Yüz hareketleri, ses tonu, vücut pozisyonu… Bunların hepsi bize aslında bir hikaye anlatır. İşte bu yazımızda, bu mikro ifadelerin anlamını çözebilmek için sizlerle vücut dili uzmanlarının sırlarını paylaşıyoruz!
Nedir bu sözsüz iletişim?
Sözsüz iletişim, kelimeleri kullanmadan bir insanın diğer insanla kurduğu iletişime, mesaj aktarımına denir. Bu; el işaretlerinden beden diline, fiziksel görünüşe kadar her şeyi kapsayabilir. Beden dili ise fiziksel vücut aracılığıyla ifade edilen postür, mimik, yüz ifadeleri, göz hareketleri ve fiziksel dokunuş gibi sinyalleri içerisinde barındırır.
Çoğumuz kelimelerin bizi yarı yolda bıraktığı anlar deneyimlemişizdir. Bazen fazla endişeli, fazla utangaç veya düşünmek ya da konuşmak için duygularımız tarafından fazla bunalmış hissettiğimiz zamanlar yaşamışızdır. Bu durumlarda sözsüz ipuçları bizim yerimize konuşur. İletişim de iki taraflı bir eylem olduğu için bu da demek olur ki diğer kişi o sözsüz ifadeleri okumak zorundadır.
İlgini çekebilir: Grafoloji: El Yazınız Karakteriniz Hakkında Ne Söylüyor?
1. Olumlu ve olumsuz beden dilini birbirinden ayırt etmeyi öğrenin.
Çoğu zaman beden dili, “negatif” ve “pozitif” olarak ikiye ayrılır. Mesela birinin vücudu gerildiğinde bu olağan bir olumsuz ifadedir ve huzursuzluktan, öfkeden veya stresten kaynaklı olabilir. Diğer taraftan, vücudun gevşemesi veya rahat bir postür, olumlu bir beden dilidir; duyulan mutluluğa ve güvene işaret eder.
2. Ses tonuna dikkat edin.
Kişinin normal ses tonu, o anki ruh haline göre değişiklik gösterebilir. Örneğin bir insan üzgünken sesi sönmeye eğilim gösterir. Bu, daha düşük bir oktavda ve daha yavaş bir hızda konuşacakları anlamına gelir. Daha hızlı, enerjik ve neşeli sesler mutluluğun bir göstergesidir.
3. Nasıl nefes aldığına dikkatinizi verin.
Eğer birisi kızgınsa yüzleri kızarmaya başlayabilir. Bu reaksiyon genellikle hızlı nefes alıp vermeden kaynaklanır.
Eğer biriyle kavga ediyorsanız beyniniz sinir taşıyıcısı ve hormon salgılamaya başlar, bunu da arkasından kortizol takip eder. Bu da kan basıncınızı ve kalp atış hızınızı artırır, böylece nefesiniz hızlanmaya ve kısalmaya başlar.
4. Kişinin parmaklarının kıvrıklığına bakın.
Evet, haklısınız, bu garip duyulabilir; ama beden dili uzmanı Blanca Cobb’a göre kişinin parmakları hafif bükülmüş duruyorsa o kişi o an kendisini rahat hissediyordur. “Genellikle uzun, gerginleştirilmiş parmaklarla dolanmayız, bu tuhaf gözükürdü. Eğer parmaklar o doğal bükülmeye sahipse ve bir gerginlik yoksa bu, o kişinin kendisini iyi hissettiğini gösterir.” diyor Cobb.
5. Ne yöne eğildiklerini kontrol edin.
Eğer birisi size veya sohbete ilgiliyse öne doğru eğilme eğiliminde olabilir. Davranış analisti Scott Rouse, flört döneminde taraflar arasındaki mesafenin giderek azaldığına dikkat çekiyor.
Diğer yandan eğer kişi korkmuş veya ilgisiz hissediyorsa arkaya doğru yaslanma eğilimi gösterebilir. Bu tür durumlarda, bağlamdaki tüm ipuçlarını değerlendirmek önemlidir.
İlgini çekebilir: Kim Olduğumuzu Belirleyen 5 Beyin Tipi: Beyin Tipin Senin Hakkında Ne Söylüyor?
