Ayrılık… Birçoğumuz için kalbimizde ince bir sızı, zihnimizde dönüp duran “acaba?” soruları demek. Hele ki aradan zaman geçmişse ve eski sevgiliniz kapınızı tekrar çalmışsa ya da siz ona bir mesaj atma isteğiyle yanıp tutuşuyorsanız, içsel bir çatışmanın eşiğindesiniz demektir. Eski sevgiliyle barışmak doğru mu? İnsanlar gerçekten değişebilir mi? İşte bu sorulara psikoloji perspektifinden yaklaşmak, sizi sağlıklı ve bilinçli bir karar sürecine götürebilir.
Geçmişin gözlüklerini çıkarmak: Gerçekçi bakabiliyor musunuz?
Psikolojide sıkça bahsedilen bir kavram vardır: “rosy retrospection.” Yani geçmişi olduğundan daha güzel hatırlama eğilimi. Ayrılıktan sonra yalnızlık, pişmanlık ve özlem duygularınız, eski ilişkinizi adeta bir pembe bulutun içine yerleştirebilir. Zihniniz kavga ettiğiniz anları, sizi üzen sözleri, hatta ilişkinin bitmesine yol açan temel sorunları arka plana atarken; güzel anıları, tatilleri, o bir bakışı ya da bir gülümsemeyi ön plana taşır.
Bu noktada kendinize sormanız gereken kritik soru şudur: Gerçekten onu mu özlüyorsunuz, yoksa yalnız kalmaktan mı korkuyorsunuz? Birlikte olduğunuz kişiyi, olduğu haliyle mi yoksa hayalinizdeki haliyle mi arıyorsunuz?
Ayrılığın gerçek sebeplerine bakmak
Her ilişkinin sonu bir neden taşır. Çoğu zaman bu nedenler yüzeydeki tartışmalarla sınırlı değildir; iletişim eksikliği, farklı yaşam hedefleri, güvensizlik, kıskançlık, saygı problemleri, duygusal bağın zedelenmesi gibi derin kökleri vardır. İlişkinin bitiş nedenlerini açık yüreklilikle değerlendirmeden yeniden başlamaya çalışmak, aynı döngüye sıkışmak anlamına gelir.
İlişkinizin bitme nedenlerini gözden geçirdiniz mi? Sadece duygularınıza değil, mantığınıza da kulak veriyor musunuz? Unutmayın, duygular anlıktır; oysa bir ilişki, alışkanlıkların ve davranış kalıplarının toplamıdır.
Değişmek gerçekten mümkün mü?
Bir başka psikolojik gerçek: İnsanlar değişir, ama genellikle yavaş yavaş ve kendi istekleriyle. Partneriniz ya da siz gerçekten değişime niyetli misiniz? Yoksa sadece kaybetme korkusu mu bu isteği doğurdu?
Çift terapilerinde sıkça görülen bir durum, çiftlerin “bundan sonra her şey farklı olacak” diyerek barışmaları ama birkaç hafta içinde eski alışkanlıklara dönmeleridir. Değişim niyeti varsa bile bunun zaman, emek ve çoğu zaman profesyonel destek gerektirdiğini unutmayın.
Yalnızlık korkusu mu, sevgi mi?
Eski sevgiliyle barışma isteğinin ardında yalnızlık korkusu da yatabilir. Psikoloji araştırmaları, özellikle ayrılıklardan sonraki ilk 6 ayda insanların boşluk ve yoksunluk hislerine karşı daha savunmasız olduğunu gösteriyor. Sizi geri döndürmeye iten şey gerçek bir sevgi mi, yoksa eski bir alışkanlığa tutunma arzusu mu? Bu farkı ayırt etmek, sağlıklı karar almanın anahtarıdır.
Kendinize sormalısınız:
- Ben bu kişiyi neden istiyorum?
- Birlikteyken beni mutlu eden neydi, üzen neydi?
- İlişkideki sorunlara ikimiz de nasıl katkıda bulunduk?
- Tekrar denesek, neleri farklı yapmaya gönüllüyüz?
- Şu anda yalnız olduğum için mi dönmek istiyorum?
- Barışmak, gerçekten bana iyi gelir mi, yoksa geçici bir rahatlama mı sağlar?
Bağlanma tarzınızın rolü
Psikolojide bağlanma stilleri (güvenli, kaygılı, kaçıngan, kaotik) ilişkilerde büyük rol oynar. Eğer kaygılı bağlanan biriyseniz, eski sevgilinizin yokluğu size dayanılmaz gelir, onsuz eksik hissedersiniz. Kaçıngan bağlanan biriyseniz, ilişki içindeyken uzaklaşma, dışındayken ise özlem hissetme eğiliminiz olabilir. Bağlanma tarzınızı anlamak, eski sevgiliyle barışma isteğinizin kökenini keşfetmenizi kolaylaştırır.
Barışmadan önce kendinizi güçlendirin
Eski sevgilinizle barışma fikrine kapılmadan önce, kendinize şefkat göstermek, bireysel gelişiminize odaklanmak ve duygusal gücünüzü yeniden inşa etmek çok önemlidir. Zira sağlam bir bireysel temel olmadan girilen ilişkiler, bir süre sonra aynı kırılganlıkları taşımaya devam eder. Psikoloji bize şunu hatırlatır: Bütünlenmiş iki birey bir araya geldiğinde sağlıklı bir ilişki doğar.
Eğer eski ilişkiniz travmatik unsurlar (aldatma, şiddet, ağır psikolojik manipülasyon) içeriyorsa, bu durumda barışma düşüncesini ciddi şekilde sorgulamanız gerekir. Böyle durumlarda psikolojik destek almak, hem süreci sağlıklı değerlendirmenize hem de kendinizi korumanıza yardımcı olur.
Eski sevgiliyle barışmak, filmlerdeki gibi romantik bir final sunmaz her zaman. Bazen eksik kalanı tamamlar, bazen de sizi aynı yaraya bir kez daha götürür. Önemli olan, bu kararı yalnızca kalbinizle değil, zihninizle ve içgörünüzle verebilmenizdir. Kendinize ve ilişkinize dürüstçe baktığınızda, ne yapmanız gerektiği aslında zaten gözlerinizin önünde belirecektir. Unutmayın, her bitiş bir başarısızlık değildir; bazen en büyük başarı, kendinizi bırakmamak ve ilerlemeyi seçmektir.