Kimi insanlar ne yerse yesin kilo almazken, kimileri en ufak bir değişiklikle kilo alabilir. Peki, bu farklılığın arkasında yatan sebep ne olabilir? Bilimsel araştırmalara göre, bunun yanıtı hiper-etkili bağırsak bakterileri olabilir. “Çok kolay kilo alıyorum, su içsem yarıyor” diyorsanız, belki de suçlu fazla çalışkan olan bağırsak bakterilerinizdir. Bu konuyla ilgili yapılan güncel araştırmaları sizin için mercek altına aldık!
Bağırsaklarınız işinde “fazla iyi” olabilir.
Bağırsaklarımızda trilyonlarca bakteri yaşar ve bu bakteriler, sindirim sistemimizin önemli bir parçasıdır. Bu mikropların tümüne bağırsak mikrobiyomu denir. Mikrobiyom, yiyecekleri sindirmek, enerji üretmek ve bağışıklık sistemimizi desteklemek gibi hayati görevler üstlenir. Ancak bazı bakteriler, bu görevlerde “fazla iyi” olabilir. Kopenhag Üniversitesi’nden bilim insanları, bazı bağırsak mikroplarının besinlerden diğerlerine göre daha fazla enerji çıkardığını ortaya koydu. Bu hiper-etkili bakterilere sahip olan kişiler, fazla enerjiyi yağ olarak depolama eğiliminde olabilir. Başka bir deyişle, eğer kolay kilo alıyorum diyorsanız, bağırsak mikrobiyomunuz işinde gerçekten çok iyi olabilir.
Yapılan bu çalışmada, katılımcıların dışkılarındaki enerji miktarı ölçülerek bağırsak bakterilerinin yiyeceklerden ne kadar enerji çıkardığı incelendi. Sonuçlar, katılımcıların %40’ının bu “süper biyomlara” sahip olduğunu ve bu kişilerin diğerlerine göre yaklaşık 9 kilogram daha ağır olduğunu gösterdi. Araştırmayı yürüten Dr. Henrik Roager, “Bazı insanların neden daha kolay kilo aldığını anlamamıza yardımcı olabilecek bir anahtar bulmuş olabiliriz,” diyerek bu keşfin önemini vurguladı.
Çok çalışan bağırsak bakterileri kilo alımına nasıl sebep olabilir?
Bu konuda kafaların karışması oldukça doğal. “Daha fazla kalorinin açığa çıkması, aksine kalori açığı yaratmaz mı?” diye düşünüyor olabilirsiniz. Ancak yapılan araştırmaya göre, burada kritik nokta enerjiyi nasıl kullandığınız veya nereye gittiğidir. Normal bağırsak bakterileri yiyecekleri tamamen sindirmez, dolayısıyla o yiyeceğin bir kısmı enerjiye dönüşmeden -dışkı olarak- vücuttan atılır. Yani, vücudunuz bu besinlerin tüm kalorilerini almaz. Hiper-etkili bağırsak bakterileri ise yediğiniz yiyeceklerin tamamını sindirerek enerjiye dönüştürür. Ancak bu, “daha fazla enerji harcadığınız” anlamına gelmez. Aksine, vücut bu fazla enerjiyi kullanamadığı durumda yağ olarak depolar.
Gelin bu konuyu bir örnekle detaylı ve adım adım inceleyelim. Örneğin, bir dilim ekmek yediğinizde, yediğiniz ekmekten vücudunuz 100 kalori alır ve 20 kalorisi dışkı yoluyla atılır. Ancak çok çalışan bağırsak bakterilerine sahipseniz, bunlar ekmeği tamamen sindirir ve siz aynı dilim ekmekten 120 kalori alırsınız. Bu ekstra 20 kalori, yakılamazsa yağ olarak depolanır. Bu durum da, bu bakterilere sahip bireylerin, diğer insanlarla aynı miktarda yemek yese bile daha kolay kilo almasına neden olabilir.
Yiyeceklerin bağırsaklarınızda ne kadar kaldığı da önemli.
