Katarsis, kelime anlamı itibariyle psikoloji literatüründe duygusal boşalım anını ifade etmektedir. Yunanca katharsis’ten gelir ve psikoterapide kullanılmaktadır. Ancak her duygu boşalımı katarsis değildir. Güçlü duyguların hissedildiği ve ifade edildiği güçlü bir bileşeni vardır katarsisin. Katarsisin amacı, bireyin yaşamında bir tür olumlu değişikliğe sebep olmaktır.
Her duygu katarsis değildir dedik. Peki Katarsis tam olarak nedir? Yaşadığımız duygu boşalımının katarsis olup olmadığını nasıl anlarız? Birlikte göz atalım.
Günlük hayatın içinde katarsis
- “Ona içimdeki tüm nefreti kustum ve inanılmaz rahatladım.”
- “Çok uzun zamandır hep içimde tutuyordum ama bugün ona benim suçsuz olduğumu bağırarak söyledim.”
- “Dün gece o kadar ağladım ki uzun zamandır böyle ağlamamıştım. Tüy gibi hafif hissediyorum kendimi.”
- “Bir kum torbasına çarptığımda, öfkemi bir nesneye salarak kendi kişisel arınmamı sağladım.”
Hangi durumlar içimizde birikir ve bizi bu noktaya getirir?
Aslında sıfır noktasına en yakın olduğumuz anlardır katarsis anları. Peki bu duruma sebep olan nedir? Hangi durumlar içimizde birikir ve bizi bu noktaya getirir? Son yıllarda, yalnızca iyi hisleri sahiplenme ve sürekli iyi hissetmeye odaklanma durumu gibi bir popülerlik söz konusu. Oysa yaşamak için bütün duygulara ihtiyacımız var.
İlgini çekebilir: Toksik Pozitiflik: Fazla İyimser Olabilir misiniz?
Mutluluk, öfke, nefret, utanç, korku gibi tüm duyguları hissetmeliyiz. Kendimize karşı dürüst olmalıyız. “Evet, ben bunları yaşadım ve iyileştim.” Duygularımızı hissetmeye ihtiyacımız var. Bu duyguları bastırdığımızda, hallettiğimizi düşündüğümüz her olay gün gelip daha yoğun ve daha yıkıcı bir biçimde ortaya çıkmaktadır. Kısacası, üstünü kapattığımız duyguların altında kalırız.
Duygularımızı nasıl serbest bırakabiliriz?
Belli bir süre içimizde biriktirdiğimiz duyguların ifade edilmeye ihtiyacı vardır. Eğer biz duygularımızı zamanında ve yapıcı bir şekilde ifade edemezsek bu eşik aşıldığında adeta bir bomba etkisi yaratarak patlar. Bu patlamadan sonra hissedilen hafiflik ve rahatlamışlık hissi ilerlememiz için önemli bir adım olmakla birlikte kısa süreli etki yaratır. Bununla birlikte, eğer bu patlama kontrolsüz bir biçimde olur ise yıkıcı etkilerinin kısa vadede bizi yine olumsuz bir şekilde etkileyeceğini de unutmamak gerekir.
Peki katarsis uzun vadeli bir çözüm değil ise duygularla sağlıklı bir iletişim kurmak için neye ihtiyacımız var?
Yaşadıklarımızı, çevremizde gelişen olayları, karşılaştığımız kişileri daha iyi tanımak için kendimize zaman vermeliyiz. Bir günlük tutmak olanları analiz etmenin ve yaşananlara dışarıdan bakmanın en iyi yoludur.
Bu günlüğe duygularınızı, duygularınızın ne zaman en yüksek seviyeye geldiğini ve neyin tetiklediğini dürüstçe yazın. Tüm duygularınızı sahiplenerek, yalnızca size kendinizi kötü hissettiren duyguları değil; iyi hissettiren duyguları da yazın. Ne zaman kendinizi mutlu hissettiniz, ne kadar yoğun bir mutluluk hissiydi ve neden mutlu oldunuz? Mutlu olmanızın nedenini derinlerde arayın. Neden mutlu oldum? Değer gördüğüm için mi? Peki benim öz değer ile ilgili bir endişem mi var?
Sizi yoğun duygulara sürükleyen tetikleyicilerden kaçınmak ya da tetikleyicilerle mücadele etmek için hangi becerilerinizi geliştirmeye ihtiyacınız var? Bu eylemleri yazın. Sorunun arkasındaki temel nedeni anlayın ve onun üzerine gidin. Ho’ponopono tekniği temel nedeni anlamada yardımcı bir teknik olarak kullanılabilir.
İlgini çekebilir: Arınma ve Affetme Sanatı: Ho’oponopono
Yine de duygularınızı yoğun bir şekilde yaşamaya devam ediyorsanız mutlaka bir terapi veya psikolojik danışma seansına gitmelisiniz. Bu daha güvenli ve daha kontrollü bir ortamda olmanızı sağlayacaktır.
Özü itibariyle, bastırılmış duyguların dışarı atılması, çeşitli tekniklerle birleştiğinde (ho’ponopono, yaşam dersleri öğrenme, çapa yöntemi vb.) yaşamımızda nitelikli bir değişime neden olabilmektedir. Unutulmaması gereken nokta, duygularımızı olumlu veya olumsuz olarak etiketlemeden her duyguyu sahiplenerek yaşamaktır.