Kişisel sınırlar, duygusal ve zihinsel alanınızı yaratmanıza yardımcı olan görünmez “geçiş yok” tabelaları gibidir. Bu sağlıklı sınırlar, bizim zihinsel ve ruhsal sağlığımız için son derece önemli olduğu gibi; aynı zamanda sağlıklı ilişkilerin de olmazsa olmazıdır. Peki kişisel alanımızı korumak için neler yapmalıyız? Gelin inceleyelim!
Kişisel alan nedir?
Kişisel alan veya kişisel sınır, sizi tanımlayan ve koruyan kullanışlı bir limittir. Bu, başkalarının sizin hayatınıza ne kadar girebileceğini ve ilişkilere gelince ise sizin benlik bilincinizi ne kadar genişlettiğinizi belirler. Psikolog Joaquín Selva, sınır koymanın kişinin kimliğini oluşturmada önemli bir yeri olduğunu ve zihinsel sağlık için kritik bir etmen olduğunu söylüyor.
Her ilişki, kendiniz gibi olmanıza ve bütünlüğünüzü korumanıza olanak sağlayan bir kişisel alana ihtiyaç duyar. Ama bazen bazı insanlar bu kişisel alanımızı ihlal edebilir ve sınırlarımızı zorlayabilirler. Bu gibi insanlar, buna hakları olduğuna ve kendi ihtiyaçlarının sizinkinden çok daha önemli olduğuna inanır. Sınırlar sizin değerleriniz, beklentileriniz, prensipleriniz veya kendinizi fiziksel, duygusal ve zihinsel olarak güvende hissetmek için yarattığınız çizgilerinizdir. Sağlıklı sınırlar koymak, kendinize siz olma iznini vermek demektir. Diğer insanlara hangi değerleri benimsediğinizi, ne yapmaya istekli olduğunuzu ve neyi asla yapmayacağınızı bildirir.
Sağlıklı sınırlar, kişisel inançlarımızı ve değerlerimizi tanımlamamızda bize yardımcı olur. Diğer insanların izinsiz giremeyeceği görünmez bir sınırdır ve başkalarının eylemleri ve davranışları tarafından etkilenmememizi sağlar. Bu sınırlar, karşı tarafı size nasıl davranabileceği ve ne kadar yaklaşabileceği konusunda bilgilendirir
Sağlıklı sınırlar nasıl olur?
Düşüncelerimiz, duygularımız, cinselliğimiz, maddi kaynaklarımız, zamanımız, enerjimiz, etnik, kültürel, politik ve dini inançlarımız için sınırlar koymak en doğal hakkımız. Peki kişisel alanımızı sağlıklı bir şekilde koruyup koruyamadığımızı nasıl anlarız?
- Suçluluk hissetmeden “hayır” dersiniz.
- İstediğiniz veya ihtiyaç duyduğunuz bir şeyi çekinmeden talep edersiniz.
- Kendinize iyi bakarsınız, özen gösterirsiniz.
- İstediğiniz için “evet” dersiniz, zorunluluktan veya başkasını memnun etmek için değil.
- İlişkilerinizin karşılıklı olmasını beklersiniz.
- Hissettiğiniz zorlu duyguları ifade ederken güvende hissedersiniz.
- Kendi mutluluğunuz, üzüntüleriniz, başarılarınız veya hatalarınız için sorumluluk alırsınız.
- Duygularınızla uyum içerisindesinizdir ve onlara saygı duyarsınız.
- Kim olduğunuzu, neye inandığınızı, ihtiyaçlarınızın ne olduğunu net bir şekilde bilirsiniz.
- İlgi çekmek veya reddedilmemek için inançlarınızdan, değerlerinizden veya dürüstlüğünüzden ödün vermezsiniz.
Sağlıklı sınırlar koymak için 3 adım
Kişisel sınırlarınızı belirlemeniz demek değildir ki kendinizi herkesten izole edecek ve herkesi kendinizden uzak tutacaksınız. Sınırlar çok esnek veya katı olduğunda, bazı problemler çıkabilir. Sınırlar biriyle yakınlık kurmanıza engel olacak şekilde araya duvar örmemelidir. Ama çok fazla esnek de olmamalıdır. Bu yüzden sağlıklı bir sınır koyarken dengeyi bulmak önemlidir. Bir ilişkide çok verici bir yaklaşım sergilemek, ilişkide dengesizlik ve istismara yol açabilir. Sağlıklı sınırlar koymanın amacı, başkalarını hayatınıza dahil ederken onlardan kişisel alanınıza, inançlarınıza, değerlerinize ve sınırlarınıza saygı göstermelerini istemektir.
