Duygusal boşluk; aslında tam olarak isminden de anlaşılacağı üzere duygusal olarak kendimizi boşlukta, mutsuz, hatta yalnız hissettiğimiz dönemlerdir. Bu dönemlerde birey hayattan çok keyif aldığını hissedemez. Çocukluktan kalan çözülmemiş travmalar, bir önceki partnerimizle yaşadığınız sıkıntılı bir ilişki veya uzun süreli ilişkilerin bitiminde duygusal boşluk sürecini deneyimleyebiliriz.
Duygusal boşluktayken yeni bir ilişkiye girmek ne kadar doğru?
Bunu size market metaforu üzerinden açıklamak istiyorum. Mideniz boş, karnınız aç, yolda yürüyorsunuz ve bir market gördünüz. Gözünüze hemen hızlıca yiyebileceğiniz abur cuburlar geldi. Onları yerken mutlu olabileceğinizi düşündünüz. Markete girdiniz ve bu güdü ile ihtiyacınız olmayan birçok şey aldınız. Çünkü kendiniz aç hissetmiştiniz. Eve geldiğinizde aslında ihtiyacınız olanın bu abur cuburlar değil, sağlıklı ve sıcak bir tabak yemek olduğunu fark ettiniz.
Duygusal boşluk dönemimizde de aslında duygusal olarak açız ve o açlığı dindirecek hızlı tüketebileceğimiz şeyler arıyoruz. Bize sarılacak, şefkat gösterecek, yanımızda olacak, yaralarımızı kapatacak, ilgi gösterecek biri… Peki duygusal boşluk dönemimiz bitince ne oluyor? Aynı market metaforunda anlattığım gibi, size uygun olmayan, belki hiç uyuşmadığınız bir partnerin hayatınıza girmiş olma olasılığı ortaya çıkıyor. Yani gözünüzü açtığınız zaman, aslında sizin için rüya bitmiş oluyor; dolayısıyla partneriniz için de.
Bu durum size rahatsızlık verirken, karşı taraf için de fazlasıyla üzücü, kırıcı ve yıpratıcı bir durum olabilir. Kısa vadede duygusal ihtiyaçlarınız karşılanmış olsa da, uzun vadede bu durum sıkıntılı bir sürece yol açabilir. Dahası, sağlıklı bir süreçten geçmediğiniz için karşınızdaki kişi size daha fazla zarar verebilir ve daha derin yaralara yol açabilir. En doğru olan karşınızdaki insanı da üzmeden, bu dönem içerisinde duygusal olarak yeni birini hayatınıza almamak olur.
Duygusal boşluk döneminde neler yapılmalı?
Duygusal boşluk döneminde yeni birini hayatınıza almak yerine, kendinizi tanıma yolculuğuna çıkmanız gerektiğini düşünüyorum. Biraz içinize dönerek, duygusal boşluğunuza sebebiyet veren şey nedir; bunun üzerine düşünmelisiniz.
Bu süreçte aklınızdan geçen düşünceleri bir kağıda aktarmak size iyi gelecektir. Kağıda yazı yazmak büyülüdür, yazmaya başladığınızda hisleriniz bir anda akmaya başlar. Yazınız bittiğinde belki yazdıklarınıza siz bile şaşırabilirsiniz.
Duygusal boşluk sürecinde içinizdeki boşluğu doldurabileceğiniz pek çok şey de bulabilirsiniz. Bu süreci daha sağlıklı bir şekilde atlatmak için dışarıya sevgi vermeyi deneyin. Bunu sosyal sorumluluk projelerinde yer alarak, huzur evlerine, çocuk yetiştirme yurtlarına, hayvan barınaklarına giderek sağlayabilirsiniz. Kendinizi çok daha iyi hissedeceksiniz.
Bunların dışında yeni hobiler edinebilir ya da hali hazırda olan hobilerinize vakit ayırmaya çalışabilirsiniz. Resim yapmak, el işleriyle uğraşmak, spor yapmak zihninizi boşaltmanıza yardımcı olacaktır.
En önemlisi, bu durumun kaynağının daha derinlerde olduğunu düşünüyorsanız, psikolojik destek alarak sorunun kaynağını bulup çözümlemelisiniz.