IKIGAI Felsefesinin Altın Kuralları ile Uzun ve Mutlu Yaşamın Sırları

Gelincik tarlasında koşan kırmızı elbiseli kadın

Bir Japon yaşam felsefesi olan ikigai, ‘iki (yaşam)’ ve ‘gai (gaye)’ kelimelerinden oluşmaktadır. Bu iki kelime birleştiğinde yaşam sevincinizi ve motivasyonunuzu bulacağınız müthiş bir rehber sunar. Ikigai herkese aynı kuralları dayatmaz. Herkes kendi yaşamının içerisinde, kendi hayat dinamiklerine göre yaşamsal motivasyonunu artıran ikigai felsefesini kendi keşfeder. Peki nedir insanların daha sağlıklı, keyifli ve nitelikli yaşamasını sağlayan ikigai felsefesi? Gelin hep beraber bu yaşam felsefesinin on altın kuralına bakalım!

Mutlu yaşam sırrı ikigai nedir?

Garcia ve Miralles’in uzun yaşayan Japon halkının yaşam sırlarını çözümlemek için bir yolculuğa çıkar. Yaşam süresinde küresel ortalamayı geçen insanların yaşadığı, Japonya’nın güneyindeki bir ada olan Okinawa bölgesi dikkatlerini çeker. Bu bölgede Ogimi kasabasında yaşayan Okinawalılar olağandışı uzun yaşamaktadırlar. Her ne kadar sağlıklı beslenmeleri, minimalist yaşam şekilleri ve astropikal iklimde yaşıyor olmaları uzun yaşam sırlarını etkileyen bir etmen olarak görünse de, asıl uzun yaşam sırlarının benimsedikleri yaşam felsefeleri olduğu fark edilir.

Ikigai Uygulama Rehberi

Aktif kalın, emekli olmayın.

Japonya’da ‘işi tamamen bırakmak’ anlamına gelen emeklilik kelimesi yoktur. Emeklilik kelimesinin olmaması, bir işe girip yaşamın sonuna kadar orada çalışmak değildir. Japonlar hayatları boyunca kendilerini aktif tutan işlerle meşgul olurlar. Bu da yaşamdan hiçbir zaman emekli olmamak demektir.

Ağırdan alarak yaşayın.

Yaşamın geçici, kısa ömürlü ve hızlı akan bir doğası olduğu her inanışın temelinde yer alır. Bu kadar hızlı akan ve zamanın göreliliğinde doğum-ölüm arasında kalan bu boyut, oldukça kısa bir zaman dilimi olarak kabul edilir. Ikıgai, kendi yaşamınızda doğum ile ölüm arasındaki bu zaman dilimini olabildiğince yavaşlatarak ve tadını çıkararak yaşamınızı öneriyor. Birçok işi bir arada yürütmek, her şeye yetişmeye çalışmak, çok olmaya çalışırken az olmak demektir. O yüzden, bir bardak suyu bile vücudunuza sağladığı faydayı hissederek için. Sadece bakmayın; görün. Çevrenizdeki ekosistemi her ayrıntıyla görmeye başladığınızda ne kadar değerli olduğunuzun da farkına varacaksınız.

Daha uzun yaşamak için daha az yemek yiyin. (% 80 Kuralı)

Japonlar, midelerinin %80’inin doyduğunu hissettiklerinde yemek yemeyi bırakarak bedenlerini yormazlar. ‘Hara hachi bu’ adı da verilen bu altın kural, Japonların daha zinde yaşamalarını sağlıyor. Beslenme şekilleri ise haftada üç kez balık, olabildiğince (günde 2.5 kg) sebze haşlaması ve tatlı patates şeklindedir. Okinawalılar, beslenme şekilleri ile günde kalori tüketimini 2000 kalorinin altında tuttukları bilinmekte. Dolayısıyla beden kitle endeksini dengede tutarak yaşadıklarını göstermektedir.

İyi arkadaşlar ömür uzatır.

