Anın Değerini Anlamak: Anda Yaşayamamak ve Çözüm Yolları

camdan dışarı bakan kadın

Anda yaşayamama problemi, neredeyse hepimizin sahip olduğu ortak bir problem. Günlük hayatımızın koşuşturmacası içinde, günlük sıkıntılarımızla uğraşırken pek çoğumuz anı yaşamaya pek odaklanamıyoruz ve dolayısıyla da anın tadını çıkartamıyoruz. Hele bir de kaygılı ya da sıkıntılı bir ruh hali içerisindeysek, kafamız meşgul ise anda yaşamak neredeyse imkansız bir hale geliyor. Yani kısaca, geçmişte yaşadıklarımızın ya da yaşayamadıklarımızın, gelecekte ne olacağımızın, nasıl olacağımızın ve ya kiminle olacağımızın düşüncesinden şu anı yaşayamıyoruz. Peki anı yaşayamama ne gibi sorunlara yol açabilir ve anda kalmak nasıl mümkün?

Sürekli geçmiş ve gelecekte yaşamak ne gibi sorunlara yol açabilir?

Kişinin sürekli geçmişi ve geleceği düşünmesi, bir dizi olumsuz sonuca neden olabilir ve bu durum bazı psikolojik problemlerle ilişkilendirilmiştir. İşte bu düşünce kalıplarının yol açabileceği bazı potansiyel problemler:

  1. Anksiyete ve Stres: Gelecekteki belirsizlikler veya geçmişte yaşanan olumsuz olaylar düşünüldüğünde, anksiyete (kaygı) ve stres düzeyleri artabilir.
  2. Depresyon: Sürekli geçmişi düşünme, geçmişte yaşanan olumsuz olaylara takılı kalmayı ve depresyonu tetikleyebilir. Aynı zamanda, gelecekteki belirsizlikler ve karamsar düşünceler de depresyonun bir belirtisi olabilir.
  3. Odaklanma Problemleri: Geçmişi veya geleceği düşünmek, günlük işlere odaklanmayı zorlaştırabilir. Bu durum, kişinin iş veya günlük aktivitelerine verimli bir şekilde odaklanmasını engelleyebilir.
  4. İlişki Sorunları: Sürekli geçmişi düşünmek, geçmişteki ilişki sorunlarına odaklanmayı ve bu sorunları mevcut ilişkilere taşımayı beraberinde getirebilir. Aynı zamanda, gelecekle ilgili endişeler de ilişkileri etkileyebilir.
  5. Karar Vermekte Zorluklar: Geçmişi ve geleceği düşünmek, karar vermeyi zorlaştırabilir. Kişi karar alma süreçlerini uzatabilir ve kişiyi kararsızlık içinde bırakabilir. Bu duruma karar yorgunluğu adı verilir.
  6. Uyku Problemleri: Sürekli düşünceler, uykusuzluğa ve uyku problemlerine yol açabilir. Geçmişteki olaylar veya gelecekle ilgili endişeler, kişinin uyku kalitesini etkileyebilir.
  7. Duygusal Tükenmişlik: Sürekli geçmişi ve geleceği düşünmek, duygusal enerjiyi tüketebilir ve kişinin duygusal tükenmişlik hissetmesine neden olabilir.

Bu durumlar bireyden bireye değişebilir ve kişinin genel zihinsel sağlığını etkileyebilir. Eğer bu tür düşünce kalıpları sürekli ve kontrol edilemez bir şekilde devam ediyorsa, bir uzmana başvurmak önemlidir. Profesyonel yardım, bu tür düşünce kalıplarıyla başa çıkmak için etkili stratejiler ve destek sağlayabilir.

Geçmiş ve geleceğe farkındalıklı bakış

Geçmiş dediğimiz zaman dilimi, şu an içinde ne kadar kafa yorarsak yoralım, üzerine ne kadar düşünürsek düşünelim, bir daha gelmeyecek olan ve de hiçbir zaman değiştiremeyeceğimiz olaylar ve durumlardan oluşuyor. Bugünün içinde biz her ne kadar “keşke” ile başlayan cümle kurarsak kuralım, ne yazık ki geçmişi değiştiremeyeceğiz. Değiştiremediğimiz gibi, bugünün içinde sürekli olarak geçmişi düşünerek hem stres ve üzüntü duyacağız, hem de bugünü kaçırmış olacağız. Tabii ki bu demek değil ki geçmişimizi tamamen geride bırakalım, unutalım, hiç ders çıkartmayalım ve aynı hataları tekrarlayalım… Ancak geçmişimiz geçmişte kaldı. Bunu söylemek, kabullenmek ve düşünmemek zor biliyorum; fakat geçmişte ne yaşanmış olursa olsun, iyi ya da kötü, bugününüzde yok. Çünkü çoktan geçti gitti ve bitti.

