Diyet Kültürü Nedir? Nasıl Başa Çıkabiliriz?

Yüzyıllardır var olan “diyet kültürü” bizlere bazı yemeklerin bazılarının iyi, bazılarının kötü, hatta bazılarının günah olduğunu kabul ettirdi. Bu “kötü” besinleri tükettikten sonra bir de “suçluluk” duygusu ortaya çıktı. Canımız kötü olan yiyecekleri çekmemeliydi, kendimizi durdurmasını bilmeliydik ya da miktarına dikkat etmeliydik. Diyet kültürü yıllar içinde etkisini artırarak iç sesimizde kendisine kalıcı bir yer edindi. İçimizde yer etmiş olan bu kısıtlayıcı ses, yemeklerle olan ilişkimizde tek söz sahibi olmaya başladı. Yediklerimiz ya da yemediklerimiz üzerine aldığımız tavsiyeler, popülerleşen beslenme şekilleri, ideal vücut tipleri, diyet kültürünün şiddetini arttırdı. Şimdi, diyet kültürü kavramına daha yakından bakalım ve bununla ilgili neler yapabileceğimizi inceleyelim.

Diyet kültürü nedir?

Diyet kültürü, bize yiyecekleri iyi veya kötü olduğuna dair sınıflandırmamızı, suç ve ceza ilişkisini sürdürerek bir hayat yaşamamıza neden olabilir. Bedenimiz nasıl görünüyor, standart güzellik nedir ve ideal miyiz, değil miyiz; bize bunları sordurur. Oluşan bu düşüncelerse yeme bozukluklarından düzensiz yeme alışkanlıklarına birçok sağlıksız durumu beraberinde getirebilir. Diyet kültürü günden güne o kadar artmıştır ki; tamamen normal görünür ve kabul edilir.

Pek çok insan hızlı kilo verdiren kısıtlayıcı diyetler yapıp kısa sürede güzel sonuçlar elde edebiliyor ancak günün sonunda bu elde edilen sonuçlar onlara misliyle geri dönüyor ve kısır bir döngü oluşturuyor. Sonrasındaysa suçlu; ekmek, çikolata vb. oluyor.

Diyet kültürü ile nasıl başa çıkarız?

Beslenme ve vücut formuyla alakalı kalıplaşmış bu düşüncelerin siz de kendi zihninizde varlığını fark ettiyseniz, bunu değiştirebilmeniz mümkün.

Diyet kültürünü tanımakla başlamak.

Diyet kültürünü yok saymaktansa; önce hangi durumlarda, hangi anlarda açığa çıktığını, sizi nasıl etkilediğini ve size ne hissettirdiğini de tanımak gerekiyor. Örneğin; bir günde ne yedim videoları, bedeninize yapılan yorumlar, yediğiniz şey hakkında yapılan yorumlar…

Peki kendimize neler sorabiliriz?

  • Şu anda bedenim hakkında böyle hissetmeme ya da önceden böyle hissetmiş olmama neden olan şey nedir?
  • Bedenim dünkü halinden çok mu farklı ki böyle hissettim?
  • Duygularımı hangi dış etkenler etkiliyor?
  • Bu etkenlere ne kadar yanıt vermek istediğim konusunda seçeneklerim nelerdir?

Bakış açınızı değiştirebilmek.

%100 sağlıklı beslenen biri tanımlayın. Size göre ne kadar düzenli bir hayatı var. Hiç kötü bir besin tüketmiyor ve haftanın 4-5 günü egzersiz yapıyor. Hatta gözünüzün önünde formu güzelleşiyor, kilo veriyor.. Bunu takdir ediyorsunuz değil mi? İşte bunu takdir ediyor olmak diyet kültürüne ayak uydurmak demek. O birey belki bugün böyle, ancak yarın durumlar ve koşullar değişecek. Kilo ve güzellik algısı değişebilen ve zamandan etkilenen durumlar.

Peki ne yapmalı? Burada kendinize “Bedenimin değişmeyeceğini bilseydim, hala bunu yapıyor olur muydum?” sorusunu sorabilirsiniz. Örneğin; çikolata yediniz ve sonrasında kendinizi suçlu hissedip yürüyüşe çıktınız veya akşam yemeği yemediniz. Ancak çikolata yemek sizin bedeninizi değiştirmeseydi ne yapardınız?

Sezgisel beslenebilirsiniz.

Sezgisel beslenme, öğrendiğimiz kalıpları reddeden bir beslenme şeklidir. Tüm olay bedenin ne zaman, ne yemek istediğine dair mesajlarını dinlemekten, açlık sinyalleri anlaşıldıkça doyurmaktan ve doyduğunu anladıkça da durmaktan geçiyor. Başka kişiler veya kalıplar sizin için karar vermiyor, tamamı ile siz karar veriyorsunuz. Sezgisel beslenme zamanla fiziksel ve duygusal açlığın ayrımını da ortaya çıkartarak açlık hissinizin duygularınızdan mı yoksa fiziksel ihtiyaçlarınızdan mı kaynaklandığını anlamınızı sağlıyor.

Özetle kendimize iyi bakmak yerine kendimize eziyet çektirmekten vazgeçmemiz ve bir kez geldiğimiz bu hayatı doyasıya sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yaşamalıyız.

Mutlu ve sağlıklı günler!

Kaynaklar
diyet, diyet kültürü, sağlıklı beslenme, sezgisel yeme, yeme bozukluğu