Yaz Mevsiminde Neden ve Nasıl Daha İyi Hissederiz?

deniz kenarında mutlu kadın

Güneş yüzünü daha çok gösterdiğinde, sabahlar erken başlıyor, akşamlar geç bitiyor. İnsan kendini bir anda daha enerjik, daha sosyal, hatta bazen daha flörtöz hissedebiliyor. Peki bu bir illüzyon mu, yoksa yaz mevsiminin ruh halimiz üzerinde gerçekten böyle bir etkisi var mı? Bilim insanları bu soruya oldukça net bir cevap veriyor: Evet, yaz ayları ruh halimizi değiştiriyor. Hem de tahmin ettiğinizden çok daha fazla şekilde!

Işıkla gelen hormon devrimi

Yaz mevsiminin ruh halimize olan etkisinin en önemli sebeplerinden biri gün ışığındaki artış. Daha uzun günler, daha çok güneş ışığı almak anlamına geliyor. Güneş ışığı, doğrudan beynimizdeki serotonin düzeyini artırıyor. Serotonin, çoğu zaman “mutluluk hormonu” olarak anılsa da aslında ruh halimiz, iştahımız, uyku düzenimiz ve hafızamız üzerinde büyük rol oynayan bir nörotransmitter.

Serotonin seviyelerinin artmasıyla birlikte yaz aylarında kendimizi daha iyimser, daha hevesli ve daha aktif hissedebiliyoruz. Bu değişim, depresif eğilimleri azaltabiliyor, özellikle de mevsimsel depresyon (SAD) yaşayan bireylerde ciddi iyileşmeler gözlemleniyor.

D Vitamini: Güneşten gelen iyilik

Bir diğer önemli faktör de D vitamini. Yaz aylarında güneşe daha fazla maruz kaldığımız için vücudumuz D vitamini üretimini artırıyor. D vitamini eksikliği, yapılan araştırmalara göre depresyon, yorgunluk ve ruh hali bozukluklarıyla ilişkilendiriliyor.

Bu vitamin yalnızca kemiklerimiz için değil, zihinsel berraklık, odaklanma kapasitesi ve duygusal denge açısından da oldukça kritik. Yani evet, biraz güneş görmek bazen gerçekten en iyi ilaç olabiliyor.

Sosyalliğin stres üzerindeki etkisi

Yaz aylarında artan açık hava aktiviteleri, tatil planları ve dış mekân sosyalleşmeleri sayesinde daha fazla insanla bağlantı kurma eğilimindeyiz. Parkta yürüyüş, deniz kenarında kahve içmek ya da hafta sonu yapılan minik kaçamaklar bile sosyal bağlantı hissini artırarak beynimizde oksitosin üretimini tetikliyor. Bu hormon, bağlılık hissi ve stresin azalmasıyla doğrudan ilişkili.

Ayrıca doğada geçirilen zamanın hem kortizol (stres hormonu) seviyesini düşürdüğü hem de parasempatik sinir sistemini (yani dinlenme ve yenilenme sistemimizi) aktive ettiği biliniyor. Kısacası yaz, bedenimize olduğu kadar zihnimize de nefes aldırıyor.

Rutinlerin dışına çıkmak

Yaz aylarında çoğumuzun rutinleri esniyor. Tatillere çıkılıyor, çalışma saatleri azalabiliyor, okullar kapanıyor, sorumluluklar bir nebze hafifliyor. Bu geçici değişim bile beynimiz için bir “yenilenme sinyali” anlamına geliyor. Monotonluk, beyin kimyasını olumsuz etkilerken, yeni deneyimler ve ufak kaçamaklar dopamin salınımını destekliyor. Yani bir yaz tatilleri yalnızca Instagram’da bir anı değil, aynı zamanda beyinsel bir reset etkisi var.

Artan flört isteği

Yazın gelen bir başka değişim de flört etme isteğimizin artması. Bunun altında yatan sebeplerden biri daha uzun günler ve artan sosyal etkileşimler. Fakat biyolojik düzeyde de değişimler söz konusu. Artan serotonin, dopamin ve oksitosin seviyeleri, bizi daha cesur ve dışa dönük hissettirebilir.

