Kaçıngan veya çekingen kişilik bozukluğu, şiddetli sosyal anksiyete ve yargılanma korkusu nedeniyle insanları sosyal durumlardan uzaklaştıran bir rahatsızlıktır. Bu kişilik bozukluğuna sahip kişiler, başkalarıyla ilişki kurmaktan kaçınırlar. Çoğu zaman kendilerini yetersiz, utangaç ve eleştiriye karşı aşırı duyarlı hissederler. Bu durum, kişinin hayatını ciddi şekilde etkileyebilir ve onları izole bir hale getirebilir.
Çekingen kişilik bozukluğu genellikle erken yetişkinlik döneminde ortaya çıkar ve nüfusun yaklaşık %1,5-2,5’ini etkiler. Kaçıngan kişilik bozukluğuna sahip kişiler, birilerinin onları seveceğinden emin olmadıkça başkalarıyla bağlantı kurmak istemezler. Kendilerini ifade etmekten kaçınır, duygularını saklarlar ve sosyal riskler almaktan çekinirler. Bu da kariyer fırsatlarını ve kişisel zevkleri kaçırmalarına neden olabilir. Çekingen kişilik bozukluğunu anlamak, hem bu durumu yaşayanlar hem de çevresindekiler için önemli bir adımdır. Bu yazımızda çekingen kişilik bozukluğu belirtileri, nedenleri ve olası tedavi yöntemlerini inceliyor olacağız.
Çekingen Kişilik Bozukluğu Belirtileri
DSM-5-TR’ye göre, çekingen kişilik bozukluğuna sahip kişilerde aşağıdaki belirtilerden en az dördü görülür:
- Onaylanmama, eleştiri ve reddedilme korkusuyla iş ile ilgili faaliyetlerden kaçınma
- Kendilerini seveceğinden emin olmadıkça insanlarla etkileşime girmeme
- İnsanların onları utandıracağından veya alay edeceğinden korkarak samimi ilişkilerde kısıtlı davranma
- Sosyal durumlardaki eleştiri veya reddedilme ile ilgili takıntılar
- Yetersizlik duygusuyla yeni sosyal ortamlarda içe dönük ve çekingen olma
- Kendilerini kişisel olarak çekici olmayan, sosyal olarak beceriksiz ve diğerlerinden aşağı hissetme
- Utanç olasılığı nedeniyle kişisel riskler almaktan veya tanıdık olmayan faaliyetlere katılmaktan çekinme
Çekingen Kişilik Bozukluğu Nedenleri
- Genetik Etkenler: Ailede benzer kişilik özelliklerinin bulunması.
- Çocukluk Deneyimleri: Aşırı eleştiri, reddedilme, istismar veya ihmal.
- Sosyal Zorluklar: Çocukluk ve ergenlik döneminde yaşanan sosyal sorunlar.
- Biyo-psikososyal Etkileşim: Biyolojik, psikolojik ve sosyal faktörlerin birleşimi.
- Sosyal Beceri Eksikliği: Sosyal etkileşimlerde yetersizlik.
- Olumsuz İnançlar: Kendini olumsuz değerlendirme eğilimi.
Çekingen (Kaçıngan) Kişilik Bozukluğu Tanısı ve Tedavisi
Çekingen Kişilik Bozukluğu teşhisi, belirli kriterlerin DSM-5’e göre değerlendirilmesiyle konur. Bunlar arasında sosyal temas kaçınma, ilişki istememe, sosyal izolasyon, eleştiri ve reddedilme korkusu, duygusal geri çekilme ve yeni tecrübelerden kaçınma bulunur. Bu kriterlerden en az dördüne sahip olan bireylere bu bozukluk tanısı bir sağlık uzmanı tarafından konabilir.
AVPD Tedavi Yöntemleri
Kaçıngan kişilik bozukluğunu tedavi etmeye yönelik spesifik çok az araştırma bulunmakla birlikte, bilişsel davranışçı terapi (CBT) gibi konuşma terapilerinin kaçıngan kişilik bozukluğu belirtilerini hafiflettiği görülmüştür. CBT, kişinin inançlarının düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini anlamasına yardımcı olur. Bu derinlemesine yerleşmiş inançları ele alarak ve yavaş yavaş değiştirerek, kişiler başkalarından daha az korkmaya başlayabilirler.
1. Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, Çekingen Kaygı Bozukluğu tedavisinde en etkili yöntemlerden biri olarak kabul edilir. Bu terapi, bireylerin olumsuz düşünce kalıplarını ve inançlarını değiştirmelerine yardımcı olur. Araştırmalar, BDT’nin sosyal kaygıyı azaltmada ve sosyal becerileri geliştirmede etkili olduğunu göstermektedir.
2. Maruz Kalma Terapisi: Maruz kalma terapisi, bireylerin korktukları sosyal durumlara aşamalı olarak maruz kalmalarını sağlar. Bu, zamanla kaygıyı azaltır ve kişinin bu durumlarla başa çıkma becerilerini artırır. Çalışmalar(1), maruz kalma terapisinin sosyal anksiyete belirtilerini önemli ölçüde azalttığını göstermektedir.
3. İlaç Tedavisi: FDA, Kaçıngan kişilik bozukluğu için spesifik bir ilacı onaylamamıştır, ancak sosyal anksiyete bozukluğu için kullanılan ilaçların kaçıngan kişilik bozukluğu ile ilgili belirtileri iyileştirdiğine dair bazı kanıtlar vardır. Bazı durumlarda, antidepresanlar veya anksiyolitik ilaçlar, ÇKB’nin belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. SSRİ’ler (Selektif Serotonin Geri Alım İnhibitörleri) ve benzodiazepinler gibi ilaçlar, sosyal kaygıyı azaltmada etkili olabilir. Ancak, ilaç tedavisi mutlaka bir doktor kontrolünde yapılmalıdır.
4. Mindfulness ve Meditasyon: Mindfulness ve meditasyon teknikleri, bireylerin anksiyete ve stres seviyelerini azaltmalarına yardımcı olabilir. Araştırmalar, mindfulness uygulamalarının sosyal kaygıyı azaltmada ve genel psikolojik iyilik halini artırmada etkili olduğunu göstermektedir.
Ne zaman yardım almalı?
Eğer anksiyetenin sağlığınızı veya genel yaşam kalitenizi olumsuz etkilediğini düşünüyorsanız, bir doktor veya ruh sağlığı uzmanıyla konuşmalısınız. Özellikle arkadaşlar ve aile ile konuşmakta, önemli ilişkileri sürdürmekte, kendinize bakmakta veya çalışmakta zorlanıyorsanız, destek aramak önemlidir.
Eğer kendinizde ya da sevdiklerinizde bu belirtileri gözlemliyorsanız, yalnız olmadığınızı ve destek almanın mümkün olduğunu unutmayın.