Mel Robbins’in Let Them Teorisi ile İlişkilerde Kontrolü Bırakmanın Gücü

mel robbins

Motivasyon konuşmacısı Mel Robbins’in viral olan ve çok kısa sürede 15 milyon kişinin izlediği ve üzerinde konuştuğu teorisi, sadece iki kelimeden oluşuyor: “Bırak yapsınlar!” Birçok makale, beynin kontrol etme dürtüsünü bloke eden bu iki kelimenin hayat, zihin ve hatta oyun değiştirici etkisi olduğunu söylüyor. Bu iki kelimeyle beynin özgürleştiği ve olaylara daha basit düzeyde bakarak kontrol etme güdüsüne girmeden, içselleştirmeden durumun yönetildiği iddia ediliyor. Peki ama nasıl? Let Them Theory (Bırak Yapsınlar Teorisi) nedir? İlişkilerimizi nasıl dönüştürebilir? Sizin için inceledik!

Let Them Theory (Bırak Yapsınlar Teorisi) nedir?

Robbins’e göre, hayatımızda bizi hayal kırıklığına uğratan veya sinirlendiren olayların çoğu, başkalarının bizim beklentilerimize uymamasından kaynaklanıyor. Ancak, insanlar kendi seçimlerini yapma hakkına sahiptir ve bu haklarını kullandıklarında onları kontrol etmeye çalışmak yerine ‘bırak yapsınlar’ diyerek serbest bırakmalıyız.

Bir meslektaşınız son dakikada bir işi iptal mi etti? Bırakın yapsın. Arkadaşınız sizin uyarılarınıza rağmen yanlış bir seçim mi yapıyor? Bırakın yapsın. Partneriniz planlarını son dakikada değiştirdi mi? Bırakın yapsın.

Bu teori, gereksiz stresten ve hayal kırıklığından kurtulmanın yanı sıra, diğer insanlarla daha sağlıklı ilişkiler kurmayı da mümkün kılıyor. Bırakın yapsın diyebildiğiniz her şey sizin sorumluluğunuzdan çıkıp kararı veren kişinin sorumluluğu altına giriyor. Böylelikle düşüncelerinizin, hislerinizin ve sorumluluklarınızın da sınırlarını fark ediyorsunuz. Bu sınırlar sizi karşı tarafın verdiği kararlarda yüklendiğiniz sorumluluklardan, yaşayabileceğiniz hayal kırıklıklarından ve yeni savaş cepheleri açmaktan kurtarır. Aynı zamanda sizin olmayan savaşlarda savaşmak yerine enerjinizi gerçekten size hizmet eden şeylere yatırıyorsunuz. Ve gerçek dönüşüm de burada başlıyor.

Yaşam koçu ve meditasyon öğretmeni Jo Irving, “Özünde, bu zihniyet değişimi, kontrol edemediğiniz şeylere olan bağlılığınızı bırakmakla ilgilidir – diğer insanların fikirleri, yargıları, sınırlayıcı inançları ve eylemleri gibi-” diyor. “Başkalarını değiştirmeye, ikna etmeye veya onlardan onay almaya çalışarak enerjinizi boşa harcamak yerine, odağınızı içe doğru kaydırırsınız. Enerjinizi geri kazanırsınız ve onu gerçekten önemli olana yönlendirirsiniz: Kendi seçimleriniz, hisleriniz ve sınırlarınız.”

Tabi ki ‘bırak yapsınlar’ denilemeyecek durumlarda söz konusudur: Sizin sınırlarınız ihlal ediliyorsa, birinin güvenliği tehlikedeyse veya adalet gerektiren durumlar söz konusuysa ‘bırakın yapsınlar’ zamanı değil konuşmanız gereken zamandır. Bu durumlarda saygısızlığa ve sağlıksız dinamiklere pasif bir tavır takınmak yerine gürültü çıkartmanız gerekir.

Let Them Teorisi ilişkilerimizi nasıl dönüştürebilir?

Bırak Yapsınlar Teorisi; duygusal sınırlar, kontrol ihtiyacı ve enerji yönetimi gibi konularda oldukça dönüştürücü bir etki yaratabilir. Gelin bu teoriyi gerçek olaylar üzerinden anlamaya çalışalım.

Partneriniz sürekli planları bozuyorsa

Diyelim ki sevgiliniz sürekli son dakika plan değiştiriyor, verdiği sözleri tutmuyor. Bu durumda tipik tepkiniz; hayal kırıklığı, tartışmalar, neden böyle yapıyor diye sorgulama, arka planı çok fazla düşünme ve değersizlik duygusu olacaktır.

Bırak Yapsınlar Teorisi ise duruma bu şekilde yaklaşır: Bir insan, tekrar tekrar plan bozuyorsa, size verdiği sözleri tutmuyorsa bu size değil kendi davranış biçimine dair bir şeyler söyler. Bırakın yapsın, ki siz de bu tutumla devam edip edemeyeceğinizi görebilin. Davranışı düzeltmeye çalışmayın. Gerçek onun seçiminde saklıdır. Siz kararınızı ‘bu gerçeğe’ göre verin.