Bir diğer önemli faktör de melatonin. Gecelerin geç kararması, melatonin üretimini baskılayarak uykusuz ama enerjik hissetmemize neden olabilir. Bu da yazın geceleri daha aktif, spontane ve maceraperest olmamızı açıklayabilir.

iyi oluş günlüğü banner

Yazın tadını çıkarmak için öneriler

  • Güne başlarken güneşi selamlayın: Sabahları 10-15 dakikalık gün ışığı almak, serotonin seviyenizi artırarak ruh halinizi dengelemeye yardımcı olur. Güneşle birlikte uyanmak, sadece bedeninize değil zihninize de iyi gelir.
  • Ritminizi doğaya göre ayarlayın: Sabah yürüyüşleri, akşamüstü buluşmaları, gece serinliğinde kendinizle baş başa kalmak… Yazın doğasına uygun hareket etmek, hem beden hem ruh için daha keyifli olacak.
  • Rutinlerinizi esnetin, kendinize alan açın: Tatilde olmak şart değil. Gün içinde kendinize ayıracağınız küçük molalar, beyninizin dinlenmesini sağlar. Bir kitap, bir gölgelik, belki biraz sessizlik… Bazen hiçbir şey yapmamak da bir eylemdir. Dinlenmek, kendinizi yeniden duymaktır.
  • Sosyal ama seçici olun: Yaz, insanlarla temas kurmak için ideal. Ama bu temas sizi tüketmemeli. Sizi iyi hissettiren, enerji veren ilişkileri önceliklendirin.
  • Bir yaz defteri edinin, hislerinizi not edin: Yazın değişken ruh halini, fark ettiğiniz küçük detayları ya da tat alma anlarını yazmak hem farkındalık kazandırır hem de duygusal denge sağlar.
  • Tat almak ruhun da hakkı: Dondurma, taze meyve, yaz domatesi… Her lokmayı fark ederek yemek, sadece iştah değil duygu regülasyonu için de önemlidir. Mindful eating ruh halinizi iyileştirir.
  • Doğaya karışın: Yalınayak yürümek ya da deniz kenarında sessizce dolanmak, bedensel farkındalığı artırır ve stres seviyesini düşürür. Doğayla temas sizi köklendirir.
  • Yeni bir şey öğrenin (ama baskı yok): Yeni bir yaz şarkısı ezberlemek, basit bir yaz yemeği pişirmek ya da çiçeklerin adını öğrenmek… Öğrenmek, zihne neşe katar. Ama unutmayın sınav yok; sadece keyfi var.
  • Gökyüzüne daha çok bakın: Yeniaylar, dolunaylar, yıldız kümeleri… Yaz gökyüzü her gece başka bir şiir gibi. Hatırlayın: Gökyüzüne bakan insan, iç dünyasını da genişletir.
  • Kendinizi dinleyin: Bazı günler içinizdeki hava parçalı bulutlu olabilir. Bu da yazın bir parçası. Kendinize karşı nazik olun. Ruh hâliniz değişkense, değişmekte haklısınız.

Elbette her ne kadar yaz genellikle “iyi hissettiren mevsim” olarak görülse de, herkes için bu geçerli değil. Aşırı sıcaklar, uyku bozuklukları, bedensel rahatsızlıklar, hatta beden algısı kaygıları bazı kişilerde ruh halini olumsuz etkileyebilir. Yaz aylarında da depresyon yaşayan bireylerde bu sefer farklı bir baskı ortaya çıkabilir: “Mutlu olmam gerekiyor ama değilim” hissi. Yani yazın getirdiği ruh hali değişimleri oldukça kişiseldir. Önemli olan, bu değişimleri fark etmek ve kendinize nazik davranmayı sürdürmek.

Ancak bilim de destekliyor ki yaz, çoğu zaman ruhun biraz daha hafiflediği, kalbin biraz daha açıldığı, bedenin biraz daha hareketlendiği mevsim. Kendinizi hafif, yenilenmiş ve en önemlisi kendinize yakın hissettiğiniz, güneşi sadece cildinizle değil, ruhunuzla da hissettiğiniz bir yaz olsun.

Kaynaklar