Zeigarnik Etkisi: Yarım Kalanlar Neden Aklımızdan Çıkmıyor?

Siz de yarım kalmış şeyleri aklınızdan çıkaramadığınızı düşünüyor musunuz? Yarım kalan bir film, tamamlanmamış bir yemek, yarım kalan aşklar… Bütün bunlar zihninizi diğer her şeyden çok daha fazla meşgul ediyor mu? Hepimizin zihninde, bir türlü silemediğimiz, takılıp kaldığımız anılar veya işler vardır. Yarım kalan her şeyin bu kadar çekici gelmesine sebep olan kavram, Zeigarnik Etkisi. Bu yazıda, Bluma Zeigarnik’in ismini taşıyan bu psikolojik olguyu inceleyecek, yarım kalanların neden aklımızdan çıkmadığını ve günlük hayatımızda nasıl bir rol oynadığını keşfedeceğiz.

Zeigarnik etkisi nedir?

Zeigarnik Etkisi, Sovyet bir Psikolog ve Psikiyatr olan Bluma Zeigarnik tarafından ortaya atılmıştır. 1920 yıllarında psikologlardan oluşan bir ekip, Berlin Üniversitesi restoranına yemeğe gider. Grubun siparişlerinin tamamını tek bir garson alır ancak siparişleri hiçbir şekilde kaydetmez veya not almaz. Bu durum, psikologlardan birisinin (Bluma Zeigarnik) oldukça ilgisini çeker ve hatta restorana geri dönüp garsona bu kadar siparişi nasıl aklında tuttuğunu sormasına sebep olur. Garson, siparişlerini aklına yazıp yemekleri teslim ettikten sonra aklından sildiğini söyler bu meraklı adama.

Zeigarnik, bu gözlem sonucunda çeşitli araştırmalar ve deneyler yapar ve yarım kalmış, bitirilmemiş yani sonlandırılmamış işlerin, zihni meşgul ettiğini ve bu işler sonuca ulaşıp tamamlandığında, zihnimizde oluşan bu meşguliyetin sonlandığını ifade eder (Zeigarnik,1927).

Zeigarnik Etkisi neden oluşur?

Zeigarnik Etkisi’nin oluşumunun arkasında yatan birkaç mekanizma olduğu düşünülmektedir. Bir teoriye göre, tamamlanmamış görevler, zihnimizde gerilim ve dengesizlik yaratır. Bu gerilim, görevi tamamlama ihtiyacı hissedene kadar zihnimizde yankılanır ve bu sayede görevi daha kolay hatırlarız. Bir diğer teoriye göre ise, tamamlanmamış görevler, beynimizde aktif bir iz bırakır. Bu iz, görevi tamamlayana kadar zihnimizde kalmaya devam eder.

Bu etki hayatımıza nasıl yansır?

Romantik ilişkilerimizde Zeigarnik Etkisi ile sıklıkla karşılaşırız. Mesela, flört aşamasında veya bir ilişki içinde olduğunuz bir kişi ile ilişkiniz, sizin elinizde olmayan bir şekilde sonlandı. Zihnimiz devamlı olarak söylemek isteyip söyleyemediklerimizi, birlikte yapmak isteyip de yapamadıklarımızı hatırlatacak ve hiç ara vermiyor gibi hissettirecektir. Bu durum normal seyrinde devam ettiğinde bir süre sonra zaman kavramı devreye girer ve sonunda duyarsızlaşırsınız.

Yarım kalan aşklar gibi, yarım kalan seyahatler, filmler, sözler, ödevler, iyi hazırlanamadığımız sınavlar, bir çatal daha almak için sabırsızlandığımız tatlılar da çok zor unutuluyor. Örneğin, yurt dışına seyahate gitmiş ancak bir şekilde oradan dönmek zorunda kalan kişiler sıklıkla o ülkeden bahsederler.

Bir başka örnek ise eğitim hayatı. Lise yıllarında eğitim hayatı son bulan kişilerin en çok bahsettiği dönemin lise olması, lise yıllarının zihinlerinde taze olmasıyla ilişkilidir.

Günlük hayatımızda sıklıkla karşılaştığımız diğer bir durum ise dizi bölümlerinin en heyecanlı yerlerinde bitirilmeleri: “Devam edecek…” Böylelikle dizi, izleyicide merak uyandırır ve bir sonraki bölümü izlemek için teşvik edici bir durum haline gelir.

Hayatınızdaki problemleri çözmeye gönüllü olarak, tamamlanamayanları tamamlayarak, cümlenin sonunu getirerek veya biten ilişkiler için bir veda konuşması yaparak, yarım bırakmanın getirdiği başarısızlık hissi, endişe ve kaygı ile daha kolay başa çıkabilir, duygusal ve zihinsel anlamda kendinizi daha az yorabilirsiniz.

Kaynaklar
tamamlanmamışlık, yarım kalan aşk, zeigarnik etkisi