Ortoreksiya: Sağlıklı Beslenme Takıntısı Geliştirmiş Olabilir misiniz?

salata yiyen kadın

Sağlıklı beslenme terimini duyduğumuzda genellikle aklımıza temiz içerikli besinlerle beslenmek, dengeli bir karbonhidrat protein ve yağ alımı, kendini kısıtlamadan istediğini yiyerek fakat abartmamak geliyor. Peki sürekli kalorileri takip etmek, basit şeker, yağ ve karbonhidrat içerikli yiyeceklerden uzak durmak, sadece sebze ve meyve yemek, hatta meyveyi bile şeker oranına göre seçmek sağlıklı beslenme midir? Asla sağlıksız bir şey yiyemem, yersem çok suçlu hissederim, sürekli içeriklere ve kalorilere bakarım diyorsanız bu Ortoreksiya ismi verilen bir yeme bozukluğu işareti olabilir.

Sağlıklı beslenme düşüncesiyle başlayan ancak zamanla aşırı bir titizlik ve kontrol isteğine dönüşen, bireyin yaşamını etkileyen Ortoreksiya, günümüzde giderek daha fazla dikkat çeken bir sağlık sorunudur. Besinleri seçerken aşırı hassasiyet gösterme eğilimi, kişinin sosyal ilişkilerini, günlük yaşamını ve genel sağlığını olumsuz etkileyebilir. Bu yazıda, ortoreksiya kavramının ne olduğunu, belirtilerini ve bu durumla başa çıkma yollarını detaylı bir şekilde ele alacağız.

Ortoreksiya nedir?

En basit hali ile ortoreksiya, sağlıklı yaşamaya ve sağlıklı beslenmeye dair takıntılı düşünceler ve davranış halinin bütünüdür. Kişinin, sağlıksız bir yiyeceği yediğinde hastalanacağına, kilo alacağına dair çok derin bir inancı vardır. Günün büyük bir kısmını yiyecekleri düşünerek geçirebilirler. Market alışverişinde, yemek yaparken ve yerken içeriklerini aşırı bir şekilde sorgular. Sağlıklı beslenemeyeceğini düşündüğü aile, arkadaş buluşmaları ve ortamlardan kaçınır.

Ortoreksiyada amaç zayıflamak, kilo vermek değildir. Buradaki tek amaç sürekli bir sağlıklı beslenme, en iyi diyeti uygulamaktır. Kişi, sürekli bu düşüncelerle meşguldür.

Ortoreksiya bir yeme bozukluğu mu?

Ortoreksiya ve yeme bozuklukları, kişinin yiyecekler üzerinden yaşam kontrolü sürdürmesi, hayatının yiyecekler ve yemeklerle sınırlandırılması, aşırı endişe duyması ve yeme davranışlarını ve yaşamını yeme alışkanlıklarına göre düzenlemesi gibi benzer özellikler taşır. Öte yandan kişi kendini oldukça kısıtlar ve vücudu bir kıtlık döngüsüne sokabilir. Vücutta vitamin ve mineral eksikliğine sebep olabilir. Bu bozuklukta da zamanla kilo kaybı ve yetersiz beslenme gibi sorunlar görülebilir ve genellikle obsesif kişilik özellikleri görülür.

Ortoreksiyanın anoreksiya ile benzerliği uzmanlar tarafından çokça konuşulur. Fakat ortoreksiyanın anoreksiyadan farkı şudur; anoreksiyada kişi yediği miktara odaklanırken, ortoreksiyada kişi yiyeceğin içeriği ve kalitesine odaklanır.

Ortoreksiyanın neden ortaya çıktığı konusunda aileden alınan alışkanlıklar, geçirilen hastalıklar, sosyal çevre, genetik, psikolojik durumlar, mükemmeliyetçi kişilik özelliği, sosyal medya etkisi, aile tutumları ve kontrol isteği görülmektedir.

Yapılan araştırmalara göre, ergenlik dönemindeki kişilerde, kadınlarda, sporcularda, diyetisyenlerde, sağlık çalışanlarında ve sanatçılarda ortoreksiyanın görülme sıklığı daha fazladır. Toplum içerisinde diyetisyen hastalığı olarak da bilinen bir bozukluktur.

Vücudu kıtlık döngüsüne sokabilir.

Sağlıklı yaşam ve sağlıklı beslenme amacının dışında kişide bir kısıtlama durumu mevcuttur. Amaç kilo vermek değildir, oluşturduğu plana sadık kalabilmek ve yaşamını kontrol edebilmektedir. Kişi, bedeni üzerinden yaşamını kontrol etmeye ve mükemmeliyetçi kişiliğini ortaya koyup her şeyi mükemmel yapmaya çalışırken bedenini de yaşamını da bir kıtlığa maruz bırakır.

