Oldukça yorucu bir günün sonunda yatağa uzandığınızda, eşinizin yorganı kendisine doğru çekmesi, horlama sesiyle sizi rahatsız etmesi keyfinizi kaçırabilir. Modern ilişkiler uyku konforunu artırmak için bu probleme bir çözüm bulmuş gibi görünüyor: “sleeping divorce”; yani çiftlerin ayrı uyuma kararına bağlı olarak yatakları ayırmak. Sleeping divorce, modern ilişkilerde uyku ve bireysel alan ihtiyacını ele alan yeni bir yaklaşım olarak dikkat çekiyor. Uyku düzensizliklerinden horlamaya, farklı uyku alışkanlıklarından daha kaliteli bir dinlenme ihtiyacına kadar farklı nedenlerle ortaya çıkan bu uygulama, sağlıklı bir ilişki için cesur bir adım mı yoksa yakınlığı zedeleyen bir tehdit mi? Son dönemde TikTok’ta sıklıkla gördüğümüz sleeping divorce trendi nedir, sizin için mercek altına aldık!
Sleeping divorce nedir?
“Sleeping divorce”, türkçe karşılığıyla “uyku ayrılığı” anlamına geliyor. Bu kavram, eşlerin daha iyi uyuyabilmek için farklı odalarda ya da yataklarda uyumayı tercih etmelerini ifade etmekte. Geleneksel olarak çiftlerin aynı yatakta uyuması, ilişkilerde bağlılığın ve yakınlığın bir sembolü olarak görülürken, sleeping divorce bu algıyı sorguluyor. Burada temel hedef, bireysel uyku kalitesini artırmak ve bu sayede ilişkideki genel mutluluğu desteklemektir.
Neden çiftler sleeping divorce’u tercih ediyor?
- Horlama ve Uyku Bozuklukları: Horlama, uyku apnesi ya da hareketli uyku alışkanlıkları gibi durumlar, partnerin uyku kalitesini ciddi anlamda etkileyebilir.
- Farklı Uyuma Alışkanlıkları: Biri erken yatıp erken kalkmayı tercih ederken diğeri gece geç saatte uyumak isteyebilir. Ayrı uyumak, bu farklılıkları ortadan kaldırabilir.
- Daha Kaliteli Uyku: Uyku, bireylerin zihinsel ve fiziksel sağlığı için hayati önem taşır. Uyandıktan sonra gergin ya da yorgun hissetmek, ilişkide günlük iletişimi olumsuz etkileyebilir.
- Bağımsızlığın Desteklenmesi: Kendi alanına sahip olma hissi, bireylerin daha mutlu ve dengeli hissetmesine yardımcı olabilir.
Uzmanlar ne söylüyor?
Uzmanlara göre, uyku kalitesi bir ilişkideki genel mutluluğu ciddi anlamda etkileyebilir. Klinik uyku psikolojisi ve davranışsal uyku tıbbı alanında tanınmış bir uzman olan Dr. Wendy Troxel ve diğer uyku uzmanlarının araştırmaları, çiftlerin uyku düzenlerinin ilişkiler üzerindeki etkilerini inceleyen çeşitli bulgular sunuyor. Dr. Troxel, çiftlerin yatakta birlikte uyumasının sosyal olarak beklenen bir norm olmasına rağmen, bu durumun her zaman ideal olmadığını ifade ediyor. Araştırmalar, uyku düzenlerinin bozuk olduğu durumlarda, ilişkilerde duygu düzenleme ve öfke kontrolü gibi problemlerin daha sık yaşandığını gösteriyor. Aynı zamanda, uyku düzeni bozukluklarının ilişki kalitesini düşürdüğüne dair kanıtlar da bulunuyor.
Yapılan bir araştırma ise çiftlerin %25’inin zaman zaman ayrı odalarda uyuduğunu ortaya koymuştur. “Better Sleep Council” tarafından gerçekleştirilen bu çalışma, uyku problemlerinin bireylerin genel mutluluğuna ve ilişkilerine olumsuz yansıdığını göstermektedir. Ayrı uyuma kararlılığının özellikle horlama ya da uyku bozukluğu gibi kronik sorunlarla başa çıkan çiftlerde faydalı olduğu belirtilmiştir.
Yatakları ayırmak ilişkiye zarar verir mi?
Elbette hiçbir ilişkide keskin kurallar yok. Çiftlerin ilişkilerini nasıl yaşayacakları tamamen kendi seçimlerine ve özgür iradelerine bağlı. Sleeping divorce karşılıklı anlaşmayla hayata geçirildiğinde faydalı olabilir. Ancak bu uygulamanın herkes için uygun olmadığını unutmamak gerekir. Ancak yatakları ayırmak, -her çift için geçerli olmamakla birlikte- çiftlerin fiziksel bağlılığını azaltabilir.
Eşinizle bu konuda açık bir iletişim kurarak ortak bir karar almak, en doğru yöntemdir. Asıl önemli olan çiftlerin kendileri için neyin daha iyi olduğuna birlikte karar vermeleridir.