6. Bir şeyleri kavrama şekline bakın.
Tıpkı bazı insanların stresli anlarda parmaklarını germesi gibi bazı kişiler de ellerini tortop ederek yumruk haline getirebilir veya tutuşunu sıkılaştırabilir. Eğer halihazırda örneğin bir bardak tutuyorsa, onu daha sıkı tutmaya başlayabilir. Bu da vücudun atması gereken bastırılmış bir enerjiye sahip olduğunu gösterir.
7. Hareketlerine dikkat edin.
Eğer kişi normalde yapacağından daha fazla kıpırdanıyorsa ya da hareket ediyorsa bu, tedirginliğin bir göstergesi olabilir. Rouse’a göre gerginlik belirtileri, ayağı veya bacağı sallama, dudakları çiğneme, ellerin sıkılması ve hatta bazılarında tik veya sinir seğirmelerini kapsayabilir.
Nefes alma sığlaşır, el veya kafa hareketleri düzensiz ve hızlı bir hale gelir. Tabii ki bunların hepsi gerginlik seviyesine göre değişkenlik gösterebilir.
8. Gülüşündeki nüansları inceleyin.
Eğer bir kişi gülümsüyorsa o kişi mutludur, değil mi? Belki öyledir belki de değildir. Beden dili uzmanı David Matsumoto’ya göre birkaç farklı gülümseme tipi vardır:
- Duchenne: Bu gülüş tipi gerçek, samimi bir keyifli ruh halini ifade eder. Bunu ayırt edebilirsiniz çünkü genellikle bu gülümsemede dişler görünür ve ifade gözlere ulaşır.
- Sosyal: Buna aynı zamanda katılımcı gülümse de denir. Genellikle diş gözükmez ve ifade gözlere ulaşmaz. Samimi bir mutluluktan ziyade nezaketi veya dostluk hissini iletmek için kullanılır.
- Dominant: Bu simetrik olmayan gülüş daha çok bir sırıtışı ya da yapmacık bir gülümseyişi anımsatır. Ağzın sadece bir tarafı yukarı doğru kalkmıştır. Kişi karşı tarafa kendine duyduğu güveni, hatta lütufkarlığı iletmek için bu gülüşü kullanabilir.
9. Büyük resme bakın.
Son ipucumuz kesinlikle en önemlisi. Yüz ifadelerine bakmak ilk adımda bize yardımcı olabilir ama o ifadeler her zaman doğru olacak diye bir kaide yoktur.
Belirli bir duyguyu hissettiğimizde ama bu hislerimizi diğer insanların anlamasını istemediğimizde, onu maskelemeye çalışırız. Bu durumda ses tonu, vücut dili vb. diğer ipuçları hislerimizi ele verir. Bu yüzden birinin duygusal durumunu okumaya çalıştığınızda büyük resme dikkatinizi vermelisiniz. Bir başka ifadeyle, sadece yüz ifadelerini okumayın, bağlamdaki diğer ipuçlarını da göz önünde bulundurun.
İlgini çekebilir: İnsanlarla İletişim Kurarken Hangisisin: Davranış Biçimlerine Göre 3 İnsan Tipi
Bağlam neden önemli?
Bağlam dikkate alınmadığında, sözsüz ipuçlar kolaylıkla yanlış yorumlanabilir. Örneğin kollarını birbirine dolamak bazı durumlarda direncin ve asabiyetin bir sinyaliyken başka bir bağlamda gücün ve kendine güvenin bir işareti olabilir. Bu yüzden etrafınızda olan biten her şeyi değerlendirmeye almayı ihmal etmeyin. Ortam davranışları etkiler.
Karşınızdaki kişinin beden dili hakkında yapılan varsayımlar, uygunsuz eylemlere ve yanlış yerleştirilmiş duygulara sebebiyet verebilir. Özellikle de birinin flört ettiğine dair yapılan varsayımlar. “Bir merhaba ve gülümseme o kişinin size asıldığı anlamına gelmez. Bu, gerçekten arkadaşça bir yaklaşım da olabilir.” diyor Cobb.
Eğer ortada emin olamadığınız bir durum varsa eyleme geçmeden önce sorular sormak ve duruma kesinlik kazandırmak önemlidir.