Üzerine en çok düştüğümüz, geceler boyu konuştuğumuz, en çok kafa patlattığımız yap-boz parçaları: İlişkiler. Birleştirmek için kim bilir kaç gün evden çıkmadık. Günlerce mesaiye kaldık ilişkilerimizle uğraşırken. Anlamaya çalıştık, yeri geldi alttan aldık. Bir ileri iki geri yelken açtık. Kuzey güney derken rotamızdan şaştık. Kaç fırtına atlattık, gülüşlerle uyandık. Bolca anı biriktirdik, düşe kalka bugünlere geldik. Diyeceğim o ki; hepimiz aynı günü en az bir kere yaşadık. Hikayenin başından beri doğan güneşten akan suya kadar her şey değişti. İlginçtir; resim bir türlü tamamlanamadı.
Neden mi? Kayıp yap/boz parçaları… Pozlar, tripler derken o kadar yanlış yerlere baktık ki kayıp cevapları bulmak için. “Şöyle mi olsam, böyle mi davransam, ne giysem, kendimi ağırdan mı satsam?” diye diye girmediğimiz kılık kalmadı. Kalbimizin sesinden uzaklaştık mı biraz, ne dersin? Sonra biri çıktı; güçlü ol, dik dur dedi. Bu kez dağları biz yarattık, burnumuzdan kıl aldırmadık. Etrafımız ruhsal yalnızlıklarla dolup taştı. Güçlü olmayı kalbimizi kapatmak sandık. Denedik, biliyorum. Oldurabildik mi? Olduramadık.
Aslında yapmamız gereken anlamaya çalışmaktı; anlayıp bırakmak, önce aynada gördüğümüz insanı şefkatle kucaklamak. Yap-bozun en büyük parçası o. Kaybolduğunda resim tamamlanmaz, tamamlansa da göremezsin onu. Güneş uyanamaz çünkü.
İlişkinden beklediğin ilgiyi alamıyor musun?
İlişkide karşına çıkan problemlerin kaynağı, içindeki küçük çocuğun sakladığı yaralar. Sen o yaraları sardıkça, o kız çocuğunu kucağına aldıkça döngülerin kırılacak. Pozitif bir enerji dalgası ısıtacak üşüyen yerlerini, iyileşeceksin. O yaraların görülmeye, o çocuğun sevilmeye ihtiyacı var. İlişkide karşına çıkan her sorunda hayat sana bunu hatırlatacak. İşte bu yüzden, bir ilişkide yapabileceğin en güzel şey önce kendine dönmek.
İlgiye ihtiyaç duyan parçanı bul, onu doyurabilecek yöntemler keşfet. Sonsuz olasılık var önünde, hayatı tatmak iste yeter ki… Öyle güzel ki yaşamak! En son ne zaman bir çiçek aldın kendine? Üç saniyeden fazla düşündüysen doğru bir çiçekçiye! Neşeli bir buket yaptır sadece kendin için; fazlasına değersin, fazlasıyla.
Dış dünyan, iç dünyanın yansımasıdır.
İçinde şifalanan her parçanın güzelliklere dönüştüğünü göreceksin ilişkinde. Bu yüzden ilişkide yapabileceğin en güzel şey kendine dönmek. İnsan kendine nasıl döner? Ben kitap okuduğum zamanlarda çok yakınında oluyorum çocukluğumun. İçimdeki küçük kız çocuğuna masallar anlatıyorum, enerjimiz yükseliyor. Ertesi gün daha güzel bir dünyaya uyanıyoruz, sevilmenin ve görülmenin verdiği huzurla. Sen nasıl ulaşırsın huzura? Keşfetmenin keyfine var!
İhtiyaç duyduğun kişi ol.
Kime özlem duyuyorsan, neye hasret kaldıysan o ol. Evren sana fazlasını verecek, inan. Kendinle, hayatla flört et. En sevdiğin filmi izle, rengarenk gülücükler saç dünyaya. Dans kursuna başla, arkadaşlarınla bol kahkahalı bir pazar kahvaltısına git.
Sen kendini mutlu etmeyi öğrendiğin sürece hayat da sana mutluluk verecek. İçindeki çocuğun kalbini bir ısıt bakalım, yarın daha güzel bir dünyaya uyanacak mısın?