Bu programa uymadığında ise endişe, utanç, suçluluk duygularını çok yoğun bir şekilde hisseder ve sonucunda çok daha katı bir plan uygular. Böylelikle de kıtlık döngüsü oluşur.

Ortoreksiyanın obsesif kompulsif bozukluk ile bir ilişkisi var mı?

Bu soru güncel olarak tartışmalı bir konudur, çünkü ortoreksiya yeni yeni araştırılmaya başlanmış ve litaratüre girmeye hazırlanan bir bozukluktur. Yeme bozuklukları temelde beden algısı ve yeme davranışının bozulması üzerine oluşur, fakat obsesif kompulsif bozukluklar tekrarlayan düşünceler ve davranışlardır.

İki gruba da uyan özellikleri olan ortoreksiya, yeme bozukluğu olarak değerlendirildiğinde bazı araştırmalar gösteriyor ki, ideal bedene ulaşma ve katı diyetler sonucunda ortaya çıkmıştır. Obsesif kompulsif bozukluk olarak değerlendirildiğinde ise ortoreksiyanın temeli takıntılı düşünceler ve davranışlardır.

Ancak ortoreksiyanın hangi gruba girdiği hala tartışılsa da, bir yeme bozukluğu olduğu gerçektir. Sağlıklı yaşamı teşvik etmek önemli olsa da, dengeli bir yaklaşımın benimsenmesi ve beslenme alışkanlıklarının kişisel yaşam kalitesini olumsuz etkilemeyecek şekilde sürdürülmesi büyük bir önem taşımaktadır.

Ortoreksiyanın tedavisi nedir?

Ortoreksiya ile başa çıkmak, bireyin beslenme alışkanlıklarını sağlıklı bir dengeye getirmeyi ve yaşam kalitesini artırmayı amaçlar. İlk adım, bilinçli beslenme alışkanlıkları geliştirmek ve çeşitli besin gruplarını içeren bir diyeti benimsemektir. Bir besin grubunu tamamen reddetmek yerine, çeşitli vitamin ve mineralleri içeren farklı besinleri içeren bir diyet, vücudun ihtiyaç duyduğu tüm besinleri almayı sağlar.

Aynı zamanda, beslenme konusundaki obsesif düşüncelerle başa çıkmak için profesyonel yardım aramak da önemlidir. Diyetisyenler veya psikologlar, bireyin duygusal ve zihinsel sağlığını destekleyerek, ortoreksiya ile mücadelede önemli bir rol oynayabilir.

Ayrıca, sosyal ilişkileri güçlendirmek, hoşlandığı aktivitelere zaman ayırmak ve yaşamda dengeyi sağlamak da ortoreksiya ile başa çıkma sürecinde önemli adımlardır. Unutulmamalıdır ki, sağlıklı beslenme, mutlu ve dengeli bir yaşamın sadece bir parçasıdır ve aşırıya kaçmadan keyif alınabilir.

Ortoreksiya tedavisi, genellikle bir multidisipliner yaklaşımı gerektirir ve bireyin fiziksel, zihinsel ve duygusal sağlığını desteklemeyi amaçlar. İşte ortoreksiya tedavisi için kullanılan bazı yaklaşımlar:

Profesyonel Yardım

Diyetisyen İle İşbirliği: Beslenme uzmanları, bireyin beslenme alışkanlıklarını değerlendirir ve dengeli bir diyet planı oluşturarak ortoreksiya ile mücadeleye yardımcı olabilir.

Terapi Yaklaşımları

Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): Bu terapi türü, bireyin düşünce kalıplarını tanımlamasına, anlamasına ve değiştirmesine yardımcı olarak obsesif beslenme düşünceleriyle başa çıkma becerilerini geliştirir.

Fiziksel Sağlık İzlemi

Bireyin sağlıklı bir vücut kitle indeksine ulaşmasına ve vücut fonksiyonlarının normalleşmesine odaklanan bir sağlık izleme programı, fiziksel iyileşmeyi destekleyebilir.

Farkındalık

Bireye, sağlıklı beslenme konusunda dengeli bir bakış açısı kazandırmak için eğitim verilmesi önemlidir. Farkındalık artırma egzersizleri de obsesif düşüncelerle baş etmeye yardımcı olabilir.

Sosyal Destek

Aile ve arkadaşlar, bireye destek olabilir ve onun sağlıklı beslenme alışkanlıkları konusundaki gelişimini teşvik edebilir.

Her birey farklıdır, bu nedenle ortoreksiya tedavisi kişiselleştirilmiş olmalı ve uzmanlar tarafından yönlendirilmelidir. Tedavi süreci, bireyin fiziksel ve zihinsel sağlığını iyileştirmeyi, dengeli bir yaşam tarzını benimsemeyi ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmeyi amaçlamalıdır.

Kaynaklar
obsesif kompulsif bozukluk, ortoreksiya, sağlıklı beslenme takıntısı, yeme bozukluğu