Hayatınızı kendi koşullarınız altında yaşamak ister miydiniz? Hayatınızın mimarı olmak? Öyleyse kendi yolunuzu çizme ve hayatınızı dilediğiniz gibi yaşamanın zamanı gelmiş demektir!
“Eğer hayatta kendi yolunuzu kendiniz çizmezseniz, kendinizi başkasının yolunda yürürken bulursunuz. Bilin bakalım sizi o yolda ne bekliyor? Hiçbir şey.” – Jim Rohn
Eğer uyandığınız andan gece yatmaya gittiğiniz ana kadar ideal gününüzü tasarlamak zorunda kalsaydınız, bu nasıl bir gün olurdu? Mesela şunları isteyebilirdik:
- Yaptığımız işi sevmek ve bundan motive olmak
- Sakin, enerjik ve mutlu hissetmek
- Eğlenmek ve para kazanmak
- Anlamlı ilişkilere sahip olmak
- Güvenle “hayır” diyebilmek
Yukarıdaki maddeler gibi, zihninizde o günden neler beklediğinizi düşünün. Şimdi şu sorunun cevabını arayacağız: O noktaya varabilmek için ihtiyacınız olan beceriler veya alışkanlıklar neler? Alanınızı veya yapmak istediğiniz değişiklikleri göz önüne aldığınızda, bunlar mesela iletişim becerileri, topluluk önünde konuşma, meditasyon, kodlama, bisiklete binme veya video düzenleme gibi sayısız şey olabilir.
Bu sadece kariyeriniz için beceriler kazanmakla ilgili değil, aynı zamanda o gün içerisinde neler deneyimlemek istediğinizle de ilgili. Geleceğin bize ne getireceğini bilemeyiz; dolayısıyla da kendi yolumuzda göstereceğimiz gelişim için sorumluluğu biz üstlenmeliyiz. A noktasından B noktasına giden yolu tam olarak kestiremesek de yolculuk boyunca ihtiyacımız olacak gereçleri yaratabiliriz.
Nereye gitmek istediğimizi ve yolda neler deneyimlemek istediğimizi bildiğimize göre, bugünden itibaren o becerileri benimsememiz için ihtiyacımız olan 5 prensibe göz atmaya ne dersiniz?
Prensip 1: Plan yapın ve buna sadık kalın.
“Günlerimizi nasıl planladığımız nasıl yaşadığımızı gösterir.” – Gretchen Rubin
Zaman yönetiminin altın kuralı şudur: Eğer planlandıysa o iş yapılır. Sabah uyandığınızda mucizevi bir şekilde yürüyüşünüzün ya da günlük işlerinizin yapılmış olmasını umamazsınız. Genellikle yapılması gerekenleri yapmamanızın nedeni motivasyon eksikliğinden değil, plan programsızlıktan kaynaklanır. Hayata geçirmek için niyetlenmelisiniz. Bunun için de net bir tarih, saat ve mekan belirlemeniz gerekir.
Bunun yanı sıra zamanlama da çok önemlidir. Bu yüzden gün içerisinde enerji seviyelerinizi gözlemleyin. Eğer sabah insanıysanız aktif ve bilişsel işlerinizi sabah erken saatlerde yapmaya çalışın. Eğer akşama doğru tembelleşiyorsanız akşam saatleri, blog kariyeriniz üzerine ilerleme göstermek için pek de uygun bir zaman değil gibi gözüküyor.
Eğer gece insanıysanız da sabah saat 6’da egzersiz yapmak gibi yeni bir alışkanlık edinmeye çalışmak faydasızdır. Sırf sabah rutini oluşturmanız gerektiğini söyleyen tavsiyeler yüzünden gerçekçi olmayan bir amaç için kendinize işkence yapmanıza gerek yok. Bu sadece motivasyonunuzu azaltacak ve vazgeçmenize neden olacaktır.
Bu yüzden günün en enerjik ve yaratıcı olduğunuz saatlerine, geliştirmek istediğiniz yeni becerileri programlayabilirsiniz. Unutmayın, planlama stratejisi, ‘yarın yaparım’ zihniyetine karşı güçlü bir silahtır.
Prensip 2: Kimliğinizi ve değerlerinizi tanımlayın.
“Yaratıcı insanlar yaratır. Eylem kimliktir. Zamanla, yaptığın şeye dönüşürsün. Kendine yazar, girişimci ya da müzisyen demek için kimsenin iznine ihtiyacın yok. Tek yapman gereken yazmak, bir iş kurmak ve müzik yapmak.” – Chase Jarvis
Davranış değişikliği irade veya motivasyonla ilgili değil, kişilikle ilgilidir. Gelecek hedeflerinize ve hırslarınıza hizmet etmeyen eski versiyonunuzu bırakmaya istekli olmalısınız. Birkaç yıl önce o zamanlar işe yarayan belli bir alışkanlık benimsemiş olabilirsiniz ama o alışkanlık şu an yeni amaçlarınıza ulaşmanızda size engel oluyor olabilir.
Korona salgını bize koşulların ve önceliklerin her an değişebileceğini çok net gösterdi. Genellikle günlük meşgalelerimizi otomatik pilottayken yaparız, durup bize iyi gelen alışkanlıkları veya modelleri sorgulamayız. Daha da önemlisi bize köstek olanları da sorgulamayız. Çoğu zaman farkında bile olmadığımız bir örüntünün içinde sıkışıp kalmışızdır. Eğer farkındaysak da nasıl değiştirebileceğimiz hakkında hiçbir fikrimiz yoktur.
