Bize sevgiyi tattıran şey nedir? Kaygısının temelinde bu soru yatan Brandy adlı bir kadın, bu kaygısına çözüm bulmak için ilişki alanında uzmanlaşan Dr. Margaret Paul’a gider. Ara sıra eşinden ve diğer yakınlarından gördüğü sevgi dışında, sevgi diye adlandırdığımız o sıcak duyguyu kalbinde hissedemediğini söyler. “Eşime karşı duyduğum sevgiyi hissedemiyorum. Çocuk sahibi olmak istiyorum ama beslemem gereken sevgiyi çocuklarıma karşı da duyamayacağımdan korkuyorum. Benim sorunum nedir?” Birçok insanın buna benzer sorunları olabilir. İnsanlar sevgi olarak nitelendirdiğimiz o sıcak hissiyatı arıyorlar ve genellikle partnerlerine baştan aşağı delicesine aşık olmak ve aynı duygusal yakınlığı karşı taraftan da görmenin sevgi olduğuna inanıyorlar. Ancak sevgi demek bu değil ya da en azından böyle hissettirmiyor. Hatta bu sevgi tanımı, o çok arzuladığımız gerçek aşkı deneyimlememizde bir engel olarak bile karşımıza çıkabilir. Romantik ilişkiler alanında uzmanlaşan Dr. Margaret Paul, sevgi arayışı içindeyken yaptığımız hataları anlatıyor!
Sevgiyi yanlış yorumlamak
Brandy’nin sevgi arayışı sürecindeki problemin temelinde, sevginin nereden geldiğine dair bir yanlış anlama yatıyor. Margaret Paul, Brandy ile çalıştıkça anlıyor ki Brandy hayatı boyunca ailesinden ya da başkalarından sevgi görmek ve bu sevginin üzerinde kontrol sağlamak için birçok yöntem geliştirmiş ve şimdi ise aynısını eşine uyguluyor. Eşi, Brandy’nin istediğini yapmadığında Brandy’nin öfkelenmesi ve onu cezalandırmak için kendi içine kapanması bu yöntemlerden birkaçı. Brandy kendi duygularının sorumluluğundan kaçmayı öğrenmiş ve kendi güven ve değer duyguları için başkalarını sorumlu tutuyor. Sürekli başkalarından sevgi ihtiyacı duyuyor ama o sevgiyi başkalarıyla asla paylaşamıyor. Bu iki problem ise birbirleriyle derinden bağlı.
İlişkideki tek amaç başkaları tarafından sevilmek ve bu sevginin üzerinde hakimiyet kurmak olduğunda, kalp sevginin gerçek sihrini hiçbir zaman tadamıyor.
Biz sevgiyi yaratamayız, biz ona kalbimizi açabiliriz.
Sevgi kendini yoktan var etmez. O zaten vardır, biz sadece kendimizi ona açabilir ya da ona yakınlaşabiliriz. Sevgiyi paylaşmak deneyimleyebileceğimiz en mükemmel tecrübedir ama amaç sadece diğerlerinden sevgi görmek olduğunda, kalbinde başkalarıyla paylaşabileceğin bir sevgi barındırmak mümkün değildir. Bu sevgi muhtaçlığından kurtulmanın tek yolu ise kendini sevmeyi öğrenmektir. Başkalarından ihtiyaç duyduğun o şefkati, ilgiyi ve saygıyı kendine göstermeyi öğrenip kendinin en iyi versiyonuna ulaşmaktır.
Kendini sevmenin bencil olduğunu düşünenlerin aksine, kendini sevmek öz sorumluluktur. Öz sevgi kendi içsel sevgi kaynağınla bağlantı içinde olmanı sağlayarak, sadece başkalarının sevgisiyle beslenmek yerine sevgiyi paylaşabilmeni sağlar.
Kalbini sevgiye açmayı öğrenmek
Kalbin senin niyetine göre hareket eder. Bilinçli olarak kendini sevmeyi öğrenmeye karar verdiğinde, kalbin sevgiyi içinde barındıran o içsel kaynağa kendini açar ve böylece sevgini başkalarıyla paylaşabilmene izin verir.
Brandy, başkalarının ilgisini kontrol etmekten vazgeçip kendini sevmeyi öğrenmeyi tercih ettiğinde, eşine ve başkalarına karşı uzun zaman sonra ilk defa deneyimlediği kalbindeki o sevginin sıcak hissi karşısında büyülendi. Bu amacının bilincine ulaşmak için çok çabaladı çünkü onun için başkalarının sevgisi üzerinde hakimiyet kurma isteği bir bağımlılık haline gelmişti. Hisleriyle, bedeninde ve anda kalmayı öğrenerek Brandy farketti ki kendini yargılayarak, duygularını görmezden gelerek ve diğerlerinden sürekli sevgi isteyerek kendine ihanet ediyor; kaygılı, yalnız ve içten içe değersiz hissediyordu. Halbuki kendini sevmeyi öğrendiğinde mutlu, güvende ve sevgi dolu hissetmeye başladı ve artık içindeki o sevgiyi eşi ve diğer insanlarla da paylaşabilmeyi öğrendi.
Kalbini sevgiye açmayı öğrenmek, önce kendinle barışmakla ve kendini sevmekle başlar. Brandy’nin sevgi arayışı hikayesi, başkalarının ilgisi ve sevgisi üzerinde kontrol arzusunu bırakıp, kendini koşulsuzca kabul etmeye yöneldiğinde nasıl bir dönüşüm yaşayabileceğini gösteriyor. Sevgi, kontrol değil, içsel bir kaynak; ona ulaşmak, kalbinle bağlantı kurmak ve bu sevgiyi hem kendine hem de başkalarına cömertçe sunmak demektir. Kendini sevmeye başladığında, gerçek mutluluğun ve huzurun, kendi içinde zaten var olduğunu keşfedeceksin.