Hiçbirimiz hayatımızda tek bir role sahip değiliz. İş hayatında çalışan, müşteri, yönetici, danışman gibi çeşitli sorumlulukları aynı anda üstlenebilirken; özel yaşantımızda ebeveyn, evlat, eş, kardeş gibi birçok rolü üzerimizde taşıyabiliyoruz. Her yeni bağlantımız, yeni bir etkileşim ağı yaratıyor ve hayatımızdaki karmaşıklığın elini güçlendiriyor. Bu karmaşıklık, bilinçli bir analiz gerektirdiği durumlarda ciddi enerji harcamamızı gerektiriyor. Sınırlı zaman ve gücümüz olduğunu düşünürsek, kısa yollar oluşturarak yaşamımızı belirli alanlarda kolaylaştırmaya ihtiyacımız oluyor. İşte burada da Parsimoni İlkesi devreye giriyor.
Parsimoni İlkesi nedir?
Parsimoni ilkesi, karşılaştığımız sorunları ya da yaşadığımız olayları yorumlarken geçerli olabilecek en basit yaklaşımın benimsenmesini ifade ediyor. Tutumluluk ilkesi olarak da isimlendirilen bu yaklaşım, farklı koşullarda çıkarımlar yaparken bize gerekli referans çerçevesini sunarak karar vermemizi kolaylaştırıyor. Eğer farklı bilgi kaynaklarından gelen veriler arasından öne çıkan bir unsur yoksa; olayı çözümlemek ya da en uygun seçeneğe karar vermek için en basit yaklaşımı seçmemiz gerektiğini öneriyor.
İlgini çekebilir: Dört Anlaşma ile Yaşamımızı Nasıl Daha İyi ve Anlamlı Kılarız?
Parsimoni İlkesini yaşamı basitleştirmek için nasıl kullanabiliriz?
Hayatımızın farklı alanlarında üstlendiğimiz rollere belki farkında olmadan kendimizi kaptırıp gidiyoruz. Bu rollerin altında kaybolmamak ve hatta hayatımıza kattığımız renkleri fark etmek için en çok ihtiyaç duyduğumuz kavramlardan birisi; sadelik. Peki hayatı sadeleştirip basit bir hale getirmek mümkün mü?
Geri çekilmek
Biraz nefes alıp, kısa süreliğine de olsa her şeye uzaktan bakmak hepimize iyi gelmez mi? Kimi zaman izlediğimiz bir filmin başrol oyuncusu gibi hissederek, kimi zaman okuduğumuz bir romandaki sokaklarda yürüyerek, kimi zaman da dinlediğimiz şarkının notalarında gezinerek gündelik hayatın karmaşasından uzaklaşırız. Bu bize geri çekilip her şeye farklı bir gözle bakmak için ihtiyacımız olan alanı tanır.
Parsimoni İlkesi’ni hayatımıza uygulamamız için anahtar adımlardan birisi geri çekilmektir. Böylece zihnimiz tüm verileri gözden geçirir ve bizim için en doğru sonuca ulaşmak adına sezgilerimizi harekete geçirir. Böylelikle, yaşadığımız olayın sandığımızdan daha basit olduğunu ve bu karmaşanın bir kısmını zihnimizde kendimizin yarattığını fark edebiliriz. Sade bir yaklaşımla tahminizden çok daha kolay bir şekilde sorunlarımızı çözebilir ve yolumuza devam edebiliriz. Bizim için neyin doğru neyin yanlış olduğuna dair bir iç görü elde eder ve kendimizi bilinçli seçimlerimiz doğrultusunda güncelleriz.
İlgini çekebilir: Transaksiyonel Analiz ile Kendimizi Yeniden Keşfedebilir miyiz?
Oluşturduğumuz kısayolları kullanmak
Ancak hayat her zaman tüm boşlukları hızlı aksiyonlarla doldurmayı sever. Geri çekildiğimiz zamanlar olsa da yaşamımızdaki örgüler bizi yeniden akışına dahil eder ve bu akış içinde ihtiyaç duyduğumuz sadelik, Parsimoni İlkesi’ni uygulamamız için bir anahtar daha sunar. Otomatik pilotta yaşarken mevcut versiyonumuzu iyileştirmek için, bize rehber olan doğrularımızı en basit haliyle kullanarak karmaşanın tam ortasında Parsimoni İlkesi’ni aktive edebiliriz. Bu ilke doğrultusunda yeterince enerjimiz olmasa da sade bir yaklaşımla daha önceden bugünler için oluşturduğumuz kısayollarımıza göre seçimlerimizi yapabiliriz.
Bugüne kadar hangi çözümler, hangi eylemler, hangi yollar işinize yaradı? Neler sizi memnun etti? Hangi yaklaşımlardan daha çok verim aldınız?
Burada önemli olan, otomatik pilotumuzdaki kodları ilmek ilmek, bilinçli şekilde örmemizdir. Her yeni deneyimde, neyi isteyip neyi istemediğimize dair düşünmemiz, bizi özümüzle daha uyumlu hale gelir. Geri çekilme zamanlarında yalın bakış açısı ile yaptığımız değerlendirmeler, karmaşanın tam ortasında bizim için birer kurtarıcı olur ve Parsimoni İlkesini döngüsel olarak kullanmamıza olanak sağlar. Her an, her yeni gelişmeyi irdeleyecek kadar enerjimiz olmasa da, bu anlarda bize rehber olabilecek otomatik pilot versiyonumuzu günden güne istediğimiz gibi şekillendirmemiz ve gerektiğinde bu rehberliği etkin bir şekilde kullanmamız Parsimoni İlkesi yaklaşımı ile mümkün!