Peki kazancınız ne olur? Hayal kırıklıklarınızın sebebini “onun değişmemesi” değil, “sizin gerçeği kabul etmemeniz” olarak görmeye başlarsınız. Onu özgür bıraktığınızda “bırak yapsın” tavrınızdan sonra aynı davranışları görmeye devam ettiğinizde onun gerçeğini kabullenmeniz kolaylaşır. Bu, sizden dolayı böyle değildir, bu durum sevgilinizin size yönelik seçimidir. Bunu kabul ettiğinizde özgürleşirsiniz ve ilişkiye yönelik daha sağlıklı bir karar verirsiniz. Çünkü artık idare eden, anlatmaya ve değiştirmeye çalışan rolünden çıkar kendi alanınızda kalırsınız, yükleriniz hafifler.

Bir arkadaşınız mesafe koyuyorsa

Diyelim ki bir arkadaşınız sizinle artık daha az görüşüyor, belki de mesafe koyuyor. Bu durumda tipik tepkiniz; “Acaba bir sorun mu var?”, “Beni artık sevmiyor mu?”, “Arayı düzeltmeli miyim?”, “Kendimi mi hatırlatmalıyım?” gibi sorgulamalar olabilir. İçsel bir alarm devreye girer: Bir şeyler değişti ve siz bu değişimi kontrol etmeye çalışırsınız.

Bırak Yapsınlar Teorisi ise şöyle der: Biri mesafe koyuyorsa, daha az iletişim kuruyorsa, bu onun içsel süreciyle ilgilidir. Belki geri çekilmeye ihtiyacı vardır, belki de bazı ilişkilerle arasına mesafe koyma zamanı gelmiştir. Sebep ne olursa olsun, onun alanına müdahale etmeden gözlemde kalmak en sağlıklı tavırdır. Bırakın yapsın. Böylece siz de bu bağın doğal akışta nasıl şekilleneceğini görebilirsiniz. Zorla sürdürülen hiçbir bağ şefkatli değildir. Israr yerine kabulü seçin.

Kazancınız ne olur? Akışa direnmek yerine kabule geçtiğinizde, ilişkiler daha doğal ve samimi bir zemine oturur. Sürekli “Neden böyle oldu?” sorusuna yanıt aramak yerine, “Ben bu mesafeyle ne hissediyorum?” sorusunu sormaya başlarsınız. Böylece kendi duygularınızı da sahiplenirsiniz. Unutmayın, herkesin bazı ilişkilerden geri çekilme hakkı vardır. Sizin göreviniz, bu geri çekilişi saygıyla izlemek, anlamak zorunda hissetmeden, yüklenmeden sadece var olmaktır.

Çocuğunuz kontrolünüz dışında seçimler yapıyorsa

Diyelim ki ebeveynsiniz. Çocuğunuz üniversite seçimini size danışmadan yapıyor ya da yanlış olduğunu düşündüğünüz bir arkadaş çevresiyle vakit geçiriyor. Bu durumda tipik tepkiniz; müdahale etmek, kontrolü ele almaya çalışmak, seçimleri düzeltmek, endişeyle yönlendirmek olabilir. İçinizdeki ses “Onun iyiliği için” dese de aslında bu bir tür kontrol çabasıdır. Ve her kontrol çabası, ilişkiyi içten içe zedeler.

Bırak Yapsınlar Teorisi şöyle yaklaşır: Bir birey, kendi seçimleriyle büyür. Hatalar bazen öğretmenin ta kendisidir. Eğer sınırlarınızı koyduysanız, değerlerinizi net bir şekilde aktardıysanız artık onun seçimlerine saygı duymanın zamanı gelmiştir. Bırakın yapsın. Belki yanlış karar verecek. Ama bu onun hayatı. Ve sizin göreviniz bu hayatı onun yerine yaşamak değil.

Kazancınız ne olur? Sürekli müdahale etme hali üzerinizdeki baskıyı artırır. Oysa “ben kendi yerimdeyim, onun da kendi yolculuğu var” diyebildiğinizde hem içiniz ferahlar hem ilişkiniz sağlıklı bir dengeye oturur. Çocuğunuz birey olmanın gücünü sizden öğrenir. Siz de “her şeyi bilmek zorunda değilim” demenin hafifliğini yaşarsınız.

“Bırak yapsınlar” demek, ilgisizlik değil; özsaygının, kabullenişin ve duygusal olgunluğun göstergesidir. Hayatı kontrol etmek yerine, kendi enerjinizi kendinize yönlendirmeyi seçtiğinizde, ilişkileriniz daha sağlıklı bir zemine oturur. Başkasının kararına alan tanırken, kendinizle olan ilişkinizi güçlendirirsiniz. Unutmayın; bırakmak zayıflık değil, güçtür.

Kaynaklar
bırak yapsınlar teorisi, let them theory, mel robbins