Genellikle, toplumun büyük bir çoğunluğu, travmatik olaylardan etkilenen kişilerin sadece fiziksel problemlerine odaklanıyor. Psikolojik müdahaleleri ikinci plana atabiliyor ya da es geçilebiliyor. Oysa kişinin fiziksel olarak sağlığını, güvenliğini ve rahatını sağladıktan sonra psikolojik müdahaleye de önem vermek gerekiyor.
Psikolojik ilk yardım neden önemli?
Psikolojik ilk yardım; doğal afet ve kaza gibi travmatik etkilere yol açabilecek olayların yaşandığı anda ya da sonrasında uygulanan psikolojik bir müdahaledir. Bu müdahale kişinin yaşanan olay sonrasında psikolojik olarak iyi olma hali açısından büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü bildiğimiz gibi bu gibi travmatik olayların etkisi, olay bitse bile ömür boyu devam edebilmektedir. Olay sonrası yaşanan bu süreç psikolojik olarak en az hasara indirilecek şekilde atlatılmazsa ortaya çok ciddi tablolar çıkabilir. Bu kişilerde olay sonrası yaygın olarak anksiyete, depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi birtakım psikolojik rahatsızlıklar gözlemleyebiliyoruz. Bu durumda, akut stres bozukluklarını önlemek, kişilerin hayatlarına minimum hasarla devam edebilmeleri ve gündelik hayatlarına dönebilmeleri için yapılacak olan psikolojik ilk yardım çok önemlidir.
Bu müdahalenin psikoloji ve psikopataloji bilgisi olan uzmanlar tarafından yapılması çok önemli. Psikolojik ilk yardımın uzmanlar tarafından yapılmaması, kişinin tutumlarının yanlış ele alınmasına sebep olabilir ve bu durum kişiye fayda sağlamaktan çok zarar verebilir.
Travmatik olaydan etkilenen kişilerle iletişim kurarken nelere dikkat etmeliyiz?
Öncelikle şunu bilmek gerekiyor ki, travmatik bir olay yaşamış olan kişinin en çok ihtiyaç duyduğu şey güvende olduğunu hissetmek ve anlaşılmaktır. Kişiye bu duyguları hissettirmek gerekmektedir. Güvende olduğunu ve anlaşılabileceğini düşündüğü bir ortamda kişi kendini daha rahat ifade edebilir. Ancak kişiyi bir şeyler anlatmaya zorlamak kesinlikle doğru değildir. Kişinin ihtiyaçlarına göre davranmak gerekmektedir.
- Kişinin cinsiyeti, yaşı gibi faktörler yaklaşımınız açısından önemlidir.
- Kişi kendini hazır hissedinceye kadar beklemelisiniz, ağlıyorsa ağlamasına izin vermelisiniz, sessiz kalmayı tercih ediyorsa sessizliğini paylaşmalısınız.
- Kendini anlatmaya hazır hissettiğinde ise onu yargılamadan, küçümsemeden, geçiştirmeden ve bölmeden dinlemelisiniz.
- Konuşmayı bölmemek bu süreç açısından önemlidir.
- “Her şey iyi olacak”, “bunlar da geçer”, “senden daha kötü durumda olanlar var” gibi genel, aslında güven vermeyen ve durumu küçümseyici ifadeler içeren cümleler kurmamalısınız.
- Nasihat vermemelisiniz, eleştiriden ve herhangi bir tartışmadan uzak durmalısınız.
- Sürece sanki hayatınızda ilk defa böyle bir olay duyuyormuşçasına biricik bir yaklaşımla ama onu anladığınızı ve yanında olduğunuzu hissettirecek bir şekilde yaklaşmalısınız.
Bu tarz travmatik bir olay yaşamış bir kişinin psikolojik ilk yardım yapılmış olsa bile, uykusuzluk çekmesi, yorgun olması, motivasyon kaybı yaşaması gibi durumlar çok normaldir. Ancak bu durumlar birkaç hafta boyunca devam ediyorsa, günlük yaşamı etkileyecek bir boyuta geldiyse, o zaman muhakkak bir uzman ile görüşme sağlanması gerekmektedir.