Gelecek dediğimiz zaman dilimi ise henüz gelmemiş olan, ancak şimdiki an içinde yaptığımız hareketlerimizle değiştirebileceğimiz, belirsiz, sonsuz olasılıklar demek. Tabii ki geleceğimizi bugünden planlamak önemli, ancak bu da planlama düzeyinde kalmalı ve bitmeli. Tamamen geleceğe odaklı yaşamak kaygıya ve mutsuzluğa sebep olur. Çünkü siz anda yaşamayı öğrenmediğiniz sürece o gelecek zaman dilimine koyduğunuz şey geldiğinde de onun farkına varamayacak ve ondan sonra gelecek şeye odaklanıyor olacaksınız.

Hayatlarımız peş peşe eklenmiş olan anlarımızın toplamından oluşuyor. Peki öyleyse esas olan, gerçek olan şimdi içinde bulunduğumuz an değil mi?

Anda kalmak için ne yapılabilir?

Eğer kaliteli bir hayata sahip olmak, hayattan keyif almak istiyorsanız, geçmişi ve geleceği bir kenara bırakıp şimdiye odaklanmalısınız. “Şimdi nasıl hissediyorum? Şu an nasıl daha mutlu olabilirim?” gibi soruları kendinize yöneltip, anı nasıl güzelleştirebileceğinize vermeye çalışın dikkatinizi.

Bunun için bilinçli farkındalık (mindfulness) ve gevşeme egzersizleri yapmak, andan koptuğunuzu fark ettiğiniz zaman o düşünceyi yakalayıp şimdiki ana dönebilmeyi denemek işe yarayacaktır. Meditasyon yapmayı hayatınızın bir rutini haline getirmek de büyük ölçüde anda kalabilmenize yardımcı olur. Bu durum kaygı ve stres oranınızın azalmasına da yardımı olur.

Anda kalmak, mevcut anı değerlendirmek, şu anda olup biteni fark etmek ve bu anın tadını çıkarmak anlamına gelir. İşte anda kalmak için kullanabileceğiniz bazı yöntemler:

  1. Meditasyon ve Mindfulness (Farkındalık): Meditasyon ve mindfulness teknikleri, zihinsel sakinlik ve şu anın farkında olma konusunda yardımcı olabilir. Günlük bir meditasyon pratiği veya mindfulness egzersizleri, zihinsel odaklanma ve stresten arınma konusunda faydalı olabilir.
  2. Derin Nefes Almak: Yavaş ve derin nefes almak, stresle başa çıkmak ve sakinleşmek için etkili bir yöntemdir. Derin nefes almak, vücudu rahatlatır ve anın tadını çıkarmak için zihinsel bir boşluk yaratabilir.
  3. Bilinçli Farkındalık: Yaptığınız aktivitelere odaklanın ve bu anın keyfini çıkarın. Örneğin, yemek yerken sadece yemekle ilgilenin, doğada yürüyüş yaparken çevrenizdeki detaylara dikkat edin.
  4. Tek Görevli Olma: Birden fazla şeyi aynı anda yapmaktan kaçının. Bir şeye tam odaklanmak, o anın tadını çıkarmak için yardımcı olabilir.
  5. Elektronik Cihazlarından Ara Vermek: Elektronik cihazların sıklıkla kullanılması, zihinsel dağınıklığa neden olabilir. Belirli zamanlarda bu cihazlardan uzaklaşmak, gerçek dünyaya daha fazla odaklanmanıza yardımcı olabilir.
  6. Doğayla Zaman Geçirmek: Doğada vakit geçirmek, sizi şu anın güzellikleriyle daha fazla bağlantı kurmaya teşvik edebilir. Ağaçların, kuşların veya doğanın diğer unsurlarının farkına varmak, zihinsel dinginlik sağlayabilir.
  7. Teşekkür ve Minnettarlık Pratiği: Her gün küçük şeylere minnettarlık göstermek, şu anı değerlendirmenize ve olumlu duyguları artırmanıza yardımcı olabilir.
  8. Sanat ve Yaratıcılık: Resim yapmak, müzik dinlemek veya yazı yazmak gibi yaratıcı aktiviteler, zihinsel odaklanma ve mevcut anın tadını çıkarma konusunda yardımcı olabilir.

Önümüze çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendirebilmek için anda kalmak, anın tadını çıkartmak önemlidir. Daha fazla ana odaklanarak hayat kalitemizi arttırabilir, daha mutlu olabilir ve önümüzü daha net bir şekilde görebilir.

Kaynaklar
anda kalmak, anda yaşayamama, farkındalık, Kişisel Gelişim, nasıl anda kalınır, Psikoloji