Yeni beceriler ve alışkanlıklar edinmek, genellikle eski olanlardan kurtulmayı gerektirir. Bu eski alışkanlıkları kırmaktan ziyade onlara artık sığamamaktır.
Belki de her gün geç saatlere kadar Netflix izleme gibi bir alışkanlığınız var çünkü zamanınızı boşa harcamamanız ve gecenizi keyiflendirmeniz gerektiğini düşünüyorsunuz. Peki saat 21:30’da uyumaya gidip sabah daha erken uyansanız? Belki hiçbir şey için yeterince zamanınınız olmadığından şikayet etmek yerine sizin için önemli olan şeyler için daha fazla zaman ve alan yaratabilirsiniz.
Kim olmak ve günlerinizi nasıl geçirmek istediğinize odaklanın. Böylece almanız gereken kararları daha net görebileceksiniz.
İlgini çekebilir: Zamanını Nasıl Değerlendirdiğine Dair Herkesin Kendine Sorması Gereken 5 Soru
Prensip 3: Bir gece önceden karar verin.
Sabah alarm çaldığında direkt uyanıyor musunuz yoksa sürekli ertele tuşuna mı basıyorsunuz? Bir faaliyeti canınız istemediği için mi geçiştiriyorsunuz yoksa başarısızlıktan mı korkuyorsunuz? Doğru zamanın gelmediğini düşünerek sürekli bir eylemi erteliyor olabilir misiniz?
Eğer bu sorulardan herhangi birine kabul etmek istemediğiniz bir cevabı verdiyseniz o halde belki de kararları bir gece önceden vermeyi denemelisiniz. Yapmak istediğiniz bir şey hakkında oldukça spesifik bir karara varın ve bunu sorgulamayın. Zihniniz sizinle çok yorgun olduğunuz, saatin çok erken olduğu, havanın bunun için fazla soğuk olduğu veya bir molaya ihtiyacınız olduğu konusunda tartışmaya başlayınca bu bahanelere kanmayın! Sadece kalkın ve eyleme geçin.
Gerçek özgüven, kendinize verdiğiniz sözleri tuttuğunuzda gelir. Sadece başlayın, kendinizi zorlamayın. Her seferinde küçük bir adım atın. Derin bir nefes alın. Bir sayfa okuyun, bir cümle yazın. Önceliğimiz söz konusu işi alışkanlık haline getirmek. Onu nasıl geliştireceğinizi daha sonra düşünebilirsiniz.
Prensip 4: Keyif aldığınız aktiviteleri günlük yaşamınıza dahil edin.
“Mutluluğun peşine düşmeyin; size mutluluk veren bir yaşam tarzının peşine düşün!” – Dandapani
İnsanlar genellikle her gün yapılan 10 dakika meditasyonun, stres seviyesini düşürmede etkisinin olup olmadığını merak ediyor. Lori Milner’ın bu soruya cevabı: “Gününüzün kalan 23 saat 50 dakikasını nasıl geçiriyorsunuz?”
Eğer sabah meditasyon yapıp günün geri kalanını panik içerisinde, hiç ara vermeden, toksik yiyeceklerle beslenerek ve sadece 5 saat uykuyla geçiriyorsanız o zaman cevap, “Hayır, olmuyor.” Stres seviyesinizde hiçbir değişiklik olmayacak. Bu tıpkı sabah bir saat spor yapıp, öğle ve akşam yemeğinde pizza yemek gibi.
Yaptığınız işin kalitesini artırmaya yardımcı olacak, ruhunuza iyi gelen aktiviteleri bulun. Amacınıza giden yolda ne tarz keyifli aktiviteler oluşturabilirsiniz? Böylece yaşam tarzınız amacınızı desteklediği sürece, içerisinde bulunduğunuz çevrenin ve koşulların bir kurbanı olmayacaksınız.
İlgini çekebilir: Kaygılı Ruh Halinizi Yatıştırmanıza Yardımcı Olacak 10 Hobi Önerisi
Prensip 5: Zaman yönetimi = enerji yönetimi + sınır yönetimi
“Hayatını öyle bir tasarla ki, hiç tatile ihtiyaç duymayasın.” – Boruch Akbosh
İlerlemenin başlangıç noktası, o iş için yeterli enerjiye sahip olmaktır. Burada sadece fiziksel bir enerjiden bahsetmiyoruz, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir enerjiden de bahsediyoruz. Enerjinizi tazeleyecek ve sizi yeniden deşarj edecek uygun vasıtalar olmadan hayatınızda gelişme kaydetmeniz oldukça zordur. O yüzden durup bir düşünme zamanı:
- Enerjinizi doğru kullanmaya ve öz bakımınıza öncelik veriyor musunuz?
- Kendinize uykunun zayıf insanlar için olduğu ve ancak az uyuyarak bir şeyleri başarabileceğiniz yönünde hikayeler anlattınız mı?
- İşten sonra kendinize zihninizi rahatlatmak için fırsat tanıyor musunuz?
Sadece yapmanız gerektiğini bildiğiniz şeyleri yapın. Daha fazla su için, şekerli yiyecekleri azaltın, her gün 8 saat uyku almaya özen gösterin, gün içerisinde ara verin ve hafta sonları maillerinizi kontrol etmeyi bırakın. Burada suçluluğa yer yok. En önemlisi kendi iyiliğiniz. Günlerinizi siz kontrol edin, onlar sizi kontrol etmesin.