Zaman zaman tanımlayamadığımız bir boşluk hissi yaşarız. Mutsuz desek değilizdir, üzgün desek değilizdir. Fakat üzerimizde bir sıkkınlık, amaçsızlık hali vardır. Benzer bir durumun içindeyseniz languishing yaşıyor olabilirsiniz.
Languishing nedir?
Bu kavramın pandemiyle birlikte hayatımıza girdiğini söyleyebiliriz. Tanımı genel anlamda bıkkınlık, amaçsızlık, durgunluk halidir. Belki aklınıza tükenmişlik sendromu geliyor. Ancak tam olarak aynı şey değil. Bu durum daha çok boşluk ve huzursuzluk sendromu gibi.
Tükenmişlik sendromundan farkı ne?
Tükenmişlik sendromunda enerjimizin sıfırlandığını hissederiz. İstesek de bir şey yapmak içimizden gelmez. Ancak languishing durumunda enerjimiz sıfır değildir. Yine enerjimiz vardır ancak kendimizi biraz daha neşesiz ve amaçsız hissederiz.
En sık kurulan cümleler şöyle:
- Canım bir şey yapmak istiyor ama ne yapmak istediğimi bilmiyorum.
- Mutsuz değilim ama mutlu da değilim.
- Kendimi amaçsız ve boş hissediyorum.
- İçimde bir huzursuzluk hissi var.
Languishing neden oluyor?
Belirsizlik kavramı çoğumuzun baş etmekte en çok zorlandığı durumdur. Çünkü ne tam olarak korktuğumuz durumu yaşarız, ne de önlem alabiliriz. Pandemi, belirsizlik sürecinin en büyük örneklerinden biri oldu. Birden bire tüm düzenimiz değişti, planlarımız bozuldu. Hatta rutinlerimiz adeta bir lükse dönüştü ve kısılmış hissettik.
Bu nedenle de kendimizi boşlukta, amaçsız hissetmeye başladık ve bu çok normal. Çünkü kurduğumuz hayaller hep uzun vadeliydi ve pandeminin en başında ‘bir daha eski hayatımıza dönüp dönmeyeceğimizi’ bile bilmiyorduk.
Sonuç olarak hepimize bir durgunluk, hevessizlik, amaçsızlık hakim olmaya başladı.
Peki ne yapmalıyız?
1. Kilit nokta: Akışta kalın.
Sizi şimdiki ana odaklayacak, keyif verecek aktiviteler yapmak bu işin püf noktası. Bu, bir hobi veya sevdiğiniz kişilerle zaman geçirmek olabilir. Dans edin, tiyatroya gidin, resim yapın. Tercih sizin!
2. Kısa vadeli hedefler veya küçük görevler belirleyin.
Kendinize ulaşılması kolay görevler verin. Mesela istediğiniz ama gitmeyi hep ertelediğiniz bir filme/yere gitmek, uzun zamandır görüşmediğiniz bir arkadaşınızla konuşmak kadar basit şeyler olabilir. Ne kadar iyi geldiğini göreceksiniz.
3. Kendinize randevu verin.
Ben bu tanımlamayı çok seviyorum. Kendinizle randevuya çıkın. Ne demek bu? Mesela sevdiğiniz veya yeni keşfettiğiniz bir mekana gidin, hiç içmediğiniz yeni bir içecek deneyin. Açık havada aktivite yapmayı seviyorsanız sakin bir alanda yürüyüşe çıkın. Hepsinde ortak amacımız: kendimize zaman ayırmak ve düşüncelerimizi gözden geçirmek.
Unutmayın, ne istediğiniz kadar ne istemediğiniz de önemli. Beklentilerinizi netleştirin, hayatınıza yeniden yön verin. Bunlar yeterli olmuyorsa bir uzmandan destek almaktan da çekinmeyin.