Yüksek bilinç seviyesine ulaşmak, hem kendimizle hem de çevremizle kurduğumuz ilişkileri dönüştüren bir güçtür. Bilinç seviyemizi yükselttikçe içsel dünyamızdaki denge, yaşamın her alanına yansır; kendimizi daha derinlemesine tanır, duygu ve düşüncelerimizi daha sağlıklı yönetiriz. Dr. David Hawkins’in bilinç haritasına göre, yüksek frekanslı duygulara erişmek yalnızca bireysel farkındalığı artırmakla kalmaz, aynı zamanda çevremizdeki düşük frekanslı enerjiler üzerinde de dengeleyici bir etki yaratır. Peki duyguların frekansları nelerdir, frekansımızı yükseltmek için ne yapmalı, sizin için inceledik!
Yüksek bilinç düzeyinde olmak neden önemli?
Yaşam yolculuğumuzda bilinç düzeyimiz yükseldikçe farkındalığımız da gelişir. Bu durum bizi otomatik gelişen günlük yaşam alışkanlıklarımızdan daha ileri düzeye taşır. Böylece kendilik algımız da yükselir ve varoluşsal boyutta sonsuz evrenle olan derin anlayışımız gelişir. Hayatın her anında bilinç seviyemizi yükselttiğimizde, ruhsal olgunluğa adım atarız. Bilinç düzeyimiz yükseldikçe, dünyaya olan etkimiz de daha sevgi dolu ve derin olacaktır. Yüksek bilinç düzeyinde olmak:
- Daha anlamlı bir yaşam sürmemizi sağlar.
- Daha sağlıklı ilişkiler geliştirmemizi sağlar.
- Bilinç düzeyimiz yükseldikçe kendimizi daha iyi tanırız.
- Duygu ve düşüncelerimize yönelik farkındalığımız artar.
- Tutumlarımızın ardında yatan nedenleri daha iyi anlarız.
- Hayatın zorluklarıyla başa çıkma becerimiz güçlenir.
- Karar verme süreçlerimiz iyileşir.
- Yaşam doyumumuz artar.
- Yaşamla ve çevremizle olan uyum yeteneğimiz gelişir.
Dr. David Hawkins’in bilinç haritası
Amerikalı Psikiyatrist Dr. David R. Hawkins insan bilincine yönelik yaptığı çalışmalar sonucunda bilinç haritasını geliştirmiştir. Oluşturduğu tablo duygularımızın bilinç düzeyimize olan etkisinin sayılarla ölçeklendirildiği referans bir kılavuz niteliğindedir. Yıllarca süren çalışmalarıyla Hawkins insanın ruhu, zihni, frekansları ve tüm frekanslarının bilinç düzeyindeki etkisini incelemiştir. Çalışmaları neticesinde de yüksek frekanslı duygu ve düşüncelerin insan yaşamı üzerindeki güçlü etkisine değinmiştir.
Hawkins, her bir duygunun belirli bir frekans seviyesine sahip olduğunu ve bu frekansın insanların ruhsal ve zihinsel sağlığı üzerinde doğrudan etkisi olduğunu öne sürer. Bu harita, 1 ile 1000 arasında değişen bir bilinç seviyesi skalası sunar; düşük frekansta titreşen duygular “utanç”, “suçluluk”, “keder” gibi negatif duyguları içerirken yüksek frekansta titreşen duygular “sevgi”, “neşe”, “barış” ve “aydınlanma” gibi olumlu duyguları içerir.
Dr. David Hawkins’in araştırmaları, bilinç seviyesinin 200’ün altında olan tüm duygu, düşünce ve durumların hem kişiyi hem de çevresindekileri yorduğunu, enerjilerini düşürdüğünü ve zayıflattığını göstermektedir. Cesaret seviyesinin ise tam olarak 200 noktasında olduğunu belirlemiş ve bu seviyenin üstündeki frekansların bireyin enerjisini yükselttiğini gözlemlemiştir.
Ayrıca, Hawkins’in gözlemlerine göre, yüksek bilinç seviyeleri düşük frekanslı duygu ve düşünceler üzerinde dengeleyici bir etkiye sahiptir. Başka bir deyişle, bir kişi bilinç seviyesini yükselttiğinde, çevresinde daha düşük frekansta titreşen birçok bilinç üzerinde olumlu ve dengeleyici bir etki yaratabilmektedir.
Hawkins “Açıklamalı Bilinç Haritası” kitabında duyguların frekansları hakkındaki çalışmalarını kapsamlı olarak ele almıştır.
Duygularımızın bilincimize etki gücü
Duygu ve düşüncelerimizle her an yeni deneyimleri hayatımıza çekeriz. Bu nedenle ne hissettiğimiz ve ne düşündüğümüz oldukça önemlidir. Duyguların frekansları hakkında fikir sahibi olmak ve düşüncelerimizin hangi düzeyde olduğunun farkına varmak, daha güvende ve huzurlu kalarak yaşamla uyumumuzu korumamızı sağlar. Beraberinde aydınlanmış bir bilinç düzeyiyle, benlik algımızı genişletiriz.
