İlişkinin başlarında, hislerin yoğunluğundan dolayı aslında açıkça gördüğümüz birçok problemi göz ardı edebiliyoruz. Fakat ilişkinin olgunlaşma sürecinde, pembe bulutlar aralanıp daha gerçekçi bir bakış açısına geçtiğimizde bu hataları tolere etmekte zorlanıyoruz. Her ilişki böyle olacak diye bir kural tabi ki yok; fakat bazı durumlar ilişkinizde sıkça yaşanıyorsa bir toksik ilişkinin içinde olabilirsiniz. O halde toksik ilişki belirtileri nelerdir göz atalım!
Toksik ilişki nedir?
Toksik ilişki, taraflardan birinin veya her ikisinin de zarar verici davranışlar sergilediği, genellikle duygusal, psikolojik veya bazen fiziksel sağlığa olumsuz etkileri olan ilişkilerdir. Bu tür ilişkilerde bireyler, sık sık kendilerini manipülasyon, aşağılama, güvensizlik, kontrol veya bağımlılık gibi olumsuz dinamiklerle karşı karşıya bulabilirler. Toksik ilişkiler, genellikle taraflardan birinin diğerine sürekli olarak zarar verdiği, duygusal olarak istismar ettiği veya diğerinin kendisini değersiz hissetmesine neden olduğu bir dengesizlik üzerine kuruludur.
Toksik ilişkilerde sevgi veya bağlılık olsa bile, bu tür olumsuz dinamikler genellikle ilişkinin sağlıklı bir şekilde gelişmesini engeller ve tarafların mutluluğunu, kişisel gelişimini ve genel iyilik halini olumsuz etkiler. Bu tür ilişkilerde farkındalık kazanmak ve gereken önlemleri almak, bireylerin kendi iyilikleri ve mutlulukları için önemlidir.
Toksik ilişki belirtileri nelerdir?
Sürekli kendinizi açıklama gereği duyuyorsanız
Kendinizi ifade etmekte, açıklamakta elbette bir sakınca yok; fakat bunu suçlandığınız için yapıp yapmadığınıza dikkat edin.
Devamlı olarak karşınızdaki kişiye neyi neden yaptığınızı, suçsuz olduğunuzu, düşündüğü gibi olmadığını veya haklı olanın siz olduğunuzu ispatlama gereği duyuyorsanız, sağlıklı bir ilişki yürütmeniz mümkün olmayacaktır. Kendinizi ifade etmekle hesap vermek arasındaki ince çizgiye iyi bakın. Sürekli hesap verdiğiniz, yanlış anlaşıldığınız veya anlaşılmadığınız bir ilişkide oldukça dar bir hareket alanına sahipsiniz demektir. Bu da kendiniz olamamanıza yol açar.
Aynı yerde dönüp durduğunuzu hissediyorsanız
Devamlı aynı tartışma konuları gündeme geliyorsa, hiçbir çözüme veya sonuca ulaşamayıp olduğunuz yerde dönüp duruyorsanız bu durum sizi git gide yıpratacaktır.
Birliktelik, genel olarak iki kişinin de keyif aldığı, sizi ileri taşıyan bir durumdur. Sürekli aşağı çekiliyorsanız, bu ilişkiye neden başladığınızı biraz düşünmeniz gerekebilir. Hallettiğinizi düşündüğünüz bir problem sonraki günlerde tekrar ve tekrar önünüze geliyorsa, halletmek yerine halının altına süpürmüş olabilirsiniz.
Birbirinize tahammülünüz yoksa
Normal şartlar altında hiç rahatsız olmayacağınız hareketler gözünüze batıyorsa (aynı şey karşı taraf için de geçerli) neden bu kadar rahatsız olduğunuzu kendinize sormanız gerekir. Karşınızdaki kişide rahatsız olduğunuz basit bir hareketle karşılaştığınızda kendinize “Bunu çok sevdiğim başka birisi yapsaydı bu kadar rahatsız olur muydum?” diye sormayı deneyin. Cevap “Hayır” ise birbirinize tahammülünüz azalmış olabilir. Yapılan her hareketin birbirinizi rahatsız ettiği bir ilişkide ne kadar huzurlu olabileceğinizi düşünün.
Sürekli tedirgin hissediyorsanız
Maalesef hayatımızdaki ögeler bir zincirin halkası gibi; bu halkalardan bir tanesi yıprandığında geri kalanlarına yansıtmamız çok olası. İnsanız; kendimizi her daim motive tutup, elmayla armutu karıştırmama konusunda yeterince profesyonel olamayabiliyoruz. Sürekli tedirgin olduğunuz bir ilişkinin sizi, hayatınızın her alanında yıpratması kaçınılmazdır. Unutmayın ki gerçekten sağlıklı bir ilişkinin içinde kendinizi huzurlu, rahat ve güvende hissedersiniz.
Birbirinizi kısıtlıyorsanız ve yenilik sizi korkutuyorsa
Hayat ilerledikçe biz de değişeceğiz. Zaman içerisinde hayatımıza yeni insanlar girecek, içinde bulunduğumuz ortamlar değişecek, tercihlerimiz farklılaşacaktır. Eğer birbirinizi sıkı sıkıya tutuyor ve bu tür değişimlerden hoşlanmıyorsanız sağlıklı bir ilişki yürütmeniz mümkün değil.
Önemli olan değişikliğe ayak uydurup, hayatın döngüsünün tadını birlikte çıkarmak değil mi? Eğer taraflardan en az birisi bu döngüden keyif almak yerine korkuyorsa, o zaman sonsuza kadar aynı yerde saymaya mahkumsunuz demektir. İstediğinizin bu olduğundan emin misiniz?
Amacınız çözüme ulaşmak değil, haklı olduğunuzu ispatlamaksa
Tartışma nedir? İki kişinin anlaşamadığı veya fikir ayrılığına düştüğü bir konuda kendi düşüncelerini ifade etmesidir. Peki tartışırken sizin amacınız orta yol üretmek mi, kendi düşüncenizin haklılığını ispatlamak mı? Bu bir savaş değil, oyun da değil. Tartışmalarda amaç kazanmak olmamalı. Lütfen kazanmaya değil, çözüm üretmeye odaklanın. Eğer deniyorsanız ve mümkün olmuyorsa o zaman bir toksik ilişkinin içinde olduğunuzu idrak etme vakti gelmiştir belki de.
Sakın ama sakın unutmayın; şiddet sadece fiziksel değildir! Duygusal şiddetin varlığını inkar etmeyin. Birçoğumuz konduramadığımız için, yakıştıramadığımız için duygusal şiddete maruz kaldığımızı fark etmiyoruz.
Birlikte olduğunuz kişi üzerinizde baskı kuruyorsa, sizi aşağılıyorsa, kontrol altında tutmaya çalışıyorsa, ne yapıp ne yapamayacağınızı söylüyorsa, sizi cezalandırıyorsa, sizi yetersiz hissettiriyorsa, duygusal şiddet görüyorsunuz demektir! Bir an önce bu ilişkiyi sonlandırın, gerekiyorsa profesyonel yardım alın. Kendinizi de çok sevin. Çok ama çok sevin.