İçinizde hiç dolduramadığınız bir yetersizlik hissettiğiniz oldu mu? Hayatınızın başarıdan başarıya koştuğunuz bir döneminde olsanız bile aynaya baktığınızda sanki bunların hiçbirinin bir önemi yokmuş gibi gözlerinizi kendinizden kaçırdınız mı? Ya da ne yaparsanız yapın başaramayacağınızı düşünmenin esiri olarak kendinizi, hayallerinizi, hayatınızı sabote ettiniz mi? Yetersizlik ve değersizlik duyguları bugün pek çok insanın anlamakta ve baş etmekte zorlandığı, ancak herkesin kendi özel hikayesi içinde sebepleri anlam kazanan duygulardır. Kimi hikayelerde ise bu sebepler arasında öne çıkan bir faktör görürüz: Anne. Kaynak bu kadar yakın ve özel bir kişi olunca yüzleşmek ve kabullenmek de bir o kadar zor olur. Ancak en gerçek ve en kalıcı dönüşümler de en zor yüzleşmelerin ardından gelenlerdir. Bu yüzden, yetersiz hissettiren, narsist bir anne sahibi olmanın kendinizi nasıl bir hayatın içinde bulmanıza yol açabileceğine bakacağız.
Eleştirilerin gölgesinde büyümek
Narsist bir anneyle büyümek oldukça zorludur. Hayatınızı derinden etkileyecek duygu ve düşüncelerin temeli onunla olan ilişkinizde atılır. Bu temel giderek o kadar sağlamlaşır ki hayatınızı, kendinizi algılayışını, romantik ilişkilerinizi ve kariyerinizi de etkiler. Peki bu nasıl olur?
Kendi benlik algıları oldukça kırılgan olan narsist anneler suçlamaya, eleştirmeye ve yargılamaya yatkınlardır. Yaşamı boyunca annesinin eleştirilerinin öznesi olan kız çocuğu bunun annesinden kaynaklı bir durum olduğunu fark etmekte zorlanır. Hem bu eleştirileri sahiplenmekte ustalaşır hem de içindeki yetersizlik duygusu günden güne güçlenir. Sürekli eleştiri duymanın bir yan etkisi de bu konuya hassasiyet geliştirip herkesten eleştiri duyacağımız beklentisi içine girmektir. Oysa gerçek hayatta kimsenin eleştirisi narsist annenin içine yerleştirdiği iç sesinden daha acımasız olamaz. Eleştirileri sahiplenmek demek, yaptığınız ya da yapmadığınız her şey için ilk olarak kendinizi suçlamanız demektir. Bu nedenle annesinin eleştirip yetersiz hissettirdiği kız da bozulan gerçeklik algısı nedeniyle annesini değil, kendisini suçlar.
Narsist bir anne kendi bakış açınız önünde de bir engeldir. Hayatı daima onun gözlerinden görmenizi, onun dilinden konuşmanızı ister. Bunun sonucunda gelecek olan onaya ve yetersizlik yarasını sarmaya o kadar ihtiyacınız vardır ki artık isteseniz de istemeseniz de onun gözü sizin gözünüz onun dili sizin dilinizdir. Sanki bağımsız bir birey değil onun zihninin ve bedeninin bir parçasısınızdır. Tabi bunu yerine getirmek için de kendi duygularınızı, fikirlerinizi, isteklerinizi bastırma veya inkar etme konusunda uzmanlaşmış olmanız gerekir.
Narsist bir annenin en yakın arkadaşı da muhtemelen siz olursunuz. Öfkesini yöneltebileceği, haklılığını destekleyebileceği bir kaynağı yanından ayırmak istemez. Bu nedenle yetişkinlerin hayatına ve ilişkilerine erken yaşlarda dahil olmuş olursunuz. Bu en yakın arkadaşlığın gereği anneniz sizden sorunlarını çözmeniz beklentisi içine de girebilir. Ancak hiçbir çocuk annesinin sorunlarını çözemez. Annenize fayda sağlayamıyor oluşunuzu görmek içinizdeki yetersizlik duygusunu da pekiştirir.
Narsist bir anne karşısında iki yol: Mükemmellik ve sabotaj
Narsist bir anneyle hayatı sürdürebilmek için sıklıkla izlenen iki yoldan söz edebiliriz. Bunlardan ilki algılanan yetersizlik mesajlarıyla baş edebilmek ve kendi değerini kanıtlamak, onay alabilmek adına sürekli en mükemmeli hedefleyerek çok çalışmak ve bunun bir gün işe yarayacağına inanmaktır. Ancak annenin gözü o kadar kendisindedir ki bu çaba neredeyse hiçbir zaman amacına ulaşmaz. Beklenen onay ve takdir gelmez hatta yapılanlar yine yetersiz görülür. Fazla başarılısınızdır ama bunu içinizde hiçbir zaman hissedemezsiniz. Bu durum sürekli kanat çırpan ama asla uçamayan küçük bir kuş gibi hissettirir.
Diğer yol ise asla yeterli olamayacağına inanarak hiçbir çaba içine girmemektir. Burada potansiyeli ve yetenekleri kullanmayarak kendinizi sabote edersiniz ve yine günün sonunda yapamadıklarınız ile gündemde olursunuz.
Sağlıklı bir yetişkin olmak ve hayatta kendi sınırlarınızı çizebilmek için annenizden bağımsız bir benlik geliştirmiş olmanız gerekir. Annenizden ayrışabildiğiniz noktada doğru ya da yanlış tüm kararlarınızın sorumluluğunu alabilecek gücü elde edersiniz. Hayatınız üzerindeki kontrolünüze güvenirsiniz. Yetersizliği aşabilmek için kendinize çok yüklenmeye ya da kendinizi sabote etmeye devam etmezseniz. Bu nedenle içinizdeki sesin size mi yoksa kendisinden iyi olmanıza, kendisinden ayrılmanıza dayanamayacak narsist bir anneye mi ait olduğunu keşfetmek çok önemlidir. Belki bu zamana kadar olamadı. Ama bundan sonra neden olmasın?
Bu konu üzerine daha fazla düşünmek isterseniz bana ve bu yazıya ilham veren Dr. Karly McBride’ın Boş Ayna kitabını okuyabilirsiniz.