İlber Ortaylı kaleminden “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?”, Ortaylı’nın hayat deneyimlerinden, akademik birikiminden, önemli gözlem ve değerlendirmelerinden oluşan bir rehber. Kitap, bireylerin kendi hayatlarını inşa etme süreçlerine dair derin bir bakış sunan etkileyici bir eser olarak öne çıkıyor. Ortaylı, Türkiye’nin ve dünyanın en saygın tarihçilerinden biri olarak; kitabında tarihsel, güncel olaylar ve önemli kişilere de yer vererek, geleceğimizi ve kişiliğimizi inşa etmede önemli tüyolar veriyor. KİK Kitap Kulübü‘nde bu kez “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?” kitabını sizin için inceledik!
“İnsan Geleceğini Nasıl Kurar?” kitap içeriği
“Ölçülü bir hayat yaşayın. Tüketmeyen, kirletmeyen bir hayat. Her esen rüzgârda savrulmayacağınız, düzenli bir hayat. Neyi öğreneceğinize, neyi yapacağınıza kendinizin karar verebileceği bir hayat.”
Kitap, okurlarını düşünmeye, planlamaya ve gelişmeye teşvik ederek inanılmaz bir motivasyon kaynağı oluyor. Sosyal medya gibi pek çok dikkat dağıtıcı unsurun bizi oyaladığı bir çağda izole olup bir köşede okumak, kendimize yapacağımız yatırımlardan biri olacaktır. Seneca, Cicero, Hannibal ve Goethe’den birçok alıntı yaparak, geçmişten geleceğe geçerliliğini koruyan önemli bilgiler sunuyor. İçindeki yönlendirmeler ve sunduğu okuma listesi entelektüel birikimimizi zenginleştiriyor. “Çok açık ki disiplin, çalışma biçimi ya da zaman kavrayışı döneme göre değişir. Sizlerin özellikle de genç yaşta olanların çağlardan beri değişmeyen unsurlara odaklanması beklenir: Yalnız kalma becerisi, konsantrasyon ve bu sayede düşünüp üretebilme becerisi.”
Röportaj formatında yazıldığı için oldukça akıcı ilerleyen kitap, İnsana geleceğini nasıl kurması gerektiğini dokuz bölümde anlatıyor. Her bölüm kendi içinde bir kılavuz oluşturuyor. Kitabın ikinci bölümünde “Yetenek Nasıl Kullanılır?” sorusuna cevap aranmaktadır. Ortaylı; yetenek meselesinin dört aşamada gerçekleştiğini söyler: Merak etmek, keşfetmek, çalışmak ve bir hedef doğrultusunda plan yapmak.
Kitabın üçüncü bölümünde, Ortaylı idame-i hayatın ne ve nasıl olduğunu anlatmaktadır. İdame-i hayatın geçmişteki tecrübelerini ve anlam farklılıklarını Seneca ile Cicero’yu referans alarak açıklıyor: “Dünyaya mutlu bakmak mutlu olmak insanların hakkı ve görevidir. Hayata iyi bakacaksınız her zaman bir çıkar yol araştıracaksınız olayları iyi yönünden görmeye çalışacaksınız.”
Dördüncü bölümde ise “dostluk” kavramı enine boyuna ele alınıyor ve önemli dersler veriyor. Ortaylı, dostluğun tarih içinde yaşanmış örnekleriyle günümüz şartlarındaki dostluğun nasılda dar bir çember içinde kaldığının altını çiziyor: “Karşıt görüşleri öğreneceksiniz. İnsanlar sevmedikleri insanlardan, benimsemedikleri ideolojilerden de öğrenebilir ve değerli olan da budur. Saygı duyacaksınız, sevmek de şart değil. Herkese tahammül etmek zorundasınız.”
Beşinci bölümde, toplumun kendini nasıl devam ettireceği ve son üç bölümünde, bireyin algı ve kişiliği üzerinde etkisi çok olan etrafa bakma sanatı, ilham ve umut kavramları detaylıca ele alınıyor.“İnsanların aslında dar bir çevresi vardır. O dar çevre genişletilemez. Kimsenin de genişletmemesi lazımdır. İnsanın ömrü de zamanı da, birbirine gösterdiği ilginin süresi ve ölçeği de bellidir. Çemberi genişlettikçe zaman ayırmanız gereken insanların zamanından gider.”
Neden okunmalı?
Kitap, akıcı dili ve örneklerle zenginleştirilmiş anlatımı sayesinde geniş bir okuyucu kitlesine hitap ediyor. Ortaylı, kendi yaşam tecrübelerini de kitabına yansıtarak genç nesillere ilham veriyor ve okuyucularını düşünmeye teşvik ediyor. “İnsan Geleceğini Nasıl Kurar”, bir yol haritası niteliğinde olup, kişisel gelişim ve başarıya ulaşma yolunda önemli bir rehber sunuyor. Kitabın derinlikli analizleri ve deneyimlere dayalı iç görüler, okuyuculara hem bireysel hem de kolektif geleceği inşa etme sürecinde rehberlik ediyor. Sonuç olarak, İlber Ortaylı’nın bu eseri, bireyin kendi potansiyelini keşfetmesine, hayattaki hedeflerine ulaşmasına ve daha bilinçli bir yaşam sürmesine yardımcı olacak nitelikte. Özellikle geleceğini bilinçli bir şekilde inşa etmek isteyen herkesin okuması gereken değerli bir eser olarak öne çıkıyor.
Ortaylı’nın da dediği gibi: “Türkiye’nin en büyük problemlerinden biri insanların artık ahlaksızca başkasının hakkını yemeyi bile kendi nasibi olarak görmesidir. “Bu bana nasip olarak verildi.” diyorlar. Kimse “Ben bu işin adamı değilim.” diyemiyor.” Bu satırlar ülkemizde çoğunluk halinde var olan düşünce yapısını yeterince gözler önüne seriyor. Neler yapmamız gerektiğini, nelere ses çıkarıp, neleri görmezden gelmemiz gerektiğini anlamamız, hem düşünce yapımızda hem de hayatımızda çok şeyi değiştirebilir. Bu nedenle altını çizelim, okuyalım. Durmadan, yorulmadan, usanmadan okuyalım. Yalnız eğitim için değil; doğru ahlak ve güzel bir Türkiye için okumak gerek. Bizi okumak kurtaracak.
Meraklısına, İlber Ortaylı’dan mutlaka okunması gereken 5 roman önerisi:
- Amin Maalouf- Tanios Kayası
- Ferenc Molnar- Pal Sokağı Sakinleri
- Reşat Nuri Güntekin- Çalıkuşu
- Ivo Andric- Drina Köprüsü
- Umberto Eco- Gülün Adı