Bizler yaşam yolculuğumuzda bilinç düzeyimizi ne kadar yükseltirsek, sevgi ve daha yüksek düzeyde duygulara o kadar kendimizi açarız. Böylece dünya üzerindeki etki gücümüz de artar. Bunun için duygu ve düşüncelerimize daima hakim olabilmemiz önemlidir. Hayat görüşümüzü de en yüksek düzeyde duygularla dönüştürmemiz ayrıca önem taşır.
Bilinç düzeyini düşüren duyguların frekansları
Bilinç düzeyimizi düşüren duyguların frekansları oldukça düşük olur. Özellikle utanç ve suçluluk gibi duygular, bizi derinden etkiler ve yaşam enerjimizi aşağıya çeker. Bu olumsuz duygular, nefret, öfke ve gurur gibi diğer olumsuz hislere karşı bizi savunmasız bırakır. Bu nedenle, bilinç seviyemizi korumak adına, bu duyguların bizi esir almasına izin vermemeliyiz.
Düşük frekanslı duygular, 200’ün altındaki seviyelerde yer alır. Bu seviyeler, genellikle olumsuz bir psikolojik ve duygusal durumun göstergesi olarak kabul edilir. Örneğin, utanç (20) ve suçluluk (30) en düşük frekanslar arasında yer alır, ardından kayıtsızlık (50), keder (75), korku (100), arzu (125), öfke (150) ve gurur (175) gelir.
- Utanç: Kendi değerimizi sorgulamamıza ve içe kapanmamıza neden olan utanç, özgüvenimizi zedeler ve sosyal ilişkilerimizi olumsuz etkiler. Bu duyguyu yaratan kök nedenleri bulmak, kabullenmek ve kendimize şefkat göstermek ise iyileşme sürecinin anahtarıdır. Böylece, uzun süre utanç içinde kalmaktan kurtuluruz.
- Kayıtsızlık: Umutsuzluk ve çaresizlikle kendini gösteren kayıtsızlık, bizi hayata karşı ilgisiz ve duyarsız hale getirir. Enerjimizle birlikte bilinç seviyemiz de düşer. Bu duygunun üstesinden gelebilmek için empati yeteneğimizi geliştirmek ve umudu kaybetmemek büyük önem taşır.
- Keder: Derin üzüntü veya hayal kırıklığı anlarında kedere kapılabiliriz. Keder, enerjimizi aşağı çeker, bu nedenle bu durumu fark etmek önemlidir. Duygularımızı paylaşmak, dostlarımızla dertleşmek ve sanatla meşgul olmak, kederden uzaklaşmamıza yardımcı olabilir.
- Korku: Korku, bizi endişe içinde bırakır ve hem enerjimizi hem de bilinç seviyemizi düşürür. Korkunun hayatımızı yönetmesine izin vermemek ve korkuya neden olan düşüncelerimizi sorgulamak bu duygudan özgürleşmenin yollarıdır. Bu şekilde, korkudan kurtularak enerjimizi yeniden yükseltebiliriz.
- Arzu: Her ne kadar arzu, utanç, suçluluk, keder ve korkudan daha yüksek bir enerji seviyesine sahip olsa da, bu duygu da bizi yönetmemelidir. Aşırı istek hali, bizi arzu nesnelerine bağımlı hale getirebilir ve doyumsuzluk yaratabilir. Arzularımızın esiri olmadan yaşam enerjimizi ve bilinç seviyemizi yükseltmek mümkündür.
Dr. Hawkins’in bilinç haritası üzerinde yaptığı çalışmalar, öfke ve gururun, nefret ve hor görme gibi enerji seviyesi düşük duyguları tetikleyebileceğini göstermektedir. Arzularına fazlaca değer veren kişiler, hayal kırıklıklarına daha açık hale gelir. Bu hayal kırıklıkları ise genellikle öfkeyi beraberinde getirir. Bu nedenle, bu tür yıpratıcı hallerden uzak durmak bilinç düzeyimizi korumamıza yardımcı olabilir.
Bilinç düzeyini yükselten duyguların frekansları
200 seviyesinin üstündeki yüksek frekanslı duygular, pozitif bir değişim ve kişisel gelişim kapasitesini yansıtır. 200 seviyesi, “cesaret” olarak adlandırılır ve pozitif bir yaşam gücünün başlangıç noktası kabul edilir. Bu seviyenin üzerine çıktıkça “kabul” (350), “akıl” (400), “sevgi” (500), “neşe” (540), “barış” (600) gibi giderek daha yüksek frekanslı ve olumlu duygular ortaya çıkar.
- Cesaret: Cesaret, yaşamda yeni deneyimler kazanmamıza, karşılaştığımız engelleri aşmamıza ve gücümüzü geri kazanmamıza olanak tanır. Bu duygu, enerji seviyemizi yükseltir ve çevremize daha fazla pozitif enerji yaymamızı sağlar.