Ikigai’nin çıkış noktası olan Okinawa bölgesinde, Okinawalıların dahil oldukları küçük arkadaş grupları bulunmaktadır. Bu gruplara ‘Moais’ adı verilir. Bu grupların kendi bölgelerinde çeşitli etkinlikleri, sosyal aktiviteleri bulunur. Bölge halkı, yaşları kaç olursa olsun, bu etkinliklere katılır. Böylelikle de kendilerini her zaman yaşamın içerisinde hissederler. Bu duygu, onları yaşama bağlar.

Japonların benimsediği bu yaşam tarzı farklı birçok kültürde, inanışta ve bilimde de desteklenmektedir. Pierre Franckh’ın Rezonans Kanunu kitabında da çevremizdeki insanların yaşamsal enerjimizi etkilediği bir rezonans alanı oluşturduğu belirtilmektedir. Ayrıca, Robin ve Judge’ın (2013) örgütsel davranış kitabında, duyguların bulaşıcı olduğu ve çevremizdeki insanlar mutluysa mutlu, stresli ise stresli, acı çekiyorsa acı çektiğimizi ileri sürmektedir. Dolayısıyla iyi bir çevre, nitelikli arkadaşlar sizin de yaşam niteliğinizi artıracaktır.

Bir sonraki doğum gününüze kadar şekle girin.

Beden ve ruh sağlığı birbirini etkileyen iç içe geçmiş iki sistemdir. Beden sağlığı ruhu ve zihni parlatır. Ruh ve zihin sağlığı ise bedenin daha iyi olması için gerekli koşulları oluşturur. Birinden birinin akışındaki herhangi bir aksaklık, bireyin yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler. Japonlar, her gün mutlaka yürüyüş yapmakta ve çok az araç kullanmaktadırlar. Yürüyüşün ise kandaki kolestrolü azalttığı, hipertansiyonu ve şekeri dengelediği, vücutta oksitosin, serotonin gibi hormonlar salgılayarak mutluluğu artırdığı da bilinmektedir.

Olabildiğince gülün, gülümseyin.

Kalben gülümseyeceğiniz bir durumda olmasanız bile, yüzünüzün gülümseme refleksi gösterdiğinde ruhen de kendinizi mutlu hissedeceğinizi fark edeceksiniz. Tabi ki yaşamsal yolculuğunuzda mutlu ve güzel enerjili insanlarla çevrili olmak, mizahı yaşamın her anında kullanmak oldukça önemli. Özellikle stresli zamanlarda bu yönteme başvurmalı, stresi içselleştirmeden yaşamınızdan uzaklaştırmalısınız. Böyle zamanlarda modunuzu yükseltecek bir mutluluk reçetesi de hazırlamalısınız.

Doğayla bağlantı kurun.

Şehir hayatına entegre olmuş yaşamlarımız bizi doğadan, dolayısıyla da özümüzden uzaklaştırmıştır. Ikigai bize sürekli doğayla iç içe olmamızı, topraklanmamızı, doğal yaşamın içerisindeki canlıları fark edip akıştaki enerjiyle şarj olmamızı önermektedir. Ayrıca Ogimi kasabasında yaşayan her bireyin sebze-meyve yetiştirdiği ve doğayla buluştuğu bir bahçesi vardır.

Yaşama teşekkürlerinizi sunun, şükredin.

Hayatınızı çevreleyen, size iyi hisseden her şey için teşekkür edin. Sizi mutlu eden, şükrettiğiniz şeylerin listesini yapın. Sağlığınız, aileniz ya da okuduğunuz okul, en yakın arkadaşınız, mor gömleğiniz, yaşadığınız eviniz, ya da çok sevgili kediniz… Bu şükürler listesi sizi mutlu eden şeyleri de görmenizi sağlar.

