Aldatılan kişi aldatıldığını öğrendiği ilk anda içinden çıkılamayacak bir öfke veya üzüntü duyar. Yaşadığı o acı hiç geçmeyecekmiş gibi gelir. Zaman geçtikçe sebep aramaya başlar ve çoğunlukla kendisini suçlar. “Onu çok sıktığım için beni aldattı.”, “Yeterince güzel değilim.”, “Onu ilgisiz bıraktım bu yüzden başkasına gitti.” gibi cümleler yankılanır zihinde. Fakat bunların hiçbiri aldatmayı haklı çıkartan sebeplerden değildir. Üstelik aldatılmak ardında çok yoğun bir güvensizlik duygusu bırakır. Aldatıldıktan sonra bir başkasına güvenmek zor gelir. Peki bu hasarı toparlamak ve aldatılma psikolojisinden kurtulmak için neler yapabiliriz?
Aldatıldıktan sonra üzüntünüzü yaşamak için kendinize zaman verin.
“O beni aldattı, arkasından acı çekemem”, “Sadakatsizin yası üç günden fazla tutulmaz, ben neden üzülüyorum?” gibi cümlelerle acınızdan kaçmaya çalışmayın. Kendinize izin verin. Duygularınızı sonuna kadar yaşayın. Mutsuzluk da mutluluk gibi sonuna kadar yaşanılmayı hak eden bir duygudur. Eğer size acı veren duyguları halının altına süpürürseniz hiç ummadığınız bir anda tekrar kendini göstermesi mümkündür.
İntikam almaya çalışmayın.
“Beni aldattı cezasını çekmeli.”, “Onu sürünürken görmeliyim.” gibi cümleler sadece sizin zamanınızdan çalmaya devam eder. Bırakın hayat sizin için en güzel intikamı alsın. Enerjinizi daha fazla bu kişiye harcayacağınıza kendinize zaman ayırın. Eğer gerçekten intikam almak istiyorsanız yapacağınız en güzel şey, intikama ayıracağınız zaman yerine, kendinizi geliştirmeye ve yenilemeye odaklamaktır
Dikkatinizi dağıtacak yeni amaçlar edinin.
Zamanınızı ilişkinize kafa yorarak geçirmek yerine yeni hobiler edinerek harcayın. Yeni çevreler edindikçe, yeni insanlarla tanıştıkça ve kafanızı başka şeylerle meşgul ettikçe, eskisi gibi üzülmediğinizi fark edeceksiniz. Üretmek, hevesi de beraberinde getirir. Ortaya bir şeyler çıkarttığınızı gördükçe kendinizi başka şeyler başarmak için teşvik ederken bulacaksınız.
Bir yara bandına ihtiyacınız yok, şifanız kendi içinizde.
Aşka olan inancınızı yitirmek istemiyor olabilirsiniz. Ya da yaşadığınız kötü deneyimleri bir an önce hafızanızdan silmek istiyorsunuz. Fakat bir başkasını hemen hayatınıza almanız size yaşadığınız kötü deneyimleri unutturmaz. Aksine sürekli geçmişle kıyaslayarak olduğunuzdan daha kötü duruma gelebilirsiniz. Bu yüzden yaralarınızı kendiniz sarmadan başka birine bir şeyler hissetmeye çalışırsanız hem tahammülsüzlüğünüzle karşınızdakini yıpratırsınız hem de olan yine zamanınıza olur. Çivi çiviyi söker inancı her zaman işlemeyebilir. Aldatılmanızın sorumlusu siz olmadığınız gibi, bunun acısının yara bandı da bir başkası değildir. Şifanız kendi içinizde.