- Kabul: Tarafsız kalabilmek, içsel huzurumuzu artırır. Bu durum, daha özgüvenli ve özgür düşüncelerle ilerlememize, aynı zamanda sosyal ilişkilerimizden beslenmemize yardımcı olur. İstekliliğimizi koruyarak, yaşamı olduğu gibi kabul etmek ve aklımızı kullanarak ilerlemek bilinç seviyemizi yükseltir. Böylece hayatın bize sunduklarını daha derin bir anlayışla kucaklayabiliriz.
- Sevgi: Tüm canlılarla “bir olma” hissini deneyimlememizi sağlayan sevgi duygusu ise enerjimizi ciddi şekilde yükseltir. Sevgi, benlik algımızı genişleterek gerçek mutluluğa ulaşmamızı sağlar. Sevgi ne kadar koşulsuz olursa, yaşamın her anında daha fazla sevinç ve huzur deneyimleriz. Bu, içsel dinginliğimizi de güçlendirir.
- Huzur: Dr. Hawkins’in Bilinç Haritası’na göre yüksek enerji seviyesine sahip huzur, özümüzle tam bir uyum içinde olmamıza olanak tanır. Huzurla dolu olduğumuzda, hem yaşamı gözlemleyen hem de deneyimleyen kişi olduğumuzu fark ederiz. Bu farkındalık, aydınlanma ve saf bilinç haline erişme fırsatını getirir.
- Aydınlanma: Aydınlanma, evreni ve varoluşu derinlemesine anlama mertebesidir. Yüksek bilinç seviyesi, hem içsel bir huzur hem de derin bir farkındalık taşır. Bu düzeyde, ruhsal yolculuğumuzun amacı, hayat derslerimizle büyümek, gelişmek ve en mükemmel halimize ulaşmaktır.
Peki frekansı yükseltmek için ne yapmalı?
Tüm bu öğrendiklerimiz bizi frekansını nasıl yükseltirsin sorusuna yönlendiriyor. Dr. David Hawkins’in Bilinç Haritası modeline göre, frekansımızı yükseltmek için öncelikle düşük frekanslı duyguların ve düşüncelerin farkına varmak ve onları dönüştürmek önemlidir. Bu süreci kolaylaştıracak bazı temel stratejiler ise şunlardır:
- Öz kabul ve şefkat geliştirme: Kendimizi yargılamadan ve suçlamadan kabul etmek, frekansımızı yükseltmenin temel taşlarından biridir. Kendi hatalarımıza ve eksikliklerimize karşı şefkat geliştirmek, suçluluk, utanç ve öfke gibi düşük frekanslı duygulardan kurtulmamıza yardımcı olur.
- Affetme uygulaması: Bize geçmişte zarar veren kişileri affetmek, büyük bir enerji temizliği sağlar ve negatif bağları serbest bırakır. Affetme süreci, genellikle keder, kızgınlık ve korku gibi düşük frekanslardan arınmamıza yardımcı olarak kabul ve sevgi düzeylerine erişmeyi sağlar.
- Pozitif bir yaşam tarzı benimseme: Sağlıklı bir beslenme, yeterli uyku, düzenli egzersiz ve doğayla temas etmek gibi alışkanlıklar bedenin enerjisini ve zihin frekansını yükseltir. Beden ve zihin arasında güçlü bir bağlantı olduğundan, fiziksel sağlık frekansımız üzerinde doğrudan etkilidir.
- Meditasyon ve farkındalık: Meditasyon ve farkındalık pratikleri, düşünce ve duyguların geçiciliğini fark etmemize yardımcı olarak onların üzerimizdeki etkilerini azaltır. Düzenli meditasyon yapmak, özellikle “barış” ve “neşe” gibi yüksek frekanslı duygulara ulaşmayı kolaylaştırır.
- Olumlu duyguları beslemek: Sevgi, minnettarlık, coşku ve huzur gibi duyguları hissetmek frekansı yükseltir. Günlük olarak şükretmek, sevdiklerimizle kaliteli vakit geçirmek veya kendimizi anlamlı bir amaca adamak gibi eylemler, içsel frekansımızı pozitif şekilde etkiler.
- İçsel diyaloğu yeniden yapılandırma: Kendimizle olan içsel konuşmamız, bilinç seviyemiz üzerinde güçlü bir etkiye sahiptir. Olumsuz ve sınırlayıcı inançları fark edip bunları daha olumlu ve destekleyici düşüncelerle değiştirmek, cesaret, kabul ve sevgi seviyelerine çıkmamıza yardımcı olur.
- Kendini geliştirme ve yeni bilgi arayışı: Öğrenme ve kişisel gelişim, özellikle “akıl” ve “anlayış” seviyesine ulaşmamızı destekler. Yeni bilgi edinmek, farklı bakış açıları geliştirmek ve düşünce yapımızı sürekli yenilemek, frekansımızı yükseltir.
Bu uygulamalar, frekansımızı artırarak daha huzurlu, enerjik ve dengeli bir ruh haline geçmemizi sağlar. Bu adımlar, günlük yaşama uyarlanabilir öneriler olarak sunulabilir ve bilinç seviyesinin yükseltilmesinde rehberlik edebilir.