Arkadaşlarımız hayatı daha tatlı, daha yaşanır kılan güzel detaylardır. Kimi zaman onların omuzlarında ağlarız, kimi zaman ilk arayıp yardıma çağırdıklarımız olurlar. Bazen de karnımıza ağrılar girene kadar sebepsizce güleriz.
Peki toksik ilişkiler sadece aşk ilişkileri için mi geçerlidir? Toksik arkadaşlık ilişkileri var mıdır?
Elbette vardır. Bazen o meşhur arkadaşımızla buluşmak için hazırlanırken ayaklarımız geri geri gider. Nedenini anlamayız ama yanındayken enerjimiz git gide düşer. Veya yanından dönerken kendimizi inanılmaz bitkin hissederiz.
İşte şimdi, bunların olası sebeplerinden ve neler yapabileceğimizden bahsedelim. Arkadaşlık ilişkilerini, hatta o kişi sensen kendini, gözden geçirmeni sağlayacak bir sohbete hazır mısın?
İlgini çekebilir: Toksik Bir İlişki Yaşadığınızı Gösteren 6 İşaret
Eğer konuşurken sadece ve sadece onun hayatından bahsediyorsanız…
Unutma ki tüm ilişkiler alma-verme dengesi içerisinde ilerler. Evrende her şey muazzam bir denge üzerine kurulmuştur. Alma ve vermeyi eşit tutmak bizim bencil olduğumuzu göstermez. Verdiğimiz kadar almayı da bilmek gerekir. Aksi takdirde devamlı olarak verme enerjisinde takılı kalır, evrenin bolluğundan hiçbir şekilde nasibimizi alamayız. Onun ilişkileri, onun işi, onun başına gelenler… Sence bu ne kadar sağlıklı ve dengeli bir ilişki?
Gerçek bir arkadaş bunu görev olarak gördüğü için değil, gerçekten hayatınızda neler olup bittiğini öğrenmek istediği için yapar. İşte bu sağlıklı bir arkadaşlık ilişkisidir.
Eğer sürekli kendinden bahsedip duran o kişi sensen durup bir saniye düşünmeni isteyeceğiz; karşındaki kişiyi arkadaş olarak mı yoksa nefes alıp veren bir günlük olarak mı görüyorsun?
Tek yaptığı şey seni eleştirmek ve düşüncelerine karşı çıkmaksa…
Gerçek bir arkadaş her zaman doğruyu söylemelidir ve yapıcı eleştiride bulunmak sonuna kadar hakkıdır, evet. Fakat bu eleştirinin amacı seni daha iyiye taşımak mı yoksa kendisinin senden daha iyi olduğunu göstermek mi olduğuna dikkat et.
Bazı insanlar kendilerinin mevcut konudaki üstünlüğünü(!) kanıtlamak için eleştiride bulunur. Sürekli kendini ispatlamak için seni kullanan, enerjini düşüren arkadaşlık ilişkisi gerçek bir toksik ilişkidir.
Hiçbir şey paylaşmıyorsa…
Elbette insanlar kendilerini diledikleri kadar açmakta özgürdür. Fakat her şeyini anlattığın, en derin korkularını, tutkularını paylaştığın arkadaşın hakkında hiçbir şey bilmiyorsan durup bir düşünmen gerekmez mi sence de?
İlgini çekebilir: Kendini Açmanın İlişkilerinize Yansıyacak 5 Faydası
Bunun iki sebebi olabilir; ya en başta bahsedilen o sürekli kendinden bahseden kişi sensindir ve onunla ilgili hiçbir şeyi merak etmemişsinizdir, ya da karşındaki kişi aynı samimiyette görmüyordur seni. Bunda hiçbir sakınca yok, herkes herkesi aynı derecede yakın görmek zorunda değil tabi ki. Fakat bu noktada senin de paylaştıklarını gözden geçirmen gerekebilir.
Sen dahil bütün arkadaşlarını kendine rakip olarak görüyorsa…
Tatlı, küçük rekabetlerde bir problem yok tabi ki. Fakat işini, ders notlarını, ilişkini, sahip olduklarını kendisininkilerle yarıştırdığını hissediyorsan burada bir sorun var.
Başına gelen iyi şeylere en az senin kadar seviniyor mu yoksa tam tersi suratı düşüyor, keyfi mi kaçıyor? Nasıl bir enerji alıyorsun ondan? Senin yanında diğer arkadaşları onun için birer rakipmiş gibi mi konuşuyor? Gerçek arkadaşlıklarda ayarsız ve kötü niyetli kıskançlıklara yer yok. Arkadaşın senin rakibin değil, hayallerine ulaşırken seni motive eden ve seninle gurur duyan yol arkadaşın olmalı.
Sadece bir şeye ihtiyacı olduğunda, canı sıkıldığında arayıp soruyorsa…
Belki de kabullenmemiz gereken en zor madde budur çünkü bunu hepimiz birilerine yapıyoruz. Elbette canımız sıkıldığında, bir şeye ihtiyacımız olduğunda arkadaşlarımızı aramak çok doğal. Fakat eğer arkadaşın ihtiyacı karşılandıktan sonra ortadan kayboluyorsa bu noktada kullanılıp kullanılmadığına dikkat etmen gerekecek.
İlgini çekebilir: Duygusal İstismar ve Belirtileri Nedir? Neler Yapılabilir?
Kimsenin geçici yalnızlığına çare olmak, işlerinin görülmesinde etkin rol oynamak zorunda değilsin, sakın unutma. Sadece içinden geliyorsa ve karşındaki kişinin bunu hak ettiğini düşünüyorsan yap.
Başkalarının yanında normalde olduğundan farklı davranıyorsa…
Yanyanayken her şey harika gidiyor. Birlikte saçmalıyor, gülüyor, eğleniyor belki ağlıyorsunuz; birbirinizi çok iyi tanıyorsunuz. Farklı bir ortama girdiğinizde hayata bakışı, sana davranışları, ağzından çıkanlar, hareketleri değişiyorsa dikkat etmen gereken yerdesin. Biraz daha ilgi görmek ve kendini dış dünyaya ispatlamak için seni kullanmamalı arkadaşın.
Sakın unutma; insanların hayata bakış açıları, duyguları, düşünceleri kolay kolay değişmez. Bazen tutarsız insanlarlardan, her kaba göre farklı şekil alanlardan uzak durmak gerekebilir.
Peki eğer tüm bu sayılanlara sahip bir arkadaşın varsa ne yapacaksın?
Kimse sana ilişkini bitir veya devam et diyemez. Kimse senin hayatında söz sahibi olamaz. Bu noktada karar tamamen sana kalmış; doğru veya yanlış yok. Sana zarar verdiğini ve onsuz daha iyi hissedeceğini düşünüyorsan hayatından nazikçe uzaklaştırabilir, bir sakıncası olmadığını düşünüyorsan devam edebilir veya ikisini de yapmayıp sana değer verdiği kadar değer vererek dengeli bir ilişki yürütebilirsin.
İlgini çekebilir: Ruhta Minimalizm: Sosyal Çevrede Sadeleşme
Umarım ilişkilerini, hatta kendini gözden geçirmeye fırsat bulmuşsundur.
Gerçek arkadaşlıklara sahip olup, onların kıymetini bilmen dileğiyle…