Tabi ki bir yabancı veya yeni bir arkadaş bu kişisel sınırların farkında olmayabilir, tıpkı sizin onların sınırlarını bilmediğiniz gibi. Bu durumda inançlarınız ve değerleriniz hakkında sağlıklı bir iletişim kurmak, bu sınırları oluşturmak için kritik bir adımdır.
1. Değerlerinizi anlayın
Bir takım kişisel değerlerinizin olması, sınırlarınızı belirlemenizi kolaylaştıracaktır. Değerleriniz hangi davranışın kabul edilebilir, hangisinin edilemez olduğunu belirleyecektir. Değerlerinizi tanımladıktan sonra, ihlal edilen sınırları saptayın ve yapmanız gereken değişiklikleri belirleyin.
Eğer bir insan sizin değerlerinizi çiğneyip haklarınızı ve kişisel alanınızı gasp ediyorsa, sesinizi çıkarın ve ona göre bir tavır takının. Hep belirli durumlarda ve belirli insanların yanında kendinizi güvende hissetmiyorsanız, kendinizi güvenli bir şekilde o alanın dışına çıkarmaya çalışın.
2. “Hayır” demeyi öğrenin
Hayır demeyi öğrenin. Eğer sağlıklı sınırlar koymak ve başkalarının o sınırlara saygı göstermesini istiyorsanız, o halde insanlara “hayır” demeyi öğrenmeniz gerekiyor. “Hayır” demek çoğu zaman kolay olmayabilir, özellikle de bunu demeniz gereken kişiler aile üyeleriniz veya işteki patronunuz ise. Ama böyle durumlarda iddialı, aynı zamanda da saygıdeğer olmayı bilmelisiniz. Bunun yanı sıra etrafınızdaki herkesi kurtaramayacağınızı veya herkese yardım edemeyeceğinizi de fark etmeniz gerekir.
Psikiyatrist Abigail Brenner, başkalarını “düzeltmeye” çalışmanın ilgi, sevgi veya onay görmenin bir başka yolu olduğunu söylüyor. Ama bu sadece zaman ve enerji kaybıdır, çünkü onların oldukları kişiden başka biri olmaya niyetleri yoktur. Herkes kendinden sorumludur. Başkalarını kurtarmak veya onların problemlerini çözmek sizin işiniz değildir. Bırakın başarısız olsunlar, bu ders çıkarmaları için tek yol olabilir.
Eğer “hayır” demekte sıkıntı çekiyorsanız, sınırlarınızı belirlemekte de sorun yaşarsınız. İnsanları mutlu etmek sizin sorumluluğunuz değil. Siz sadece diğerlerine saygı, nezaket ve sevgiyle yaklaşmaktan sorumlusunuz. Başkalarına ‘hayır’ diyebilmek, çoğunlukla kendimize ‘evet’ demektir. Bu yüzden bu kelime sizin sınırınızdır ve bunu akıllıca kullanmalısınız.
3. Sınırlarınız hakkında konuşun
Açık olalım; kimse müneccim değildir. Dolayısıyla İster kişisel ister profesyonel olsun, yeni bir ilişki içerisine girdiğinizde bu sağlıklı sınırlar hakkında baştan konuşmak önemlidir. İlişkinin başında karşınızdaki kişiyle kibar ve saygılı bir şekilde sınırlarınız hakkında konuşun. Karşınızdaki kişi durması gerektiği yeri öğrendikten sonra daha temkinli davranacaklardır. Eğer sınırlarınızı bilmesine rağmen kişisel alanınızı ihlal ediyorsa, bu noktada siz üzerinize düşeni yapmışsınız demektir.
Unutmayın; sınır koymak bir öz sevgi eylemidir. Sağlıklı sınırlar, sağlıklı ilişkiler oluşturur. Sınırlar sadece ilişkilerimizi güçlendirmekle kalmaz, aynı zamanda bizi suistimalden ve toksik davranışlardan da korur. Bu yüzden sınır koymak ve kişisel alanımızı korumak, kendimizi sevmeye doğru atılmış bir adımdır.