Sizin de sık sık halsizlik, hazımsızlık, şişkinlik gibi sorunlardan şikayet ettiğiniz oluyor mu? Öyleyse gelin hepimizin çok sık duyduğu, birçok sağlık sorununun başını çeken bu üç beyazın ne olduğundan ve nelere sebebiyet verdiğinden bahsedelim. Bu yoldaki en büyük hedefimiz ise sağlığımız için un, şeker ve tuzdan oluşan bu üçlüyü hayatımızdan uzaklaştırmak olacak!
İlgini çekebilir: Dış Görünüşümüzle Barışarak Beden Algımızı Nasıl İyileştirebiliriz?
Beyaz un
Beyaz un, basit karbonhidrat içerir ve daha beyaz olması için işlemden geçirilir. Yani değirmende buğday tanesinin içinden buğdayın özü olan ruşeym ve buğday kepeği ayrılır. Dolayısıyla ruşeym ve kepekte bulunan E vitamini, Omega 3 ve 6, protein ve lif de undan çıkarılmış olur. Zenginliği alınmış beyaz un da kan şekerinizdeki ani iniş çıkışlardan dolayı kolay acıkmanıza, dolayısıyla da kilo almanıza sebep olur. Bu nedenle tam tahıllı ekmek ve tam buğday ununa bir şans vermeyi deneyebilirsiniz.
Fazla tuz tüketimi
Tuz, vücuttaki suyu tutar. Kan hacmindeki artış da kan basıncını artırır ve zamanla damarların elastikiyetini kaybetmesine neden olur. Buna bağlı olarak da plak adlı yağ tabakaları oluşur ve bu da damarların daralmasına ve sertleşmesine neden olur. Bütün bunların sonucunda ise fazla tuz tüketimi; kalp krizi, felç, kalp yetmezliği gibi kalp-damar hastalıklarının artmasına sebep olur.
Dünya Sağlık Örgütü, günlük tuz tüketimini 5 gram olarak önermektedir.
2008 yılında Türkiye Hipertansiyon ve Böbrek Hastalıkları Derneği’nin yaptığı ve ülke genelini kapsayan “Türk Toplumunda Tuz Tüketimi Çalışması”na göre tuz tüketimimizin günlük 15 gram olduğu belirlenmiştir. Maalesef ki bu rakam önerilen miktarın 3 katı kadardır.
İlgini çekebilir: Güne Sağlıklı Bir Başlangıç İçin Pratik ve Lezzetli 6 Kahvaltı Tarifi
Bu konuda yapacağınız birkaç davranış değişikliği size çokça fayda sağlayacaktır.
- Satın alınacak ürünlerin etiketi mutlaka okunmalı, tuzu (sodyumu) azaltılmış veya tuzsuz ürünler tercih edilerek bunu bir yaşam tarzı haline getirebilirsiniz.
- Yemeklerinizi tatlandırmak için tuz yerine farklı baharat çeşitlerini tercih edebilirsiniz.
- Tuz kullanacak olsanız bile tuz kaşığını kullanmak yerine az bir tutam atabilirsiniz. Ve siz siz olun yemeğin tadına bile bakmadan elinize tuzluğu alanlardan olmayın.
Gelelim şekere!
Fazla şeker tüketimi metabolizmanın doğal dengesini bozar. İşleyişi zarar gören metabolizma ise obezite, şeker hastalığı, kalp ve damar rahatsızlıkları, kanser türleri, böbreklerde fonksiyon bozuklukları, kronik yorgunluk ve daha pek çok hastalığa sebep olur.
Kandaki fazla şeker, özellikle bel çevresi olmak üzere göbek, kalça, göğüs ve basen gibi bölgelerde birikir. Buralarda oluşan yağ asitleri ise kalp ve böbrek gibi aktif olan organlara dağılır, fonksiyonlarını yavaşlatır, çalışma düzenlerini sekteye uğratır ve dolayısıyla doğal dokuları bozarak buralarda yağ depolanmasına sebep olur.
İlgini çekebilir: Metabolizma Hızını Artırmak İçin En İyi 10 Besin
Bir diğer önemli nokta ise şekerin saç sağlığına zararıdır. Fazla şeker tüketimi saç derisini kurutur, pul pul dökülmesine neden olur ve yeni saç oluşumunu imkansız hale getirir. Kafa derisinin sağlıksız olması dolayısıyla da saçlar cansız, kuru ve kolay kırılır hale gelir.
Bazen canımız şekerli bir şeyler istediğinde bunu vücudumuzun ihtiyacı olduğuna yorarız. Bu bir nevi kendimizi kandırma şeklimizdir. Eğer canınız çaya şeker katmak istiyorsa vücudunuz fazla şekere alışmış demektir. Kendinizi bir süre zorlayıp şekerden uzaklaşmayı denerseniz zamanla vücudunuz da bu duruma alışacak ve çaya koyduğunuz bir küp şeker bile size fazla gelecek, sizi rahatsız edecektir.
Öyleyse şart olan 2 temel nokta var: Hayır demeyi bilmek ve tabii ki irade!