Kilo alımında bağırsak mikropları kadar önemli olan bir etken daha yapılan bir çalışma ile ortaya kondu. Yapılan bu araştırmaya göre, bağırsak bakterilerinizin tipi ve yiyeceklerin bağırsakta kaldığı süre kilo alma eğiliminizi etkileyebiliyor.
85 kilolu yetişkinin dışkı yoğunluğu, bağırsak transit süresi (dışkının bağırsakta ne kadar kaldığı) ve mikrobiyom çeşitliliği incelendi. Beklenenin aksine, daha uzun bağırsak transit süresi daha fazla enerji emilimiyle ilişkiliydi.
Bacteroides tipi bakterilere sahip kişiler -yani yiyeceklerin bağırsakta daha uzun kaldığı grup- daha fazla enerji emiyor ve bu grup daha fazla kilo alıyor. Ruminococcaceae türü bakterilere sahip kişiler ise daha uzun bağırsak transit süresine sahipti, yani yiyecekler daha uzun süre bağırsakta kaldı. Bu kişilerin daha düşük vücut ağırlığına sahip olduğu gözlemlendi. Ancak bu durum, daha verimli bir şekilde enerji ememedikleri anlamına da gelebilir.
Kalori açığı yaratma yöntemi artık geçersiz mi?
Bu çalışma, uzun süredir kullanılan “kalori alımı ve yakımı dengesi” yaklaşımının yeterli olmadığını gösteriyor. Çünkü her bireyin bağırsak mikrobiyomu farklı şekilde çalışıyor ve bu, kilo kontrolünde büyük bir rol oynuyor.
Br kişi için değişim yaratan şeyin bir başkası için tam tersi bir etkiye sahip olabileceğine ya da hiçbir etkiye sahip olmayabileceğine işaret eden kanıtlar bununla sınırlı değil. Bireysel farklılıkların önemli olduğunu gösteren diğer araştırmalar da bu bulguları destekliyor. Örneğin, 2016’da yapılan bir çalışmada, zayıf farelerden alınan bağırsak bakterilerinin obez farelere nakledilmesi sonucunda obez farelerin kilo verdiği gözlemlendi.
Ancak uzmanlar, bu bağlantının kesin bir nedensellik içerdiğini söylemek için henüz erken olduğunu belirtiyor. Roager, “Bağırsaklardaki enerji verimliliği ile kilo arasında doğrudan bir ilişki olduğunu kanıtlamak için daha fazla araştırmaya ihtiyaç var,” diyor.
Sağlıklı bir bağırsak için neler yapabilirsiniz?
Hiper-etkili bakteriler, bağırsaklarımızın yiyecekleri sindirip enerjiye dönüştürme kapasitesinin bir örneğidir. Ancak bu, bir kader değil. Sağlıklı bağırsak mikrobiyomu oluşturmak, bu bakterilerin etkilerini dengeleyebilir ve hem kilo kontrolünü kolaylaştırır hem de genel sağlığınızı iyileştirir.
- Probiyotik ve Prebiyotik Tüketimi: Yoğurt, kefir, lahana turşusu gibi probiyotikler bağırsak dengesini sağlar. Ayrıca, prebiyotik lifler (örneğin tam tahıllar ve muz) faydalı bakterileri besler.
- Lif Ağırlıklı Diyet: Sebze, meyve ve tam tahıllar hiper-etkili bakterilerin enerji verimliliğini azaltabilir.
- Egzersiz: Fiziksel aktivite, bağırsak mikrobiyomunu çeşitlendirir ve dengeler.
- İşlenmiş Gıdalardan Kaçınma: İşlenmiş gıdalar, zararlı bakterilerin çoğalmasını tetikleyebilir.
Sağlıklı bir bağırsak sadece kilo kontrolü için değil, genel sağlık için de kritik bir öneme sahip. Bağırsaklarınıza iyi bakmak, uzun vadede hem fiziksel hem de zihinsel sağlığınıza katkı sağlayacaktır.