romantik ilişkilerdeki rolünü ve ebeveyn figürlerine benzeyen partnerler seçmenin ardındaki psikolojik nedenleri keşfediyoruz.
Ebeveynlerimize benzer partner seçiminde aile içi modellemenin etkisi
Hepimizin bebeklik döneminde geliştirdiği bir bağlanma stili var. Bağlanma stilimize göre de kurduğumuz ilişkileri şekillendiriyor ve belli örüntüleri sürdürüyoruz. Buna ek olarak büyüme sürecimiz boyunca ebeveynlerimizden gördüğümüz davranış kalıplarını modelliyor ve kendi doğrumuz haline getiriyoruz. Bazılarımız erişkinlikte belli davranış kalıplarından rahatsız oluyor ve bunları değiştirmeye çalışıyor. Bu kez şu sözler devreye giriyor: “Anneme/babama benzemeyeceğim”, “Ben sizin gibi olmayacağım”.
Fakat sonrasında bir bakıyoruz ki kendimizi, benzer olayların yaşandığı bir ilişki içinde buluyoruz. “Nasıl yani?” diyenler varsa öncelikle mevcut ilişkinizdeki veya son ilişkinizdeki yaşadığınız sorunları gözden geçirmenizi istiyorum.
- En çok hangi konularda tartışırdınız?
- Partnerinizin en çok hangi özelliğini sevmezdiniz?
- Partneriz tartışma sırasında size en çok hangi cümleyi kurardı?
- Sizi en çok hangisi incitirdi?
Objektif şekilde hepsini değerlendirin. Ebeveynlerinizin en sevmediğiniz veya en şikayetçi olduğunuz yönleriyle benziyor mu?
Ebeveynlerimizde sevmediğimiz özelliklere neden çekim duyuyoruz?
Madem ebeveynlerimizde sevmediğimiz özellikler var, neden bunların aynısını/benzerini sergileyen insanlara çekim duyuyoruz? Cevap çok basit: Alışkın olduğunuz örüntüyü sürdürüyorsunuz. Benzer kişileri seçiyoruz, çünkü iyi veya kötü de olsa, alışkın olduğumuz ve bu yaşa kadar öğrendiğimiz bir ilişki örüntüsü var.
Ebeveynlerimizde sevmediğimiz özelliklere çekim duymamızın ardında genellikle bilinçaltında yatan psikolojik dinamikler bulunur. Bu durum, çoğu zaman çocukluk yıllarında öğrendiğimiz ve benimsediğimiz duygusal kalıplarla ilgilidir. Ebeveynlerimizin davranış biçimleri, tutumları ve ilişki modelleri, bilinçdışı bir şekilde bizim için “aşina” ve “normal” hale gelir. Yetişkinlikte bu özelliklere sahip partnerlere çekim duyma eğilimimiz, tanıdık bir duygu dünyasını yeniden yaşamak ve çözülmemiş duygusal yaralarımızı iyileştirme arzusuyla ilgili olabilir. Bu çekim, bilinçaltında ebeveynlerimizle yaşadığımız deneyimleri farklı bir şekilde yeniden kurgulama ve onlardan farklı sonuçlar çıkarma isteğimizi temsil edebilir.
Örneğin; çocukken hata yaptığınızda eleştiriliyorsanız, başarılı olduğunuzda ise bu göreviniz gibi yansıtılıp olumlu dönüt almıyorsanız muhtemelen hata yapmaya karşı yoğun kaygı duyarsınız. Yanlış yapmaktan kaçınırsınız, hep başarılı ve iyi olmaya özen gösterirsiniz. Çünkü, sizin kabul edilmek için koşulunuz budur. Aileniz, size karşı böyle davrandığı için onları eleştiriyor olabilirsiniz. Fakat bu örüntüye alışkın bir kişinin seçtiği partnerin onun başarılarını takdir etmeyen, ufak bir yanlışında eleştiren bir kişi olması muhtemeldir. Doğru veya yanlış bir davranış olması önemli değil. Sizin sürdürmeye alıştığınız örüntü bu olduğu için bu tarz kişilere daha çok çekim duyabilirsiniz. Özetle ailemize benzer kişileri bulmamız şans değil, seçim. Sadece çoğu zaman farkında değiliz.
Sizin bu konuyla ilgili farkına vardığınız noktalar var mı? Benzerlikler dikkatinizi çekiyor mu? Eğerki keşfetmekte zorlandığınız alanlar varsa da bir uzmandan destek alabilirsiniz.