Kahvenin enerji seviyesini, sindirimi ve hatta atletik performansı etkileyebildiği bir sır değil. Kahve tüketiminin bu fiziksel etkileri genellikle kısa vadeliyken, beyin sağlığı üzerinde bazı uzun vadeli etkileri olduğu görülüyor. Farklı araştırma organları, kahvenin hafıza fonksiyonunu bile destekleyebildiğini ve kan dolaşımına bağlı demans gibi nörodejeneratif bozuklukları azaltabileceğini öne sürüyor. Kahve ve beyin sağlığı ilişkisi nedir, sizin için araştırdık!
Kahve ve beyin sağlığı ilişkisi
2017 yılında, Boukje van Gelder ve meslektaşları, kahvenin kişiyi bilişsel gerilemeden koruyup korumadığını görmek için birlikte 10 yıldan fazla çalıştıkları 676 yaşlı erkek katılımcı hakkında bir rapor yayımladılar. Bu rapora göre, kahve içen katılımcıların, içmeyenlere kıyasla daha az bilişsel gerileme yaşadıkları bulunmuştur. En büyük etki, günde üç fincan kahve içen kişilerde görüldü. Daha az ya da daha çok içenler kişilerde ise daha az dramatik etkiler saptandı.
2009 yılında yapılan başka bir çalışmada, Marjo Eskelinen ve meslektaşları, kahvenin bilişselliğe yardımcı olup olmadığını incelemek için 21 yıldan fazla bir süredir takip ettikleri bir grup insan hakkında bir rapor hazırladılar. Eskelinen, kahve içen orta yaştaki insanların, kahve içmeyenlere veya günde iki bardaktan az içenlere kıyasla, ilerleyen yaşlarında demans ve Alzheimer hastalığı geliştirme riskinin daha düşük olduğunu buldular. En düşük demans riski ise, günde üç ila beş fincan kahve içen kişilerde görüldü.
Kahvenin içinde bulunan ve beyni destekleyen 3 bileşen
Kahvenin içinde beyne faydalı birçok madde vardır.
- Kafein: Kafein, beyni uyaran ve kan-beyin bariyerini stabilize etmeye yardımcı olan serotonin ve asetilkoli’ni artırır.
- Polifenoller: Kahvede bulunan polifenoller, serbest radikallerin neden olduğu doku hasarının yanı sıra beyin kan damarı tıkanıklığını da önleyebilir.
- Trigonelline: Kahve çekirdeklerinde bulunan yüksek miktarda trigonelline, antioksidanları aktive ederek beyindeki kan damarlarını korur.
Bazı kahveler diğerlerinden daha mı sağlıklı?
Birçok faydasına rağmen, bu demek değildir ki kahvede bulunan her madde yararlıdır. Filtrelenmemiş kahve, LDL kolesterol seviyelerini artıran ve diterpen adı verilen doğal yağlar içerir. Bunlar (bazı yararlı anti-inflamatuar özelliklere sahip olsalar da) potansiyel olarak beyindeki arter duvarlarının kalınlaşmasına ve sertleşmesine neden olabilir.
Kahve çekirdekleri kavrulduğunda oluşan bir kimyasal olan akrilamid ise nörotransmisyonu inhibe edebilir, dopamin nöronlarını yok edebilir ve oksidatif stresi artırabilir. Kahvelerdeki akrilamid miktarı değişebilir, ancak koyu kavrulmuş, taze kahve çekirdekleri genellikle en düşük miktarda akrilamide sahiptir.
Sonuç olarak, kahvede çok çeşitli kimyasallar olduğu için, araştırmacılar kahvenin demansa karşı koruyup koruyamayacağını kesin olarak söyleyemiyorlar. Ancak aşırıya kaçılmadığı sürece, kötü etkilerindense iyi etkilerinin daha fazla olduğunu söyleyebiliriz.
Günde iki ila dört bardak veya günde 400 mg’dan daha az içilmesi tavsiye ediliyor. Koyu kavrulmuş ve taze çekilmiş kahve çekirdekleri içmek ise, istenmeyen kimyasalları azaltabilir.