Sağlıklı bir cilde sahip olmak için kullandığımız bakım ürünleri kadar, beslenme tarzımız da büyük önem taşıyor. Cilt hücreleri, ihtiyacı olan vitamin ve mineralleri alamadığı sürece istenilen görünüme hiçbir zaman kavuşamıyor. Stres kontrolü, güneşten korunma ve doğru beslenme düzeni ile cildin yaşlanma süreci yavaşlatılabiliyor, sağlıklı ve ışıltılı bir cilt mümkün olabiliyor.
20’li yaşların sonunda, 30’ların başında cildimizde kollajen kırılmaları başlıyor. Bu durumda, kollajenin yeniden üretimi oldukça azalıyor hatta ilerleyen yaşlarda durma noktasına geliyor. Bu kayıp devam ettikçe elastikiyet kaybı kendini göstermeye başlıyor ve cilt kalitesi bozuluyor.
Estetik operasyonlar ve estetik işlemler dışında da cildimize elimizden gelen özeni gösterip, erken yaşlanmasına dur diyebiliriz. Peki, her daim genç ve parlak bir cilde sahip olmak isteyen bizler, beslenme konusunda neler yapabiliriz ya da nelerden uzak durabiliriz?
Yeterli su tüketimi
İlk olarak yeterli su tüketimine özen göstermeliyiz, vücudumuzun olduğu kadar cildimizin de ne kadar çok suya ve neme ihtiyacı olduğunu hatırlamalıyız. Yeterli su tüketiminin olmadığı durumlarda cildimiz aşırı derecede kuruyor, bu kuruluk pullanmaya ve uzun vadede ince çizgilerin cilde yerleşmesine sebep oluyor. Sadece kuru cilde sahip olanların daha fazla neme ihtiyacı olduğu algısını kafamızdan silelim. Yağlı ve karma bir cilt de en az kuru cilt yapısı kadar nem ihtiyacı hisseder, cildi neme ne kadar doyurursak yaşadığı problemler de ortadan o derece hızlı kalkar. Cildin solgun ve yorgun görünümünü azaltmak için önceliğimiz bol su tüketmek ve cildin istediği mineral-vitamin takviyesini ona vermek olsun.
İlgini çekebilir: Hidrasyon Özelliğini Artırmak İçin Suyunuza Eklemeniz Gereken 5 Gıda
Taze sebze & meyveler
Beslenme tarzımızda günlük taze sebze ve meyve tüketimini attırıp, ciltte ince çizgiler, kırışıklıklar ve lekelere yol açan pigmentasyon sorunları ve hücre yaşlanması problemleriyle savaşmak için antioksidan üretimini hızlandırmak, yapabileceğimiz bir diğer olumlu girişim olacaktır.
Antioksidan deposu besinler
Cildinizin gençliğini ve esnekliğini korumak için yaban mersini, ahududu, böğürtlen, somon balığı, havuç, nar, portakal ve bitter çikolata gibi serbest radikallerle savaşan antioksidanları da beslenme rutinlerimize dahil edebiliriz.
İlgini çekebilir: Daha Canlı ve Işıltılı Bir Cilt İçin Tüketmeniz Gereken 11 Besin
Kahvaltı alışkanlığı
En önemli beslenme konusu da sabahlarımıza dahil edeceğimiz, sağlıklı bir kahvaltı alışkanlığı olacaktır. Kahvaltı, öğlen saatlerine kadar özellikle fazla kafein ve şeker tüketiminin önüne geçen güzel bir rutin.
Sağlıklı bir cilt için uzak durmamız gerekenler
Büyük bir özenle uzak durmamız gereken en önemli konumuz ise, tüketmekten keyif aldığımız ama bir o kadar da gizli düşmanımız olan şeker içeren gıda maddeleri ve yerken bize yalan bir mutluluk hissi veren kızartılmış, kavrulmuş yiyecekler.
İlgini çekebilir: Cilt Bakımında Asit Kullanım Rehberi
Uzun dönemde tüketildiğinde hem vücut hem cilt sağlığımıza büyük hasar veren bu yiyecekler vücutta serbest radikalleri tetikleyen en önemli unsurlar diyebiliriz. Serbest radikaller, vücuttaki reaksiyonlarda meydana gelen zararlı moleküllerdir. Vücut bir aşamaya kadar, bu zararlı molekülleri etkisiz hale getirerek kendisini korur. Serbest radikaller; stres, sigara, alkol, fazla kafein tüketimi, kızartılmış ve kavrulmuş besinler nedeniyle daha da çok üretilir. Vücudu, kendini koruyamaz hale getiren serbest radikaller, sağlıklı hücrelere saldırır, onların yapısını bozarak hücrenin erken ölümüne yol açar. Hücrelerin hem genç, hem sağlıklı kalabilmesi adına, bu gıda maddelerinden mümkün olduğunca uzak durmalıyız.
