Türkiye’de kadınların maruz kaldığı fiziksel ve psikolojik şiddet, dahası kadın cinayetleri, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin en korkunç sonuçlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Bu hafta iki kadının daha bu vahşete kurban gitmesi ile derin bir öfke ve çaresizlik duygusu içindeyiz. Ancak sadece öfke yeterli değil; bu sorunun çözümü için köklü toplumsal dönüşümler şart. Neredeyse her gün bir kadın cinayeti haberiyle uyanmak, özellikle kadınlar için sürekli bir tehdit altında olma hissi yaratıyor. Bu durum, genel toplumsal anksiyete düzeyini artırarak, bireylerin ruhsal dengelerini bozuyor. Sürekli bir korku ve güvensizlik hali, yaşamı her alanda etkileyen bir karanlık bulut gibi üzerimize çöküyor. Toplumsal travmalar, bireylerin ruhsal ve duygusal dengelerini bozabilir. Özellikle zor zamanlarda yalnız hissetmek, anksiyetenin artmasına ve umutsuzluk duygularının derinleşmesine neden olur. Ancak, dayanışma ve destek ağları, zorlayıcı süreçleri atlatmada en güçlü araçlarımızdan. Özellikle kadınları birbirleriyle rekabete girmeye iten günümüz toplumunda, kadın dayanışması kritik bir önem taşıyor. Peki, kadınlar olarak birbirimize nasıl daha fazla destek olabiliriz? İşte bu soruya yanıt arayan öneriler!
Empati ve dinleme
Zor zamanlarda birine destek olmanın en etkili yollarından biri, onu gerçekten dinlemektir. Karşımızdaki kişinin duygularını anlamaya çalışmak ve yargılamadan empatiyle yaklaşmak, ona yalnız olmadığını hissettirir. Destek olmak için sözcükler her zaman gerekli değildir. Bazen sessiz bir şekilde yanında durmak bile yeterlidir. Dinlerken sıkça yapılan hatalardan biri ise hemen çözüm sunmaya çalışmaktır. Halbuki insanlar, çözümden önce anlaşılmaya ihtiyaç duyarlar. Travmatik olaylar bizim başımıza gelmese bile, yaşamış gibi etkilenebiliriz. Bu yüzden birbirimizin hislerine karşı anlayışlı olmak, duyguları küçümsememek son derece önemli.
Bir araştırma(1), kadınların sosyal destek kaynaklarını ve bu kaynakların ruhsal iyilik halleri üzerindeki etkilerini incelemiştir. Araştırma bulguları, kadınların birbirine sağladığı duygusal ve sosyal desteğin, kadınların ruh sağlığı üzerinde doğrudan bir etki yarattığını göstermekte. Kadınların güçlü sosyal destek ağlarına sahip olmalarının, psikolojik sağlamlık seviyelerini artırdığı, stresle başa çıkma becerilerini geliştirdiği ve depresyon, anksiyete gibi ruhsal sorunlarını azaltma potansiyeline sahip olduğu saptanmıştır. Bu durum, ruhsal sorunlarla başa çıkma kapasitesini artırmakta ve kadınların yaşam kalitesini olumlu yönde etkilemektedir.
Zor zamanlarda kadınlar olarak birbirimize empatiyle yaklaşmak, dayanışmanın en kritik adımlarından biri. Her kadının deneyimi farklı olsa da, ortak bir acıyı paylaşarak birbirimize destek olabiliriz. Psikolojik şiddet, travmalar ve diğer zorluklarla başa çıkarken yanımızda güvenebileceğimiz bir kadının olması, güçlendirici bir etkiye sahiptir. Empati ve anlayışla örülü bir dayanışma, travmatik deneyimlerin aşılmasında önemli bir rol oynar.
Kadın hakları mücadelesinde birlikte hareket etmek
Toplum olarak dayanışma göstermemiz gereken en önemli konulardan biri, kadınların maruz kaldığı şiddet ve ayrımcılık karşısında birlik olmaktır. Zor zamanlarda özellikle kadınlar, sosyal, psikolojik ve maddi açıdan daha fazla zorlukla karşılaşabilirler. Bu noktada, sadece bireysel olarak değil, toplumsal bir hareketle destek olmak büyük bir fark yaratabilir. Kadın cinayetleri, cinsel taciz, eşitsizlik gibi konularla mücadele ederken birlikte hareket etmek, sesimizi daha güçlü duyurmamızı sağlar. Kadın hakları mücadelesi, yalnızca bireysel çabalarla değil, toplumsal dayanışma ile başarıya ulaşır. Birbirimizi yalnız bırakmadan, kadın haklarını savunan platformlarda bir araya gelerek daha etkili olabiliriz. Kadın hakları aktivizmi, toplumsal cinsiyet eşitliği için verdiğimiz mücadelenin en önemli araçlarından biridir.
Kadınlara destek olmak, onların seslerini duyurmak ve maruz kaldıkları zorlayıcı durumlarda yalnız olmadıklarını hissettirmekle başlar. Gerek sosyal medyada, gerekse günlük hayatımızda kadınların karşılaştığı haksızlıkları dile getirmek, onların yaşadıklarına farkındalık kazandırmak, dayanışmanın en önemli unsurlarından biridir. Kadın hakları savunuculuğu yapan sivil toplum kuruluşlarına katılmak ya da bu kuruluşlara bağış yapmak, kadınların adalete erişim süreçlerine katkı sağlayabilir. Bu süreçte, kadın dayanışma ağları ve destek grupları, kadınların kendilerini daha güçlü hissetmelerine ve zor zamanlarda yalnız olmadıklarını bilmelerine yardımcı olabilir.
