Bitkilerin hayatımıza girişi çağlar öncesine dayanıyor. Öyle ki Antik çağdan itibaren şifacıların, hekimlerin en önemli esin kaynağı oldular. Günümüzde ise bilimin ve insanlık tarihinin gelişmesiyle beraber ilaç sektöründe kullanılmaya devam ediyor. Melisa otu ise bu şifalı bitkilerden bir tanesi. Halk arasında oğul otu ya da limon otu olarak da bilinir. Labiatae (Lamiaceae) ailesinde yer alıyor. Bu ailede yer alan bitkiler genellikle Akdeniz havzasında sık görülür. Ülkemizde nadir olarak bulunan bu bitkinin ana vatanı Güney Avrupa. Kullanımı binlerce yıl öncesine kadar uzanıyor. Dioscorides’in Materia Medica’sında, İbn-i Sina’nın “El-Kanun fi’t-Tıbb” adlı eserinde de adı geçer.
Melisa otunun faydaları nelerdir?
Bize antik çağdan miras bırakılan melisa otu; baş ağrısı, anksiyete, uykusuzluk ve mide rahatsızlıklarında kullanılan bitkiler arasında yer alıyor. Anksiyolitik ve spazm giderici etkileriyle, hem bedensel hem de zihinsel rahatlama sağlıyor. Tedavi amaçlı kullanıldığı gibi kozmetik, parfümeri ve gıda sanayisinde de kullanılıyor. Melisa otunun faydaları araştırmalarla da desteklenmiştir.
Stres ve anksiyeteyi azaltma
Melisa otunun sinir sistemi üzerinde rahatlatıcı bir etkisi olduğu, anksiyete ve stresin azalmasına yardımcı olabileceği bulunmuştur. 2014 yılında yapılan bir çalışmada(1), melisa otu özü içeren bir takviyenin katılımcılarda kaygı düzeyini ve uyku bozukluklarını anlamlı şekilde azalttığı gösterilmiştir.
Bilişsel fonksiyonları iyileştirme
Melisa otunun, özellikle yaşlı bireylerde bilişsel işlevleri ve hafızayı iyileştirebileceğine dair kanıtlar vardır. Bir çalışmada(2), melisa otu ekstraktının, Alzheimer hastalığının erken evrelerinde olan kişilerde bilişsel performansı ve ruh halini iyileştirdiği gözlemlenmiştir.
Sindirim sağlığını destekleme
Melisa otunun, sindirim sistemi üzerindeki rahatlatıcı etkisi nedeniyle mide ağrıları, şişkinlik ve gaz gibi sindirim problemlerinin semptomlarını hafifletmeye yardımcı olduğu bulunmuştur. Melisa otunun anti-spazmodik ve karminatif özellikleri üzerine yapılan çalışmalar, bu etkileri doğrulamaktadır.
Uyku kalitesini iyileştirme
Sağlıklı yaşamın en önemli anahtarlarından biri şüphesiz yeterli uyumaktır. Melisa otu, uyku bozukluklarının tedavisinde geleneksel olarak kullanılmıştır. 2011 yılında yapılan bir çalışma, melisa otu içeren bir kombinasyonun uyku kalitesini ve uykusuzluk semptomlarını iyileştirdiğini göstermiştir. Özellikle yatmadan önce kullanırsanız gevşemenizi ve daha rahat uyumanızı sağlar.
Battaniyeye sarılıp sevdiğiniz müzikler eşliğinde çayınızı yudumlamak hem ruhunuza hem de bedeninize iyi gelecek. Demlenmiş bir melisa çayını rutininize eklemek günün tüm yorgunluğunu atmanızı kolaylaştırır. Tadını biraz acı bulursanız şayet bir bardak melisa çayına ekleyeceğiniz yarım çay kaşığı bal ilavesi çayı tatlandıracağı gibi antioksidan aktivitesini de artıracaktır.
Antioksidan
Oldukça hoş kokulu olan melisa, yapraklarında bulunan flavonoidler sayesinde antioksidan etkilere sahip. Ayrıca yapraklarındaki salgı tüylerinden uçucu yağ elde ediliyor. Antiviral özellikte olan melisa uçucu yağını jojoba gibi sabit yağlarla ile birlikte karıştırarak kullanabilirsiniz. 10 ml jojoba yağına 10 damla melisa uçucu yağını ilave edip elde ettiğiniz karışımdan 2 damla ağız çevresinde oluşan uçuklara sürebilirsiniz. Uçucu yağları kullanmadan önce son derece dikkatli olmanız gerekiyor. En önemli hususlardan biri uçucu yağların deriyle direkt temasını önlemek. Seçtiğiniz jojoba, badem yağı gibi sabit yağlarla tavsiye edilen formüllere uyarak bir karışım elde edebilirsiniz.
Melisa otu kullanırken dikkat edilmesi gerekenler
Neyi nasıl kullanacağımızı öğrenmek için doğru kaynakları seçmeliyiz. Bu yüzden doğadaki her bitkiyi dikkatli kullanmalı, mevcut bir hastalığınız varsa önce mutlaka doktorunuza danışmalısınız. Mutlaka aromaterapi uzmanlarının tavsiye ettiği, klinik çalışmalarla güvenilir olduğu kanıtlanmış ürünleri tercih edin. Ürünler vücudunuzda kaşınma, kızarıklık gibi istenmeyen alerjik semptomlara yol açarsa hemen kullanmayı bırakın.
Doğada bulunan yüzlerce çeşit bitki, ekosistemin canlılığını sürdürmeyi sağlıyor. Sağlıklı yaşamak için bu çeşitlilikten yararlanmak insanlığın en büyük şansı. Bize emanet edilen tabiatı koruyarak ona sahip çıkmak hepimizin görevi.