Gerek romantik, gerek arkadaşlık, gerekse aile ilişkilerimizde kimi zaman umduğumuzdan daha fazla yara alıyoruz. Aldığımız tüm bu yaralar bizde bazen kısa süreli, bazen de uzun süreli etkiler bırakıyor. Hele ki bu kalp kırıklığına sebep olan kişi ya da kişilerle bir yüzleşme gerçekleştirmediysek ya da o kişi ya da kişilerden bir özür duyamamışsak, bu durum onları affetme sürecimizi de sekteye uğratabiliyor. Peki affetmek tam olarak neleri içeriyor? Bir kişiyi affetmek ne demek? Birini affettiğimizde geçmişte açılmış yaraları hiç yaşanmamış mı sayıyoruz yoksa bu yaralarla birlikte hayatımıza devam mı ediyoruz?
Aslına bakacak olursak affetme tek seferlik bir eylemden ziyade, daha çok bir süreci kapsıyor. Affetmek o kişiye veya olaya dair duyduğunuz olumsuz duygulardan, özellikle de intikam alma güdüsünden vazgeçmeye deniyor. Affetme eylemi affı gerçekleştiren kişiye bağlı gerçekleşiyor; bu yüzden de tamamen kişisel bir karar oluyor. Yani, birini affettiğinizde ya da affetmeye karar verdiğinizde, bununla birlikte göstermeniz gereken belli başlı davranışlar bulunmuyor. Aynı şekilde karşınızdaki kişi sizi affettiğini belirtiyor fakat ilişkiyi olduğu gibi devam ettirmek istemiyorsa, size olan güveni sarsıldıysa ya da yaşananları unutmuyorsa bu da onun kindar biri olduğunu göstermiyor. Aksine, affetmenin kişisel bir süreç olduğunu ve herkesin farklı affetme biçimleri olduğunu gösteriyor.
Peki affetme eyleminin neleri kapsadığı ve kişinin bu süreçte nasıl davranışlar gösterdiği kişiden kişiye değişiyorsa, affetmenin ne olmadığını nasıl anlayabiliriz?
Affetmek geçmişi değiştirmez ya da yaşananları silmez.
Birini affetmek demek, geçmişte yaşanan durum her ne ise onun değişmesi demek değildir. Aksine, affetmek “Her ne yaşandıysa tüm bunları biliyor ve görüyorum. Tüm bu yaraları ve haksızlıkları boşu boşuna yaşamadım.” demektir. Birini affettiğinizde o kişiyle olan ilişkinize hiçbir şey olmamış gibi devam etmek zorunda değilsiniz. Affettiğiniz kişiyi hayatınızdan çıkarmak ya da ilişkinize devam etmek sadece ve sadece sizin verebileceğiniz bir karardır.
Affetmek unutmak anlamına gelmez.
Birini affetmek, o kişiyle aranızda her ne geçtiyse bunları unutarak tertemiz bir sayfa açmak da değildir. Bazı hisler hemen ortadan kaybolmayabilir. Kendinizi “Onu affetmek istiyorum, ama bana yaptıklarını unutamıyorum.” gibi bir his içerisinde bulduğunuzda, affetmenin unutmak demek olmadığını, yaşadıklarınızın zihninizin bir köşesinde belki de hep canlı olarak kalabileceğini ancak buna rağmen affetmeyi başarabileceğinizi hatırlayın.
Affetmek, yaşanmış acıyı ortadan kaldırmaz ya da o anıya ait duygularımızı değiştirmez.
Birini affetmiş olmak, geçmişte yaşananlar hiç yaşanmamış gibi davranmak değildir. O zaman diliminde yaşadıklarınızı yok saymaz ya da duygularınızı değersiz yapmaz. Aksine, tüm bu yaşananlarla birlikte ilerleyebilmeniz için size güç ve bir hafifleme hissi sağlar.
Affetmek, kişinin yaptıklarından dolayı üstlendiği sorumluluğu ortadan kaldırmaz.
Biri sizden af dilediğinde, bu affın sahici olması için öncelikle affı dileyen kişinin yaşadığınız olaya dair sorumluluk üstlenmesi gerekir. Karşınızda, “Beni affet.” diyen, fakat yaptıklarından dolayı hiçbir sorumluluk almayan bir kişi varsa, bu gerçek bir af dileme değildir.
Affetmek, yanlış davranışın sonuçlarını yok etmez ya da güveni en baştan inşa etmez.
Yaşadığımız bazı durumlar, affedilemeyecek kadar büyük olabilir ve sonucunda ciddi değişimler getirebilir. Örneğin, partneriniz tarafından aldatıldıysanız ve bunun üzerine konuşup ilişkinize bir şans daha verdiyseniz, bu partnerinize anında eskisi gibi güvenmeniz, hiçbir şey yaşanmamış gibi davranmanız gerektiği anlamına gelmez. Bu durum sonucunda güveniniz yıkılmış ya da yakınlık hissiniz azalmış olabilir. Karşınızdaki kişiyi affetseniz dahi eski yakınlığı kurmak istemeyebilirsiniz. Bu oldukça anlaşılabilir bir durumdur. Birini affetmiş olmak demek, o kişiyle kaldığımız yerden eskisi gibi devam etmemiz gerektiği anlamına gelmez.