Ayrıca, çevremizdeki kadınlara maddi ve manevi destek sunmak da önemlidir. Kadın sığınma evlerine bağış yapmak, iş bulmalarına yardımcı olmak ya da psikolojik destek almalarını teşvik etmek, zorlayıcı süreçlerde onları daha güçlü kılabilir. Kadın dayanışma ağlarına katılmak, onların seslerinin daha gür çıkmasına ve taleplerinin karşılık bulmasına yardımcı olur.
Kadın kadının yurdu olmalı: Kadın dayanışması şart
Toplumun dayattığı rekabetçi tutumlar, kadınların birbirine karşı olumsuz tavırlar geliştirmesine neden olabilir. Bu tür davranışlar, kadın dayanışmasını zayıflatmakla kalmaz, aynı zamanda cinsiyet eşitliği mücadelesine de zarar verir. Bu tutumu ortadan kaldırıp, dayanışmayı ön plana çıkardığımızda, daha güçlü bir topluluk oluşturabiliriz. Zorbalık yerine dayanışma, rekabet yerine işbirliği kültürünü benimsediğimizde, kadınların kendilerini güvende hissettiği, birbirine güven duyduğu bir topluluk yaratabiliriz. Kadın kadının yurdu olmalı; bu da birbirimize güvenli, destekleyici ve kapsayıcı alanlar yaratmamız gerektiği anlamına gelir.
Kadın dayanışmasının güçlü olabilmesi için kapsayıcı ve çeşitliliğe saygılı olması şarttır. Her kadının yaşam deneyimi farklıdır; farklı sınıflardan, etnik kökenlerden, cinsel yönelimlerden ve yaş gruplarından kadınlar, dayanışmanın bir parçası olmalıdır. Kapsayıcı bir dayanışma, sadece belirli bir grup kadını değil, tüm kadınları kucaklar ve her bireyin sesinin duyulmasına olanak tanır. Bu sayede, kadın dayanışması daha geniş kitlelere ulaşarak toplumsal değişime öncülük eder.
Kadınların birbirlerinin başarılarını kutlaması, kadın dayanışmasının en güzel göstergelerinden biridir. Her kadının başarısı, bir diğer kadına ilham verir ve cesaret kazandırır. Birbirimizi takdir etmek, başarıları görünür kılmak ve bu başarıları kutlamak, toplumsal değişime olan inancımızı güçlendirir. Kadınlar olarak birbirimize verdiğimiz her destek, yalnızca bireysel bir başarı değil, toplumsal bir ilerlemenin de habercisidir.
Bilgilendirme ve farkındalık yaratma
Kadın dayanışmasının güçlenmesi ve kadınların maruz kaldığı şiddet, zorbalık veya ayrımcılığın son bulması için en etkili adımlardan biri, bilgilendirme ve farkındalık yaratmaktır. Toplumda kadınların yaşadığı zorluklar hakkında ne kadar çok bilgi paylaşırsak, bu sorunların çözümüne yönelik farkındalığı o kadar artırabiliriz. Bu kapsamda, şiddetin her türüyle mücadele etmek, toplumsal cinsiyet eşitliğini savunmak ve kadınların birbirine destek olması için yaygın bir bilinç oluşturmak hayati önem taşır.
Farkındalık yaratmak, yalnızca şiddet mağduru kadınlara değil, tüm kadınlara yönelik bir dayanışma çağrısıdır. Kadınlar, yaşadıkları zorlukları ve birbirlerine karşı geliştirdikleri olumsuz tutumları fark ettikçe, bu davranışların yerine empati ve anlayış koyabilirler. Eğitimler, seminerler, sosyal medya kampanyaları ve bilinçlendirme projeleri aracılığıyla kadınlar arasındaki rekabet ve zorbalık kültürünün yerine dayanışma kültürünü yerleştirmek mümkün olabilir. Ayrıca, kadınların birbirine nasıl destek olabileceğini anlatan içerikler, toplumsal duyarlılığı artırarak, zorbalık ve ayrımcılık gibi olumsuz davranışları ortadan kaldırma konusunda önemli bir rol oynar.
Ayrıca, ne yazık ki ülkemizde her ne kadar yetersiz olsa da, kadınların kendi haklarını bilmesi, kendilerini koruma yollarını öğrenmesi ve bu konuda destekleyici topluluklarla bir arada olması büyük önem taşıyor.
Kadına şiddet bir insanlık suçudur ve buna sessiz kalmak da bu suça ortak olmak demektir. Şiddetin karşısında durarak, dayanışma içinde olmalı ve her bireyin güven içinde yaşayabileceği bir toplum için mücadele etmeliyiz. Toplum olarak kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı birlikte durmak, bu zor zamanlarda en güçlü destek mekanizmasını oluşturur. Özellikle kadın dayanışması ile birbirimize sahip çıktığımız sürece, daha güvenli ve eşitlikçi bir geleceğe doğru önemli bir adım atmış oluruz.