İstenmeyen Düşünceler ile Başa Çıkma Yolları

yüzüne güneş vuran turuncu saçlı kız

Zihninizin sürekli olumsuz, istenmeyen düşünceler ile dolu olduğunu hissediyorsanız ve artık onlarla nasıl başa çıkacağınızı bilemez hale geldiyseniz bilin ki yalnız değilsiniz. İstenmeyen düşünceler çok müdahalecidir ve insanları sıkıntıya sokmayı çok severler.

Genellikle deneyimleyen herkes bunu bir psikolojik sağlık problemi ile ilişkilendirebilir. Obsesif Kompulsif Bozukluğa sahip olmak davetsiz ve inatçı düşünceleri tetikleyebilirken, Travma Sonrası Stres Bozukluğu ile birlikte gelişen stres ve kaygı da bireylere istenmeyen düşünceler için zemin hazırlayabilir. Fakat şunu unutmamakta fayda var; düşüncelerimiz hiçbir zaman tamamen bizim kontrolümüzde değildir, olamazlar da. Zihnimizin zaman zaman olumsuz düşüncelere kapılması normaldir ancak bu durum bazılarımız için büyük bir meydan okuma haline gelebilir. Öncelikle istenmeyen, davetsiz düşüncelerin ne anlama geldiğini öğrenelim, daha sonra bunlarla nasıl başa çıkacağımıza adım adım bakalım.

İstenmeyen düşünceler nelerdir?

Doğaları gereği rahatsız edici duyguların ortaya çıkmasına sebep olan istenmeyen düşünceler, birden bire ortaya çıkıveren, zihnimize davetsiz gelen düşüncelerdir. Bu düşünceler zihnimizde tekrarlama eğilimi göstererek güç kazanırlar. Genellikle kendiniz ya da bir başkası ile alakalı rahatsız olabileceğiniz düşünceler şeklinde ortaya çıkıp, değer ve ahlakınıza aykırı olabilirler. Bu durum kişiyi sıkıntılı hale düşürerek kendine karşı bakış açısını değiştirebilir ve kendini olumsuz bir şekilde yargılamasına neden olabilir.

İstenmeyen düşünceler kendini bu şekillerde gösterebilir:

  • Kendine ve sevdiği insanlara zarar verme düşüncesi
  • Hastalıklara yakalanma korkusu
  • Sevdiklerini kaybetmek
  • Cinsel içerikli düşünceler
  • Kendini arabanın/metronun önüne atmak

İyi Oluş Günlüğü

İstenmeyen Düşüncelerle Başa Çıkma Yolları

Eğer istenmeyen düşüncelerinizle baş başa kalırsanız bu düşüncenin tek başına yeterli gücü ve önemi olmadığını kendinize hatırlatmanızı isterim. Olumsuz düşüncelere sahip olmak o düşüncenin size söylediği gibi kötü, değersiz, yetersiz, sevilmeyen vs. bir insan olduğunuz anlamına gelmez. Bizler genellikle düşüncelerimizi yorumlayarak gözlemleriz. Bunun sonucunda da onların bizi yönetmesine izin vermiş oluruz. Aslında çoğu durumda bu düşünceler gerçekliği yansıtmasalar da zamanla bizim gerçekliğimiz haline gelmeyi başarırlar.

İlk adım her zaman onları yorumlamadan, olduğu gibi tanımlayabilmektir.

Aklımıza gelen düşünce, yüksek sesle söylemekten çekineceğimiz bir düşünce olabilir. İnsanların büyük çoğunluğu “bu düşünce benim için iyi değil” demek yerine “ben iyi değilim, kötüyüm.” derler. Bu davranış odağınızı şu andan alarak günlük hayatınızdan uzaklaştırır. Sizi uçsuz bucaksız, sonu olmayan düşünceler denizine sürükler. Sonuç olarak inanılmaz derecede rahatsız olursunuz ve bu düşüncelerden kurtulmak imkansızmış gibi görünebilir.

Davetsiz düşünceler söz konusu olduğunda amaç onları yok etmek ya da durdurmaya çalışmak olmamalıdır. Eğer denediyseniz bunun çok da mümkün olmadığını görmüşsünüzdür. Zihninize gelen bir şeyi düşünmek istemediğinizi söylediğinizde beyninizin buna daha şiddetli bağlanma ihtimalini artırırsınız. Bunun yerine sizinle düşünce arasında mesafe yaratmaya çalışabilirsiniz. Burada amaç kontrolün sizde olduğunu hissetmek için alan açmaktır, tam tersi değil.

Beynimiz bize oyunlar oynayarak yersiz korkulara neden olmayı sever. Bizler kendimizi korumak için sık sık en kötü senaryoyu düşünürüz fakat ne yazık ki bu yöntem artık ilkel zamanlardaki kadar işlevsel değil. Ne kadar en kötü senaryoyu düşünürsek düşünelim her kötü sonuçtan kendimizi kurtaramayız. 

Kendinize şunu hatırlatabilirsiniz: “Düşünceler, sadece düşüncedir.’’ İstenmeyen düşünceler, sizin karakterinizin bir parçası değildir. Bunu düşünerek istenmeyen düşünceler denizinde boğulurken kendinize rahatlama alanları açmaya başlayabilirsiniz. 

Gözlemleyin.

Araştırmalar ve klinik deneyimler gösteriyor ki; istenmeyen düşünceler ile yüzleşmek, onları günlük hayatın akışında fark edip, anlamlandırabilmek sürecin daha iyi üstesinden gelmenize yardımcı olacaktır. 

Öncelikle gün içinde huzursuzluk, rahatsızlık hissettiğiniz durumlarda odağınızı geçiştirmek yerine kendinize döndürün ve iç görünüzü genişletin. Ortaya çıkan duyguyu yargılamadan ona sorun: Ne oldu da böyle hissettim? 

Bu his hangi düşünce ile birlikte ortaya çıkıyor? Gözlemleyin, kendinize zaman verin. Duygularınız ve düşünceleriniz konusunda acele etmeyin. Rahatsızlık içinde oturmak çok zorlayıcı olsa da sizin potansiyel tetikleyicilerinizi keşfetmek için yolunuzu aydınlatan en büyük ışıklarınızdan olacaklar. Düşünceyi fark ettikten sonra kendinize sorun: “Şu anda kendime nasıl yardım edebilirim ve bu döngüyü kırabilirim?”

Kağıda dökün.

Bu konuda henüz yolun başındaysanız düşüncelerinizi yazarak ilerlemek sizin için daha kolay olacaktır. Bu alıştırma onları daha yakından gözlemlemenizi sağlayacaktır. Aynı zamanda zihninizde ortaya çıkan gerçekçi olmayan düşünceleri çok daha kolay fark edip, odağınızı gerçeğe getirme konusunda kolaylık sağlayacaktır. 

Sonuç olarak davetsiz düşünceler sizin farkına bile varmadan, zamanınızın çoğunu geçmişte yaşayarak, geleceği saplantı haline getirerek veya kendinizle alakalı gerçekçi olmayan yorumları gerçek-miş gibi algılamanıza neden oluyor olabilir. Bu durumu yönetebilmenin en temel 4 maddeden bahsettim. Umarım bu adımları hayatında uygulayabilirsin.

Kaynaklar
farkındalık, istenmeyen düşünceler, Kişisel Gelişim, psikolog, Psikoloji, zihin beden ruh dengesi, zihinsel sağlık