Tiktok’un Manifesting Akımı: Lucky Girl Syndrome

başını tutan kadın

Sosyal medyada, özellikle tiktok’ta düzenli olarak geziniyorsanız, büyük ihtimalle ne kadar şanslı olduklarını, her şeyin hep yolunda gittiğini kendinden emin bir şekilde dile getiren genç kadınların videolarını görmüşsünüzdür. Son günlerde internette dolaşan bir trend Lucky Girl Syndrome (Şanslı Kız Sendromu). Bu konsepti, devamlı ne kadar şanslı olduğun konusunda kendini telkin ederek ve evrene bu enerjiyi göndererek hayatın çeşitli alanlarında başarı elde etme konsepti olarak açıklayabiliriz. Sosyal medya mecralarında ne kadar işe yaradığını anlatan videolar da var, bu durumun toksik bir pozitiflik olduğunu söyleyenler de… Peki tam olarak nedir bu Lucky Girl Syndrome?

Lucky Girl Syndrome nedir?

Uzun yıllar önce hayatımıza giren çekim yasası hala gündemdeki varlığını sürdürüyor. Artık hepimizin hakim olduğu çekim yasasına göre, zihnimizi odakladığımız deneyimleri kendimize çekiyoruz. Mantığı oldukça basit olan bu akıma göre ise şanslı olduğunuza gerçekten inanırsanız ve zihninizi bu gerçekliğe odaklarsanız şans getiren deneyimleri kendinize çekersiniz.

“Benim için her şey yolunda gidiyor.”, “Benim için her şey hızlıca, eforsuzca ve kendiliğinden olur.” gibi mantraları tekrarlayarak hayallerinizi gerçekleştirmenizi sağlayan, güçlendirici bir uygulama olarak tanımlıyor bu durumu Yönetici ve Kariyer Koçu Lisa Quinn. Quinn’e göre bu yöntemin popülaritesinin temelinde basitliği yatıyor. “Bu mantraları tekrarlamak hızlı ve basittir.” diye açıklıyor.

Lucky Girl Syndrome yöntemi gerçekten işe yarıyor mu?

Mantraları sürekli tekrarlamak basit bir yöntem olsa da, bu akımın göz ardı ettiği bazı ayrıntılar var. Lucky girl syndrome, hayatın bir parçası olan olumsuz duygulara izin vermiyor. Olumsuz duyguları görmezden gelmeye çalışmak öz-şefkatli bir davranış değildir ve kısa vadede işe yarıyor gibi görünse de, bu duygular uzun vadede geri dönüp bir noktada bizi yeniden kıstıracaktır. Aslına bakarsanız, şanslı kız sendromunun toksik pozitiflikle pek çok ortak noktası var.

Pozitif düşüncenin kendi başına sınırları olduğunu gösteren pek çok kanıt mevcut. Olumlu bir düşünce yapısına sahip olmak hayatınızı iyileştirmek için harekete geçmenize yardımcı olabilir, ancak tek başına yeterli olduğu konusunda kesin bir şey söylemek mümkün değil.

Lisa Quinn ise bu stratejinin işe yarayıp yaramadığı konusundaki fikirlerini şu cümlelerle ifade ediyor: “Açıkçası sosyal medyadaki binlerce kadın bunun kendileri için işe yaradığını düşünüyor ve kendilerini benden daha iyi tanıyorlar. Eğer işe yaradığını düşünüyorlarsa kimseye bunu uygulamayı bırakmasını söylemeyeceğim. Ancak, bazı dezavantajları olduğunu da düşünüyorum ve birileri bu konuda sağlam bir bilimsel çalışma yapana kadar, öyle ya da böyle bilemeyeceğiz…”

“Ona ulaşmak için hedefler belirlemezsek, hayal kurmanın ne anlamı var?”