İnsan beyni sorun çözme odaklı bilincini çalıştırır. Bu da hep çözmek istediği sorunlu alana beyni yönlendirir. Hayatınız % 1’lik bölümü dahi etmeyen sorun, bir anda beynin işlevi nedeniyle hayatınızın geri kalan % 99’luk mutlu kısmını gölgede bırakır. Beynin bu otomatik çalışma sisteminin farkına varıp, beyninizi kontrol etme ve yönlendirme de tamamen sizin elinizdedir. Bunun için beynin çalışma mekanizması üzerine de okumalar yapabilirsiniz. Ama biz bu altın kural çerçevesinde size, hayatınızda bir şükür listesi hazırlamanızı ve hayatınızdaki güzelliklerin de farkına varmanızı öneririz. Böylelikle herhangi bir sorun anında şükür listenizin sağladığı çağrışımla beyninizi kontrol edecek ve beyninize yaptırdığınız bu jimnastikle zihninizin ve yaşamınızın kontrolünü ele geçireceksiniz.

Anı yaşa, akışta kal.

Bir gemi olduğunuzu düşünün. Geçmiş geminizin arka güvertesindeki kapı, gelecek geminizin ön güvertesindeki kapı olduğunu hayal edin. Aklınız geçmişteki herhangi bir şeye gittiğinde, takılı kaldığında arka kapıdan su almaya başlarsınız. Geminiz batabilir veya dengesi bozulabilir. Geminizin sağlıklı bir şekilde yolculuğa devam etmesini istiyorsanız kapatın geçmiş kapısını.

Peki ya gelecek? Gelecek kapısı geminizin önünde. Aynı şekilde gelecekte ne olacağına yönelik düşündüğünüz, kurguladığınız veya varsaydığınız her olasılık; sadece geminizin su almasına ve dengenizi kaybetmenize sebep olacaktır. Şu anda, geminizin köprü üstündesiniz. Sadece manzaranızın keyfini çıkartın. Çünkü geçmiş de gelecek de düşüncelerden oluşan bir illüzyondur. Ne anılara müdahale etmek mümkündür ne de gelecekte yaşanacak hikayelere. Tek gerçek vardır, o da şu andır. Düşüncelerinizi kontrol etmeyi, bu beyin jimnastiğini yapmayı alışkanlık haline getirmelisiniz.

Kendi ikigai felsefenizi yaşam merkezine oturtun ve hep takipte kalın.

Ikıgaisini kimi keşfetmiştir, kimi hala arayışına devam etmektedir. Bilin ki ikigaisini keşfeden insanlar dahi yaşamsal yolculukta güçlü çeldiriciler (para, güç, şöhret vb.) ile karşılaştıklarında odaklarından uzaklaşabilmektedirler. Ikigainiz ile bu kadar tetikleyici varken bağlantıda kalmanız, zaman zaman zorlaşabilir. Ancak yaşamınıza bu sistemi kurduğunuzda siz uzaklaşsanız dahi ikigainizden, sevdiğiniz insanlar ve oluşturduğunuz müthiş güzellikteki rezonans alanınızla tekrar tekrar yaşamınızın merkezine çekileceksiniz.

Ikigaisini keşfetmiş bir birey, ne ile karşılaşırsa karşılaşsın kendi yaşamsal yolculuğuna tutkuyla devam eder. Karşılaştığı hikayelerde kartlar kendilerine karşı dağıtılmış olsa dahi amaçlarından asla vazgeçmezler. Buna karşın kontrol edemeyecekleri konular olduğunda direnç göstermez, durumu akışa bırakır ve asla endişelenmezler. Çünkü onların hikayeleri tek değildir. Bu durum aleyhlerine olsa dahi yolculuklarına tutkuyla devam etmek için içerisinde yer alacakları birçok olası hikaye vardır. Bunun bilincinde, yolculuğun tadını çıkartarak yaşama devam ederler.

Kendi ikigai felsefenizi bulmanız dileğiyle!

Kaynaklar
ikigai, ikigai uygulama rehberi, japonların uzun ve mutlu yaşam sırrı, Kişisel Gelişim