Cildimize yaptıracağımız bakımları ertelemek için sürekli bir bahanemiz vardır. Ya vaktimiz yoktur, ya bütçemiz ya da kendimize başka öncelikler buluruz. Aslında cilt bakım rutinlerimiz için en güzel, en doğru zaman sonbahar aylarıyla birlikte başlamış olur. Yaz aylarında özellikle güneş ışınlarının yoğun bir tahribat yarattığı cildimiz, yaz biterken bizden onu şımartmamızı bekler. Cildimizin bizi asıl ilgilendiren, erken yaşlanmak istemiyorsak bakmamız gereken alt katmanlarına, yani dermis tabakasının derinlerine kadar inen UVA ve UVB ışınları, belki kısa vadede anlamayacağımız ama uzun vadede mutlaka karşımıza çıkacak problemleri nakış gibi işler cildimize. İşler, çünkü güneşlenmeyi kim sevmez? Nasıl da iyi gelir o güneş banyoları bize. Bütün bir çalışma yılının yorgunluğunu attığımız o baldan tatlı tatillerimizde, çoğu zaman güneş koruyucu olmadan dışarı çıktığımız günlerde minik bir problem daha katarız üstüne. Belki ufak bir leke ya da ince bir çizgi, şansımızda ne varsa artık.
Tatil sezonu kapandığında, rutin sonbahar aylarımıza döndüğümüzde, önce cildimizi tanıyıp ona uygun bir cilt bakım alışverişi yaparak kendimize gün içerisinde mutlaka kısa cilt bakımı anları yaratmalıyız. Bu bakımlar çok uzun sürmeyecek ve birkaç gün yaptıktan sonra emin olun yapma alışkanlığı kazanmış olacaksınız.
Kendim için son yıllarda kullanmayı çok sevdiğim, günlük olarak aşırı pratik bir bakım rutininden bahsedeceğim. Bu size gerçekten basit ve uygulanabilir gelecek ve bu konuda eğer üşengeçliğiniz varsa bunu tamamen çöpe atmış olacaksınız.
Günlük Cilt Bakım Rutini
1. Adım
Öncelik olarak mutlaka güzel bir makyaj temizleme jeli ya da köpüğü kullanarak işe başlayabiliriz. Uyku öncesi makyaj temizlemek, ertesi güne mis gibi canlı başlamak için ilk adım diye düşünebilirsiniz. Bir gün öncesinden kalan makyaj kalıntıları cildinizin hem daha kalın, hem de daha kirli görünmesine neden olur, ki bu görüntü iyi bir hissiyat vermeyecektir. Makyaj temizlemek, yüzümüzü yıkamak ve nemli bir havluyla biraz tamponlayıp masaj yapmak bizim için ilk adım olsun.
2. Adım
Sonraki aşama yine cildiniz için uygun ve sevdiğiniz bir markanın C vitamini serumu olabilir. Askorbik asit içeren C vitamini serumları, cildinizi daha ince, daha canlı ve lekelerinden arınmış hale getirir. İnce kırışıklıklarınızı da açarak cildinize olumlu etkilerini hissettirir.
Kullanmayı çok sevdiğim Kiehl’s marka serumlar ya da Yves Roche’un cilt tipinize uygun olarak önerdikleri leke karşıtı, gözenek sıkılaştırıcı, yaşlanma karşıtı serumları da son derece işinize yarayacak cinsten. Serumumuzu da yüzümüze yumuşak yüz masajı hareketleriyle iyice yedirdik ve cildimiz biraz gerilmeye, bizi iyi hissettirmeye başladı bile.
3. Adım
Şimdi üçüncü ve son aşama olan nemlendirme, onarma, yapılandırma aşamasına geldik. Bu aşamada inanılmaz fayda göreceğiniz, yıllardır kullandığınız –tabii eğer varsa- pahalı gece kremlerinizi aratmayacak ama kullanmaya başladıktan kısa süre sonra bile aradaki farkı hissettirecek vazgeçilmezlerimden bahsedeceğim.
Birincisi Bepanthol Plus cilt bakım kremi, diğeri de yine eczanelerden temin edeceğiniz Bayer firmasının çok değerli dermokozmetik ürünü olan Madecassol merhem. Cilt bakım desteği veren, hücre yenileyici özelliği olan muhteşem iki krem. Bu iki ürünü kullanmaya başladıktan sonra asla vazgeçemeyeceksiniz. Siz de benim gibi en az ürünle en iyi işi yapmaya çalışıyorsanız, bakım çantanızın vazgeçilmezleri olacaklar.
Nemlendirme ve bakım aşamasında bu iki kremi isterseniz minik bir cam kavanozda önceden karıştırıp sürebilirsiniz ya da ayrı ayrı minik bezeler halinde alıp cildinize uygulayabilirsiniz. Bahsettiğim bu minik cilt bakım rutini sizi inanılmaz rahatlatacak, güzellik merkezine gidemediğiniz ve bir uzman yardımı alamadığınız her gününüzde yardımınıza koşacak.