Daha işlevli bir seçeneği deneyebilirsiniz: WOOP Tekniği

Basit yöntemler her ne kadar cazip gelse de kendi kaderinizden sorumlu olduğunuzu hissetmek çok daha güçlü bir duygu. Şanslı kız sendromu yerine WOOP Tekniğini deneyebilirsiniz.

WOOP Tekniği nedir?

20 yıllık bilimsel çalışmanın ürünü ve Alman Akademisyen Gabriele Oettingen’in buluşu olan WOOP Tekniği, isteklerimize yerine getirmek için kullanılan, fakat yolumuza çıkacak engelleri de hesaba katarak başarıya ulaşmamızı sağlayan bir yöntem. Oettingen, pozitif düşünme üzerine çalışmış ve neyin yanlış gidebileceğini tahmin edersek çok daha iyi sonuçlar aldığımız sonucuna varmıştır.

  • W = Wish (Dilek)
  • O = Outcome (Sonuç)
  • O = Obstacle (Engel)
  • P = Plan (Plan)

Aynı zamanda 20 yıllık araştırma sürecinde pozitif düşünmenin tek başına kişinin hedeflerine ulaşması için yeterli olmadığını keşfetmiştir. Dolayısıyla sadece pozitifi düşünmek yerine akılcı bir yaklaşımla isteklerimize kavuşabileceğimizi sağlam temeller üzerine yerleştirmiştir. Bu yöntem iki temel aracı birleştirmektedir: Zihinsel zıtlık ve uygulama amaçları.

Bu iki aracı kullanarak olumlu düşünmeye, hedefinizi ve hedeflerinizle ilgili duygularınızı görselleştirmeye ve hedeflerinizi gerçekleştirirken önünüze çıkabilecek tüm engeller, şüpheler veya korkularla yüzleşmeye mecbur kalırsınız.

Woop tekniği nasıl uygulanır?

  1. Adım: Hedefinizi net olarak belirtin. Basit, net ve kısa ve öz cümleler kullanın. İşin sırrı dileğinizi gerçekçi ve ulaşılabilir kılmak. Kendinize şunu sorun: Ben gerçekten ne istiyorum?
  2. Adım: En iyi sonucu hayal edin. Hedefinizin gerçekleştiğini zihninizde görselleştirin. Görselleştirdiğiniz gerçeklikte yaşarken hislerinizin de tadını çıkarın.
  3. Adım: Mevcut engelleri belirleyin. Olası engelleri gerçekleşmeden önce kabullenmek, gerçekleşmeleri durumunda hazır olmanızı sağlayacaktır.  Engelleri belirlerkenki bu aşamada dürüst olmanız önemli. Gerçekten olabilecek engelleri belirlemek ve bu engelleri ortadan kaldırmak için neler yapmanız gerektiği gerçeği ile yüzleşin.
  4. Adım: Plan yapın. İşler zorlaştığında kendinizi doğru yolda tutmak için bir plana sahip olmak oldukça önemlidir. Engellerle nasıl başa çıkabileceğinizin planını yapın. Engellerle baş edebilmenize ve hedefinize yaklaşmanıza yardımcı olacak stratejileri bu aşamada belirleyeceksiniz. Bu aşama sizin yaratıcılığınızı ortaya çıkaracağınız aşamadır. Olabilecek her engel için ayrı ve ayrıntılı bir planınız olsun.

Bu yöntemi kullanmak; motivasyonunuzu, öz farkındalığınızı, potansiyel engellerle başa çıkma noktasında dayanıklılığınızı artıracak, odaklanma kabiliyetinizi geliştirecek ve hedefe ulaşmada daha açık bir yol gösterici olacak.

Hayallerinizden vazgeçmeyin. Gerçekçi bir tutumla, hedeflerinizin gerçeğe dönüşmesine izin vermek için KİK Akademi tarafından hazırlanan Hedef Programı’na kayıt olabilirsiniz!

İyi Oluş Günlüğü
Kaynaklar
Lucky girl syndrome, tiktok akımı, WOOP Stratejisi, woop tekniği