Depremin Travmatik Etkilerini Azaltmak için Ne Yapabiliriz?

Yaşadığımız bölgede olsun veya olmasın, yaşanan depremin şiddeti tüm ülkemizi derinden etkiledi. Deprem, toplumsal ve travmatik bir doğal afettir. Depremi doğrudan yaşamak, iletişim kanalları sayesinde tanıklık etmek, depremzedelere yardım etmek veya yakınlarınızın depremi yaşaması zihinsel veya fiziksel anlamda sizi etkileyebilir ve bu oldukça normal bir durumdur. Türk Psikologlar Derneği’nin belirttiği gibi, “anormal bir duruma verilen anormal tepkiler normaldir.” Peki bu durumda deprem gibi doğal afetlerin kendimizdeki ve çocuklarımızdaki travmatik etkilerini azaltmak için neler yapabiliriz?

Doğal afetlerin psikolojik etkileri

Doğal afet sonrasında şok ve inkar halinde, kaygı, korku veya panik hissediyor olabilirsiniz. Tüm bunlar size gerçek değilmiş gibi geliyor olabilir. Bedensel ağrılar, uyku problemleri olabilir. Haberleri çok fazla takip ediyor veya etkilenmemek adına hiç takip etmiyor olabilirsiniz. Aşırı yeme veya iştahsızlık, yoğun halsizlik yaşıyor olabilirsiniz. Uyuduğunuz, yemek yediğiniz, evinizde olduğunuz veya iyi olmaya çalıştığınız için suçluluk hissediyor olabilirsiniz. Eğer siz de bu gibi durumlar deneyimliyorsanız lütfen unutmayın, tüm bu durumların ve duyguların hepsi son derece normal.

Depremin travmatik etkilerini azaltmak için ne yapabiliriz?  

Bir depremden sonra bedeniniz güvende olup olmadığınızı anlamaya çalışır; sinir sistemi alarmda, zihin ise kontrolü yeniden kurmanın yollarını arar. Bu nedenle yaşayabileceğiniz kaygı, uyku sorunları, tetikte olma hali ya da ani irkilmeler “anormal bir olaya verilen normal tepkilerdir.” Bu tepkileri bütünüyle yok etmeye çalışmak yerine, onları düzenleyecek adımlar atmak çok daha iyileştiricidir.

Depremin travmatik etkilerini azaltabilmek için öncelikle bedeninizi yeniden güven hissiyle buluşturmanız gerekir. Yavaş ve ritmik nefes çalışmaları, vagus sinirini aktive ederek kalp atışlarını düzenler ve bedeninize “şu an güvendesin” mesajını iletir. Aynı şekilde, gün içinde kısa aralıklarla yapılan farkındalık pratikleri zihninizi travmanın bıraktığı kaotik döngüden yumuşak bir şekilde çıkarır.

Ayrıca günlük rutininizi kısmen de olsa geri kazanmanız, sinir sistemine öngörülebilirlik sağlar. Düzenli uyku saatleri, hafif egzersiz, sosyal temas ve basit ev içi görevlerin ritmi, beynin “hayat kaldığı yerden devam ediyor” sinyalini almasına yardımcı olur. Travmanın en zor kısmı çoğu zaman yalnız hissetmektir; güvendiğiniz insanlarla konuşmak, duyguları paylaşmak veya gerekirse profesyonel destek almak, iyileşme sürecini belirgin biçimde hızlandırır.

En önemlisi; enkazdan çıkanların görüntüleri paylaşılmamalıdır. Geçmişte bunu yaşayan kişiler veya kaygı bozukluğu yaşayan kişiler için tetikleyici olabilir. Ayrıca paylaşılan bilgiler internet ortamında kalıcı olduğu için paylaşılan kişiler için zarar verici olabilir.

Sinir sistemi esnektir, beyin yeni bağlantılar kurar, beden güveni yeniden öğrenir. Sabırlı ve şefkatli bir yaklaşım, yaşananları silmez ama ağırlığını taşınabilir bir hâle getirir.

Depremin çocuklardaki travmatik etkilerini azaltmak

  • Hiçbir şey olmamış gibi yapmak yerine, çocuklara depremin ne olduğu yaşlarına uygun olarak anlatılmalı ve mümkün olduğu kadar deprem görüntülerinden uzak tutulmalıdır. Her yaştaki çocuk sözle ifade edilmese de sizin olumsuz duygularınızı hissedebilir. 
  • Çocuklara duygularını paylaşması için destek olabilirsiniz. Onun duygularını anladığınızı ve böyle hissetmesinin normal olduğunu söyleyebilirsiniz. Örneğin, birlikte resim çizerek duygularını ifade etmesine yardımcı olabilirsiniz.
  • Çocukların size sarılmak, sizinle uyumak, yanınızdan ayrılmamak, oyun oynamak, hareket etmek gibi istekleri geri çevrilmemelidir. Çocukların güvende olduğunu bilmeye ihtiyacı var.
  • Çocuklar için “Deprem konusunda konuşulanları duydun, kaygılandın ve üzüldün. Biz de üzüldük. Ama biz yetişkinler olarak çocukları korumak için hazırız. Şu an güvendeyiz.” gibi bir konuşma yapılmalı. Yaşına uygun olarak, “Şu an zorluk yaşayan insanları merak ettiğini biliyorum. Ben de merak ediyorum ve yetişkinler olarak onlar için neler yapabileceğimizi planlıyoruz. İstersen sen de yardım paketi hazırlamamıza yardımcı olabilirsin. Gönderebileceğimiz eşyalara birlikte bakalım mı?” temalı bir konuşma da eklenebilir.

Eğer birkaç hafta sonra bu konuyla ilgili duygularınız gündelik hayatınızı etkilemeye başlarsa, kendinize veya başka birine zarar verme düşünceleri oluşursa, şikayetleriniz azalmazsa bir ruh sağlığı çalışanından mutlaka destek almalısınız.

Kaynakça
çocuk, deprem, psikolojik sağlık, travma